I'm concerned about you traducir turco
386 traducción paralela
I'm only concerned about you two.
Ben ikinizi düşünüyorum.
As your father's friend, I'm concerned about you
Babanın bir arkadaşı olarak senin için endişeleniyorum.
As far as I'm concerned, you needn't worry about your old heel.
Bana göre geçmişin için endişelenmene gerek yok.
I'm more concerned about escapes than you are.
Sağlıklarına önem veriyorum.
WALTER, DO YOU FEEL ALL RIGHT? AT LEAST, WHEN I WAS CONCERNED ABOUT MY HEALTH,
Sağlığım konusunda endişe ederken, en azından bir risk bölgesi söz konusuydu.
You see, I'm concerned about how you two will get by on the road, and I'd like to be able to give you three or five ryo for your travel needs.
İkinizin bu yoldan nasıl geçeceğiniz konusunda endişeleniyorum..... ve size seyahat edebilmeniz için 3 yada 5 ryo vermek istiyorum.
Why are you so concerned about what I do with my day?
Bütün gün ne yaptığım seni neden ilgilendiriyor?
I'm more concerned about what you intend to promote.
Emin ol, benim kaygılandığım konu da terfi meselen zaten.
What I'm really concerned about is you.
Asıl endişelendiğim kişi sensin.
I hope the two of you are not concerned about this.
Umarım ikiniz, bu durumdan endişelenmiyorsunuzdur.
I'm as concerned as you are about the direction of this country
Bu ülkenin gidişatıyla en az senin kadar ilgileniyorum ben de
I was concerned about you, my dear.
Senin için endişelendim, tatlım.
The game that I'm really concerned about is the game that you had with Dudek in the French restaurant.
Gerçekten ilgilendiğim oyun Fransız lokantasında Dudek'le oynadığın oyun.
I'm concerned about leaving you alone, Julie.
Seni yalnız bırakmak beni kaygılandırıyor, Julie.
I'm more concerned about you.
Ben asıl senin için kaygılanıyorum.
I'm sure you've been concerned about what'll happen now that Mr. Harvey has left.
Eminim, Bay Harvey gittikten sonra ne olacağı konusunda meraklandınız.
I'm more concerned about him than you are.
Onun hakkında senden daha fazla endişeleniyorum.
Because, as far as I'm concerned... You can't be unconcerned about a sum that is close to $ 100 million.
Çünkü bununla ilgilenmiyorum... 100 milyon dolarlık bir miktara ilgisiz kalacağını zannetmiyorum.
Thana, I guess what I'm trying to say is I'm concerned about you.
Thana, senin için endişelendiğimi söylemeye çalışıyorum.
It's not that you're not doing a wonderful job. It's just that I'm very concerned about this one particular box.
Size güvenmediğimden değil ama çok önemli bir kutu var.
I'm concerned about you.
Senin için kaygılanıyorum.
I have explained to Holmes how concerned you must be about the possibility of a scandal.
Bir skandal çıkması ihtimali konusunda ne kadar endişeli olduğunuzu Bay Holmes'a açıkladım.
To tell you the truth, i'm... Tell you the truth i'm very concerned about my daughter.
Doğrusunu isterseniz, ben ben kızım konusunda oldukça endişeliyim.
- Philip... I'm just as concerned about this as you are.
- Philip ben de bu konuda senin kadar endişeliyim.
I'm concerned about you.
- Anne.. - Senin için endişeleniyorum.
I'm very concerned about the woman you attended to today.
Bugün tedavi ettiğin kadın için çok kaygılandım.
You know, later for Sal. You know, sometimes I think you're more concerned about him than me, and I'm your own brother. Yeah!
Biliyor musun, bazen Sal'ı benden daha çok düşünüyorsun gibi geliyor ben senin ağabeyinim.
- I'm very concerned about you, Billy.
- Senin için çok endişeleniyorum Billy.
Frankly, I'm concerned about you, Oliver.
Açıkçası, senin için endişelendim, Oliver.
I'm sure you're as concerned as I am about the explosion aboard K'mpec's vessel.
Eminim ki sizde K'mpec'in gemisindeki patlama hakkında benim kadar kaygılısınız.
But if I were you, in the interests of your career, I'd be very concerned about finding the real cause of these outbursts before the Legarans arrive.
Ama sizin yerinizde olsaydım, kariyerimi biraz olsun önemsiyorsam, bu öfke patlamalarının gerçek nedenini Legaranlılar gelmeden önce... bulmaya uğraşırdım.
But, you know, I'm really concerned about the two of you.
Ben sizler için çok endişe etmeye başladım.
I'm really pleased... that you are so concerned about me.
Hakkımda konuşmanız... beni çok mutlu etti.
I must remind you gentlemen, that we are extremely concerned about donning artifacts.
Beyler, tarihi eserlerle ilgili fazlasıyla hassas olduğumuzu size hatırlatmalıyım
I can't help it. I'm concerned about you.
Neden bahsediyorsun sen?
You're concerned about Rebecca... so, I made inquires
Rebeca için endişeleniyorsun. Öyleyse ben de araştıracağım.
I'm concerned about you.
Senin için endişeeniyorum.
- I'm concerned about you and Lisa. - Me too. They're drifting apart.
- Lisa ile konuştum ve onunla biraz ilgilenmelisin bence - bencede anne. bence biraz birlikte olmalılar
If you're concerned about a breach of security, I'm sure your captain can make a determination.
Güvenlik ihlali oluşması konusunda şüpheleriniz varsa, eminim kaptanınız bir karar verecektir.
Well, you know, Professor, perhaps I don't give a damn about your past because your past is my future and as far as I'm concerned, it hasn't been written yet!
Pekala, biliyorsunuz, Profesör, belki de sizin geçmişiniz benim geleceğim olduğu için, ve henüz benim geleceğim yazılmadığı için, geçmişinizi umursamıyorum!
I know you were concerned about how the layout was gonna be, but I'm picturing'you and beautiful white beaches, and powder-blue skies, crystal beautiful water.
Düzenlemelerle ilgili kaygilandigini biliyorum, ama seni ve kumsallari gözümün önünde canlandiriyorum, masmavi gökyüzünü, ve kristal berrakligindaki denizi.
I'm concerned about leaving you alone.
Seni yalnız bırakmaktan korkuyorum.
I was starting to get kind of concerned about you, Jenny.
Senin hakkında endişelenmeye başlamıştım Jenny.
Elaine, I'm concerned about you.
Elaine, senin için endişeleniyorum.
I'm just as concerned about making it perfect as you are.
Sadece onu senin kadar mükemmel hale getirmekle ilgileniyorum. - June, Gerçekten sanmıyorum...
Peg, would you have any idea why I'd feel less concerned about it?
Peg, sence neden sırtım hiç aklıma gelmedi?
But I'm concerned about getting you back to Rangoon by nightfall.
Ama gece olmadan Rangoon'a dönmek zor.
- Where does it come from? All I'm concerned about is getting you back in the car.
Tek isteğim seni arabaya bindirmek.
As I recall, you were somewhat concerned about where I fit... in the great organizational scheme of things.
Hatırladığım kadarıyla bu büyük organizasyon içindeki yerimin neresi olduğunu merak edip duruyordun.
Niles, I don't mind telling you, I'm a little bit concerned about this.
Bu konu hakkında endişelendiğimi söylemeliyim Niles.
You know, Al, I've been a little concerned about your cholesterol. So I've switched to Nothing Beaters.
Kolesterolün için endişelendiğimden ötürü hiçbir şey salatası yaptım.
i'm concerned 79
about you 267
about you and me 17
about yourself 16
about your mother 24
about your 17
about your dad 25
about your age 24
about your father 21
i'm crazy about you 75
about you 267
about you and me 17
about yourself 16
about your mother 24
about your 17
about your dad 25
about your age 24
about your father 21
i'm crazy about you 75
i'm coming 2831
i'm coming for you 168
i'm cool 343
i'm coming back 122
i'm calling you 30
i'm coming home 132
i'm coming now 34
i'm crazy 193
i'm coming over 74
i'm confused 604
i'm coming for you 168
i'm cool 343
i'm coming back 122
i'm calling you 30
i'm coming home 132
i'm coming now 34
i'm crazy 193
i'm coming over 74
i'm confused 604