English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I'm tired of you

I'm tired of you traducir turco

1,270 traducción paralela
I am as tired of my life as you are.
Ben de hayatımdan senin kadar bıktım.
I was thinking. Aren't you tired of going to our parents'houses every year?
Düşünüyordumda, her sene ailelerimizin evine gitmekten sıkılmadın mı?
- I'm sure you're tired of hearing that.
Teşekkürler.
I'm tired of being clobbered, you know?
Dayak yemişe dönmekten sıkıldım.
Look, I am tired of spending my anniversary bailing you out of jail.
Bak, evlilik yıldönümümüzü seni hapisten çıkarmak için harcamaktan bıktım.
You know, I'm tired of looking out for the cops.
Polis geliyor mu acaba diye bakınmaktan yoruldum.
You know, I'm kind of tired myself.
Biliyormusun, ben de bayağı yoruldum.
Believe me, I'm as tired of giving them as you are of taking them.
İnan bana senin verdiğin kadar bende almaktan bıktım.
I'm tired of tossing salad, if you know what I mean.
Salatadan bıktım. Dediğimi anlıyorsan tabii.
- Well, I just got tired of you stealing my ideas, Wilson.
- Fikirlerimi çalmandan bıktım Wilson.
I think I'm tired of busting my ass while you sit on your ever-widening one, criticizing everything I do.
Genişleyen kalçanın üzerinde oturup yaptığım her şeyi eleştirirken kıçımı parçalamaktan bıktım diyorum.
I am so tired of trying to talk for the both of you and getting blamed for it.
İkinizin adına konuşup, suçlanmaktan bıktım artık.
I'm tired of fucking around with you.
Siktiğimin yerinde beni yoruyorsun.
You know, I'm tired of this shit.
Biliyor musun bu şeyden sıkıldım artık.
You're all so lazy and I'm tired of eating junk food.
Hepiniz çok tembelsiniz ve abur cubur yemekten yoruldum.
I'm tired of waiting for you to call and say something, anything.
Aramanı ya da senden bir haber çıkmasını beklemekten yoruldum.
I'm tired of listening to you swear.
Senin yeminlerini duymaktan bıktım.
I'm tired of you pointing that at me. You OK?
O şeyi bana doğrultmandan sıkılmaya başladım.
I'm tired of your excuses. You got all these excuses.
Senin mazeretlerinden bıktım artık, kızım.
You were tired of grovelling. Yes, but I'm rested now.
Küçük düşmekten yorulmuştun.
You know, frankly, I'm sick and tired of everyone's pity.
- Herkesin bana acımasından bıktım.
I'm tired of watching you dog it on that football field.
Futbol sahasında tembellik etmeni seyretmekten sıkıldım.
I'm getting a little tired of sitting around watching you but I can't seem to pull myself away.
Seni izlerken oturup biraz yoruldum ama kendimi uzaklaştıramıyorum.
You hide it beneath that VuIcan calm, but the truth is, you're filled with contempt and sarcasm and I'm tired of being the target of all your hostility.
Vulcan süğkuneti arkasına saklıyorsun, ama gerçekte tiksinti ve alayla dolusun ve senin bu devamlı düşmanlığının hedefi olmaktan bıktım
And Jack's a charming guy, but I got to ask you, Harry- - don't you ever get tired of the beautiful people?
Jack de etkileyici biridir, ama şunu sormam gerek, Harry bu mükemmel insanlardan hala sıkılmadın mı?
You know, Thomas, I'm really sick and tired of you tellin'me... all these stories about my dad like you knew him.
Biliyor musun Thomas, sanki babamı tanıyormuş gibi... onun hakkında öyküler anlatmandan bıktım artık.
I'm getting a little tired of chopping you up.
Seni doğramaktan yoruldum.
I'm tired of hearing you moan about money.
Sürekli paradan bahsetmenden bıktım.
I'm getting sick and tired of you stupid, closed-mouthed country- - go easy on that stuff, chief.
Sen ve sıkı ağızlı olmanızdan bıktım sıkıldım artık.
I know you pride yourself on being the outsider, Stokely, but aren't you tired of being something you're not?
Dışarıdan biri olarak gurur duyduğunu biliyorum Stokely. Ama olmadığın bir şey olmaktan sıkıImadın mı?
All the newspapers speak of you, and I'm tired of it!
Adın sürekli gazetelere basılıyor, bu da beni yoruyor!
I'm sick and tired of cheering you up.
Seni teselli etmekten bıktım usandım.
- No, I am tired of "I don't have time" or..... "You wouldn't understand". I am your mother.
Hayır, "vaktim yok" ya da "anlayamazsın" demenden bıktım.
- You know, I am so sick and tired of hearing about you and Joey's boring little mini-dramas.
- Biliyor musun, Joey ile ikinizin can sıkıcı mini-drama'larınızı dinlemekten sıkıldım ve yoruldum.
You, me, we're exactly the way we've always been and I am SO tired of it!
Sen, ben, ikimiz de her zaman olduğumuz gibiyiz ve ben bu durumdan çok sıkıldım.
- You look it. - I'm tired of your mouth.
- Gevezeliğinden sıkıldım artık.
To tell you the truth, I've grown tired of that crowd with their stupid bookends and birdhouses.
Açıkçası sürekli raf ve kuş kafesi yapan o gruptan sıkıldım artık.
I'm tired of covering for you two.
İkinizi kollamaktan bıktım usandım.
I'm tired of saying, "Be patient," and I'm tired of telling them I have absolute faith in you, because frankly, I don't.
Sabırlı olmalarını söylemekten ve size tam anlamıyla güvendiğimi söylemekten yoruldum çünkü açıkçası güvenmiyorum.
I'm getting tired of playing referee every time you two have a disagreement.
Her anlaşmazlık yaşadığınızda, aranızda hakemlik yapmaktan sıkıldım.
You know, I'm tired of everybody trying to tear me and Jackie apart.
Herkezin Jackie ve beni ayırma isteğinden bıktım usandım artık.
I'm tired of being just a pair of hands to you, Karen.
- Senin için bir çift el olmaktan bıktım, Karen.
Don't you ever get tired of just writing down what I do?
Sadece benim yaptıklarımı yazmaktan hiç yorulmayacak mısın?
'Cause you smell, and I'm tired of looking at you in those clothes.
Kokuyorsun da ondan. Hem seni bu kılıkta görmekten sıkıldım.
I'm really tired of listening to you.
Seni dinlemekten yoruldum.
I'm tired of the crap, you know?
Bu saçmalıktan sıkıldım, anlıyor musun?
You guys should recruit,'cause I'm sick and fuckin'tired... of walkin'down the street waiting'for one of these crack-pipin'... ass-wipin', motherless lowlifes to get me!
Beni de işe almalısınız çünkü her gün bu beyni kıçında piçlerin beni de bir gün sıradan geçirecekleri korkusuyla yolda yürümekten bıktım, usandım.
Well, I don't know about you but I'm getting a little tired of playing it safe.
Evet, seni bilmem ama riske atılmamaktan sıkıldım.
You know, I'm really getting sick and tired of you.
Senden bıktım artık.
- You are. I'm tired of your kind.
- Sorun sensin, bıktım sizden artık.
I'm really tired of listening to you.
Seni dinlemekten sıkıldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]