I'm still your father traducir turco
81 traducción paralela
I couldn't fill in the eye for my father, but there's still the one for your father.
Babam öldüğü için bir gözünü boyayamadım, belki diğer gözünü boyayabilirim. Senin baban için.
Still, I'm very happy with your father.
Yine de, babanla çok mutluyum.
Are you still upset that I sold your father's shop and moved the family here?
Babanın dükkânını satıp aileyi buraya taşıdığıma mı bozuluyorsun hâlâ?
But I'm still your father.
Ama senin baban hala benim.
You're still my son and like it or not, I'm your father.
Halen benim oğlumsun. Ve istesen de, istemesen de babanım.
I'm still your father.
Hâlâ sizin babanızım.
I'm sorry, Miss Tsui, but your father's murderer is still at large.
Bayan Tsui, üzgünüm ama babanızın katili hala serbest.
I'll still be here during the day to help your father with his exercises. But nights and weekends it'll just be you two carefree bachelors getting into trouble together.
Elbette gündüzleri burada babanıza egzersizlerinde yardım edeceğim geceleri ve hafta sonları, siz iki bekâr erkek başınızı belaya sokacaksınız.
And I'm still your father.
Ben de hala babanım.
I may be an immature father, but I'm still your employer.
Olgunlaşmamış bir baba olabilirim. Ama hâlâ patronunum.
I's still your father, Howie.
Hâlâ senin babanım Howie.
I loved your mother very much and still think of her often. Happy birthday, my Mia All my love, your father.
... Mutlu yıllar, Mia'm Tüm sevgilerimle, baban. "
If your father were still alive, I would turn to him for advice.
Baban hala hayatta olsaydı, onun tavsiyesini alırdım.
Not while I'm still your father, you won't.
- Hayır, halen babanım ve konuşamazsın.
I'm sure that your father is still happy.
Şu anda mutlu olduğuna eminim.
Honey, you know I still care for your father very much, and if this girl is what he needs to feel better about himself, to feel younger,
Babana hâlâ çok değer veriyorum canım. Ve bu kız ona kendisini daha iyi, daha genç hissettirecekse, onun adına sevinirim, tamam mı?
After all, I'm still your father.
Her şekilde, hala senin babanım.
I'm still your father.
Ben hala babanım.
I'm still working with your father, but...
Hala babanla çalışıyorum, ama...
l--lt's totally- - lt's--l- - l may be your bride-to-be's father... but I'm still a man.
Bu tamamen. Ben. Ben müstakbel gelinin babası olabilirim, ama yine de erkeğim.
Your husband has his own reasons for the course he takes, but I think the gracious and respectful young lady I met those years ago at your father's house would still, I hazard, have a proper and admirable reverence for the king.
Kocanızın kendine göre bazı nedenleri olmalı. Yıllar önce babanızın evinde tanıdığım o saygıdeğer leydisiniz. Size olan hayranlığım ve saygım o gün olduğu gibi bugün de devam ediyor efendim.
And he is still your father, after all, and if he wants to make a complete and utter fool of himself by trying in some pathetically cliché fashion to recapture his sorry state of manhood, by hooking up with not even a very attractive bimbo... then if that's what he wants, I'm fine with that.
Ve hâlâ babanız o, kendini böyle göstermek istiyorsa. Ya da patetik, klişe bir hissin kendisini böyle almasına izin veriyorsa. O kadar çekici bile değil.
- Okay, so we're still... - I'm your father.
Ben senin babanım.
You still don't believe that I'm your father!
Seni, daha baban olduğuma ikna edemedim, ne diyorsun sen?
I know I'm your father, but she's still one hot-looking prosecutor.
Biliyorum, babanım, ama o hâlâ çekici bir savcı.
I'm still your father.
- Ben hâlâ senin babanım.
Charlie, look, you're a grown man, but you're still my son and I'm still your father.
Charlie, bak, yetişkin bir insansın ama hala benim oğlumsun, ben de hala babanım.
WHATEVER YOU THINK OF ME, I'M STILL YOUR FATHER.
Ne düşünürsen düşün, ben yine de senin babanım.
Robert, I'm still your father.
Robert, hala senin babanım.
So you help your father with... his prep work. I'm still training.
Demek babana işlerinde yardım ediyorsun.
Even still I'm your father, after all.
Ama yine de her şeye rağmen senin babanım.
Okay, you hold on,'cause I'm still your father.
Tamam, dur biraz, çünkü hala senin babanım.
Does your father still have that phone number I gave you?
Sana verdiğim numara babanda var mıdır hâlâ?
Does your father still have That phone number I gave you?
Sana verdiğim numara babanda var mıdır hâlâ?
I'm still your father.
Hâlâ babanım!
But I'm still your father and I love you!
Ama hâlâ senin babanım ve seni seviyorum!
Still married to your father, I might add, and then bring you up as if that was acceptable, as if that was normal.
O zamanlar hala babanla evli olduğunu da hatırlatayım. Sonra da kabul edilebilir ya da normal bir şeymiş gibi seni büyütüyordu.
I saw your father's ghost again. He's still angry.
Troy babasına hala kızgın mı?
Merlin, I know I can never compare with your father, but for what it's worth... you've still got me.
Merlin, babanla kıyaslanamayacağımı biliyorum ama en azından ben hâlâ yanındayım.
I am still your father.
Hâlâ senin babanım.
Just because I'm the only one who still comes around does not mean I am your father!
Bir tek hala benim gidip geliyor olmam baban olduğum anlamına gelmiyor.
I'm so glad your father's tools are still getting some use.
Babanın alet takımının hâla bir işe yaradığını gördüğüme sevindim.
No matter what else happens, I'm still your father.
Ne olursa olsun, ben senin babanım.
And I'm still your father.
Ve ben hala sizin babanızım.
I am still your father. And as far as this trusting world believes the same man who successfully faked his own death.
Ben hala senin babanım ve bu bilinen tüm dünya inanışlarında kendisini ölmüş gibi gösteren adam olarak geçiyor.
No matter what, I'm still committed to your father and I still love him.
Her koşulda babana bağlıyım ve onu hala seviyorum.
Don't you think I have a right to know your father is still alive?
Babanın hala yaşadığını öğrenmeye hakkım yok mu sence?
Do you know why I'm still here, and your father is hiding in Switzerland?
Benim hala burada olmamın ama babanın İsviçre'de olmasının sebebi ne biliyor musun?
I'm still your father.
Ben hâlâ senin babanım.
I met your father when he was still with Elizabeth.
Babanla o hâlâ Elizabeth ile birlikteyken tanıştım.
Mr. Morolto, I was your father's consigliore before you were born. And I'm still here, why?
Bay Morolto, sen doğmadan önce de babanın danışmanıydım ve hâlâ buradayım.
i'm still shaking 19
i'm still learning 21
i'm still here 421
i'm still waiting 40
i'm still hungry 41
i'm still standing 25
i'm still at work 17
i'm still alive 111
i'm still mad at you 28
i'm still young 21
i'm still learning 21
i'm still here 421
i'm still waiting 40
i'm still hungry 41
i'm still standing 25
i'm still at work 17
i'm still alive 111
i'm still mad at you 28
i'm still young 21