I'm onto you traducir turco
458 traducción paralela
I'm sure that I would've grabbed onto you.
Gerçekten yok mu?
Can you now understand why I'm always hanging onto you?
Şimdi niye sana tutmaya çalıştığımı anladın mı?
I'm not going to acknowledge you even if I see you and won't ever grab onto you either.
Seni gördüğümde tanımıyormuş gibi davranacağım, sana dokunmayacağım.
Do you think that I'm going to run over to you and hold onto you from the back just because you're putting on that act?
Sırf sen böyle yaptın diye arkandan koşup sarılacağımı mı düşündün?
Initially, I felt comfortable to cling onto you as my defensive shield.
İlk başlarda sığınağım olarak sana tutunduğumda çok rahattım.
Because I just clung onto you without having to think about anything else.
Hiçbir şey düşünmeden, sana yapıştım kaldım.
How can I live my life clinging onto you like that? I have my own world to live in.
Benim de kendi hayatım varken nasıl sana bağlı yaşayabilirim?
I clung onto you even though you've told me to get lost a 100 times.
100 kez defol desen bile seni bırakmadım.
How can I live the rest of my life clinging onto you like that? I have my own world that I need to live in.
Benim de kendi hayatım varken nasıl sana bağlı yaşayabilirim?
I'll hold tightly onto you... and so that you'll never get lost.
Sana sıkıca tutunacağım ki kaybolma.
Well, the way I figure, if I count the nights, too, I got nigh onto four months to pay you off.
Şey, düşündüm de eğer geceleri de hesaba katarsam borcumu bitirmek için dört ayım var.
I thought they were big, heavy iron things with a hook to hold us onto the sea bottom. When you threw that thing out,
Bizi denizin dibine tutturan kancalı büyük demirler sanırdım.
Would you mind very much if I lifted you onto that table in there?
Seni şuradaki masaya taşımamın mahsuru var mı?
Oh, I watched you onto the train, uh...
Burada mı? Oh, Trene binişini izledim, ben..
I'm onto you.
Amacını biliyorum.
Well, it feels like you better hang onto my arm or I go up like a balloon.
Şey gibi... Koluma asılsan iyi edersin, yoksa balon gibi uçacağım.
I'll hold onto you!
Seni tutacağım!
I'm onto you.
Gözüm üzerinde.
What would you say if I told you I'm onto something worth millions?
Ya milyonlar değerinde bir şeyin peşinde olduğumu söylersem?
If I were you, I'd hold onto that shovel'cause likely as not we're gonna be needin'it again.
Yerinde olsam o küreği bir kenarda tutardım çünkü büyük olasılıkla yine gerekli olacak.
Once in a blue moon I latch onto a guy with class and you mess it up.
Kırk yılın başı klas birini tavlamıştım ki her şeyi berbat ettin.
Quick, Captain, I think we're onto a good lead, don't you?
Çabuk, Kaptan! Sanırım iyi bir iz yakaladık!
You think I am not onto your escapades?
Sizin haytalıklarınıza aldırmadım mı sanıyorsunuz?
I've been onto you for a long time.
Arkamdan konuşuyorsunuz. Uzun zamandır bunun farkındayım.
I'm about to put you onto something good and you are giving me your problems.
Ben sana iyi bir şey vaat ediyorum sense sorun çıkarıyorsun.
I'll hold onto this map, if you don't mind.
Şu haritaya bir bakalım.
Can that sort of thing happen, or do you think I'm cracking up? Then was the secret revealed onto Daniel in a night vision.
Garip olan şey, rüya sırasında, sanki gerçekten orada bulunmuşum gibi hissetmem.
Now, you hold onto this, I'll pump it up.
Sen şunu tut, ben pompalarım.
And remember I'm onto you!
Gözümün üzerinde olduğunu da sakın unutma!
Yeah. I'm onto you, kid.
Seni tanıyorum, evlat.
Lift him onto the table and be careful or I'll make eunuchs of you!
Masanın üzerine koyun, dikkatli olun, yoksa sizi hadım ettiririm.
"I'd rather you yourself climbed onto my back."
"İyisi mi sırtımın üzerinden bin."
I'm onto somethin'good, partner, and I figured maybe I could bring you in.
İyi şeylere uğraşıyorum ortak, belki seni de teşvik ederim.
Listen, I'd really appreciate it if you could give me directions back onto the expressway.
Otoyola nasıl çıkacağımı tarif edebilirseniz... çok memnun olurum.
When I realized what you had done by bringing this murderer onto your program, I was shocked.
Bu katili programınıza getirerek ne yaptığınızı anladığımda şaşırdım ama şimdi mutluyum.
- I'll get me brother onto you.
- Kardeşimi üstüne salacağım.
You just hold onto the ball and I'll throw you down the alley.
Şimdi topu tutmaya çalış yoksa top yerine seni fırlatırım.
I think you stumbled onto something.
Sanırım bir şeyler yakaladınız.
I am onto you, Highway, and I want you out of here, right now!
Ne yaptığını anladım Highway, burayı hemen terk etmeni istiyorum!
But now, you guys, you're gonna have to pack up all your shit and go home, because I'm onto you, you dumb fucks.
Ama artık pılınızı pırtınızı toplayıp evinize gidin... çünkü sizi enseledim geri zekalılar.
- You know, I'm onto something big.
- Çok önemli bir işin üzerindeyim.
General, I'm putting you onto speaker.
General, hoparlöre geçiriyorum.
Bingo. And I'm not givin'you another bag in return. I'm onto that racket.
Ve bunun karşılığında sana başka bir çanta vermeyeceğim.
Y - You always get onto me when I - when I light up.
Ne zaman sigara yaksam başımın etini yersin.
- Play it your way. But I'm onto you.
- Oyununu bildiğin gibi oyna ama gözüm üzerinde.
- You were right about grabbing onto Gwen.
- Gwen'i bırakmamalıydım, haklısın!
I'm gonna pass some information onto you.
Size biraz bilgi vereyim.
I hang onto you the entire way down. It's a nice, safe, secure feeling.
Aşağıya kadar sana sarılacağım.
I tried to empty it onto him, but there was always more, you know?
Ona başaltmaya çalıştım ama her zaman daha fazlası vardır bilirsiniz.
Well, I was aware that you were onto the truck so I knew that down the road I would have to steer you away, that I would have to lie to you, and a lie, Mr. Mulder,
Kamyonun peşinde olduğunun farkındaydım. Ve siz olayda böyle ilerledikçe, sizi durdurmam gerekecekti,... bu yüzden size yalan söylemeliydim.
I, Mr. Chaube, have stepped onto your threshold, Damji you can say you've found someone to pay you your price.
Chaubey, senin evine adımını attı Damji. Senin adındaki bir adamı nasıl bulacağımı anladım. Selam, hoş geldin...
i'm onto it 19
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423