I've heard the name traducir turco
115 traducción paralela
Professor Siletsky was addressing us at the camp... and I mentioned the name of Maria Tura and he'd never heard of her. Neither have I.
Efendim, geçen gece Profesör Siletsky, kampta bize hitap ediyordu ve ona Maria Tura isminden bahsettiğimde hiç duymadığını söyledi.
I've heard the code name.
Kod adını duydum.
I saw her run out on the foredeck, and I heard her call my name, then that half of the ship just turned over and went down.
Onun ön güverteye doğru bana bağırarak koştuğunu gördüm. Ama sonra o kısım ters döndü ve batıp gitti.
- I've heard the name.
- Adını duymuştum.
I imagine you've heard the name of Morisuke Kuwayama?
Sanırım Morisuke Kuwayama adının duymuşsundur?
And I'm fighting for my boys taking over someday and making the name Firecreek heard and making this valley a place we got some pride in.
Ve birgün herşeyimi devredeceğim çocuklarım için Firecreek ismi yaşasın için.. ... ve bu toprakları üzerinde gurur duyarak yaşayacağımız bir yer haline getirmek için mücadele ediyorum.
I baptize thee, my brother, in the name of the Father... You shall be heard!
Baba, oğul ve kutsal ruh adına..... seni vaftiz ediyorum.
I've heard the name.
Adını duymuştum.
Than's nhe firsn nime I've heard the name.
Bu ismi ilk defa duyuyorum.
Um... yes, sir, I've heard the name.
Um... evet efendim, ismi duymustum.
I've heard the name. I fear my son might be in love with her.
ismini duydum, ve korkarim ki oglum ona asik olmali.
- That's the most erotic name I've ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en erotik isim.
Just five birds rising off the ground and when their wings hit the air, I heard your name again.
Sadece yerden havalanan beş kuş ve kanatları rüzgara çarptıkça yine adını duydum.
That's the third time today I've heard his name.
Bugün bu ismi üçüncü kez duyuyorum.
I've heard the name
Adını duymuştum.
The way I heard it is you and what's-his-name don't even talk anymore.
Olayı senden duyuyorum ve şu, adı her ne ise, benimle konuşmadı bile.
I remembered when I saw the signature "ABC" in the first letter, and when I heard the name of the unfortunate woman of Andover.
İlk mektuptaki "ABC" imzası, ve Andover'deki kadının ismini düşününce aklıma geldi.
- I've heard the name.
- Adını duymuştum. - Duydun mu?
- I've heard the name.
- O ismi duymustum.
That's the stupidest fuckin name I've ever heard.
Bu, duyduğum en aptalca isim.
I never heard your name or read it in The Hollywood Reporter or Variety or anyplace.
Adını hiç duymadım ve buradaki hiçbir dergide görmedim.
Chandler is the stupidest name I've heard in my life!
Ama Chandler hayatımda duyduğum en saçma isim!
He's here, alright. No, I've heard his name bandied about all night long in the present tense.
Hayır, bütün gece adı geçti durdu.
You know, sweets, I like what I've heard about you, especially the name.
Biliyor musun şekerim, senin hakkında duyduklarım hoşuma gitti, özellikle ismin.
( sing ) And then I heard them mentioning my name ( sing ) ( sing ) And leaving me ( sing ) ( sing ) The blame ( sing )
Ve adımı söylediklerini duyuyorum bana atıyorlar suçu...
I'm sure you've heard the name.
Eminim adını duymuşsunuzdur.
That is the most beautiful name I've ever heard.
Bu duydugum en güzel isim.
I've heard the name.
İsmi duymuştum.
Yes, I've heard the name myself.
İsmi ben de duydum.
That's the first time I've heard you say his name since...
Şeyden beri onun ismini söylediğini ilk defa duyuyorum...
Between us, it's the worst code-name I've ever heard.
Aramızda kalsın ama duyduğum en salak takma isim.
Yeah, I've heard of the name but it is Lyor Slavok you want.
Evet, adını duymuştum ama aradığınız kişi Lyor Slavok.
Look, I've heard your name around the precinct.
Bu çevrede senin adını duymuştum.
Carosell, which is the dumbest name I've ever heard for a company, gives me Linda Moon's contract, and if you ever threaten her in any way, you'll regret it for as long as you live, if that.
Carosell, hayatımda duyduğum en salak şirket ismi, bana Linda Moon'un kontratını verirse ve onu bir daha tehdit edersen, hayatın boyunca bundan pişman olacaksın, eğer yaşarsan.
I've heard the name among the locals.
Yerlilerden adını duymuştum.
I've never heard the name before.
Bu ismi daha önce hiç duymadım.
- I've heard the name.
- İsmini duydum.
Last night's the first time I've ever even heard the name.
O ismi, dün gece ilk defa duydum.
I have the time, and I heard you mention their name on the phone, and then I found this brochure.
Yeterli vaktim var ve telefonda oranın isminden bahsettiğini duydum, ve sonra bu broşürü buldum.
Hey, I wanted to tell you I heard that you took your name off the NRDC building and had it replaced with Anonymous.
Hey, duydum ki NRDC binasındaki ismini sildirmişsin ve Anonim olarak değiştirtmişsin.
I've only heard his name and seen his face on CNN.. .. for the first time after.. .. after September 11 th.
O adamın adını da, yüzünü de hayatımda ilk kez 11 Eylül'den sonra CNN'de gördüm.
That is the best porn name I've ever heard, man.
Bu duyduğum en harika pornocu ismi, ahbap.
That may very well be the most musically perfect name I've ever heard.
- Duyduğum en güzel ahenkli isim.
And I heard a voice in the midst of the four beasts. And I looked and behold, a pale horse. And his name that set on him was death.
Mahşerin Dört Atlısı, sesleniyordu yeniden dönüp baktım, ve Solgun At'ı dinledim meğerse, adı ölümden geliyormuş kahretsin ki, dayanamadım ve peşine takıldım.
- I've heard the name, obviously. It's been on the news.
İsmini duymuştum açıkçası.
I've heard the name but I couldn't tell you.
- Adını duymuştum ama emin değilim şimdi. - Hiç fikrim yok.
That's the stupidest name I've ever heard.
Bu duyduğum en aptal isim.
Yeah, I know, it's the most beautiful name you've ever heard my eyes look like forever and you love every bone in my body, especially yours.
Evet.Dur tahmin ediyim ; hayatında duyduğun en güzel isim gözlerim çok şiirsel ve vücüdumdaki bütün kemiklere hayransın, özellikle kendininkine.
I've always known since the first time I heard his name and saw your face.
Onun adını duyduğum ve senin yüzünü gördüğüm ilk andan beri biliyordum.
I've heard the name, yes, but I don't know much about him, I'm afraid
- Duymuştum, evet. Ama hakkında fazla bir şey bilmiyorum maalesef.
You're the closest thing I've ever had to a real friend and I've never heard you say my real name.
Gerçek bir arkadaşa en yakın olan kişi sendin ve asla gerçek adımla seslendiğini duymadım.
i've heard of him 57
i've heard 148
i've heard of it 63
i've heard about it 20
i've heard it before 24
i've heard a lot about you 167
i've heard that before 100
i've heard about you 63
i've heard of them 22
i've heard that 58
i've heard 148
i've heard of it 63
i've heard about it 20
i've heard it before 24
i've heard a lot about you 167
i've heard that before 100
i've heard about you 63
i've heard of them 22
i've heard that 58
i've heard that one before 39
i've heard of that 26
i've heard so much about you 123
i've heard of you 53
i've heard it both ways 18
i've heard enough 133
i've heard all about you 18
i've heard it 36
i've heard stories 20
i've heard it all before 22
i've heard of that 26
i've heard so much about you 123
i've heard of you 53
i've heard it both ways 18
i've heard enough 133
i've heard all about you 18
i've heard it 36
i've heard stories 20
i've heard it all before 22
the name 130
the names 17
the name of the place is babylon 28
i've never been there 72
i've got this 271
i've never done that 24
i've got your back 60
i've got you 463
i've got you covered 19
i've got 661
the names 17
the name of the place is babylon 28
i've never been there 72
i've got this 271
i've never done that 24
i've got your back 60
i've got you 463
i've got you covered 19
i've got 661
i've got an appointment 28
i've got it 1049
i've been there 404
i've got to 132
i've been watching you 106
i've been thinking 800
i've got an idea 313
i've got a headache 42
i've been busy 216
i've got to go 756
i've got it 1049
i've been there 404
i've got to 132
i've been watching you 106
i've been thinking 800
i've got an idea 313
i've got a headache 42
i've been busy 216
i've got to go 756