I agree with that traducir turco
861 traducción paralela
I don't agree with that.
Buna itirazım var.
But I also agree with Jet's view that we should do something before it's too late.
Jet'in çok geç olmadan bir şeyler yapmamız gerektiği fikrine de katılıyorum.
Well, I do agree with him that Dr. Vollin is a little mad.
Dr. Vollin'in bir parça kaçık olduğu konusunda ona katılıyorum.
I'm afraid we couldn't quarrel about that because I'd agree with you.
Korkarım ki bu konuda tartışamayız çünkü seninle hemfikir olurdum.
In the light of day, I am sure that you will agree with me.
Gün ışığında, senin de bana hak vereceğine eminim.
My fiancé that was, that is he thinks we better call it a day, and I quite agree with him.
Yani eski nişanlım düğünü yapmamamız gerektiğini düşünüyor, ben de ona katılıyorum.
I can't agree with you, but that doesn't make a difference to our friendship.
Seninle tartışamam ama bu dostluğumuza zarar getirmez değil mi?
- I know you'll agree with me on that point.
- Bu konuda bana katıldığınızı sanıyorum.
It may be that in 10 or 20 years from now if we can see the inward change in men by that time I shouldn't be able to defend the engine but would have to agree with George.
Belki 10, 20 yıl sonra insanoğlundaki manevi değişimi görmeye başlayacağız. Ben benzinli motoru savunamayacağım ve George ile aynı fikirde olup, keşke otomobiller keşfedilmeseydi demek zorunda kalacağım.
I'm not sure that I agree with you.
Aynı fikirde olduğumdan emin değilim.
I'm quite sure you'll agree with me that any discussion of marriage between them would be most undesirable.
Ancak eminim siz de benimle aynı fikirdesiniz, böyle bir evlilik nahoş bir durum olur.
She's all that, but i don't agree with basil.
Bunlar doğru, ama Basil'e katılmıyorum.
Dr. Murchison always argued we did not do enough in that direction, and I agree with him.
Dr. Mercheson'ın da hep söylediği gibi o yönde fazla çalışmamız olmadı.
I can't agree with this part of your interpretation, for the good reason that the weapon is now in my hand.
Yorumunun bu kısmına pek katılmıyorum çünkü bahsedilen silah şu anda elimde.
I'm sure you'd all agree with me if I said that now's the time to stop this nonsense, face facts, get down to brass tacks, forget about the war, and go fishing.
Şimdi bu saçmalıkları bırakıp, asıl mevzuya dönmenin ve balığa çıkmanın vaktidir desem, eminim hepiniz bana katılırsınız.
Doctor, you know that I agree with you about the element of hope that you have for Helen but what's your reason for suddenly making her leave tonight?
Doktor, Helen için beslediğiniz umutlara katıldığımı biliyorsunuz ama onu bu gece aniden götürmek istemenizin sebebi nedir?
Listen, darling, I know that deep down you agree with me... with everything I want and hope and believe in.
Dinle sevgilim, biliyorum ki aslında benimle aynı fikirdesin... istediğim, umduğum ve inandığım her konuda.
I agree with Professor Mair that the idea is excellent.
Bu fikrin mükemmel olduğu hususunda Profesör Mair'e katılıyorum.
I can't agree with that either.
- Buna da katılamıyorum.
However, when I quote the anticipated dividend, I'm sure that you will both agree with me that the...
Ne var ki, size tahmini paydan bahsettiğimde eminim ki ikiniz de benimle hemfikir olacaksınız...
Do not think that I do not agree with everything you say, Harry
Söylediklerine katılmadığımı sanma, Harry.
I agree with you, but when I wanted to read Ray Watson, that was a waste of time, and he's a better actor than Elgin.
Sana katılıyorum ama Ray Watson'ı okumak istediğimde bu bir vakit kaybıydı ve o, Elgin'den daha iyi bir aktör.
I think you'll agree with that, Father.
Herhalde siz de bunu kabul edersiniz peder.
I did not agree with that. We're scientists and explorers, not hunters.
Bizim bilimsel bir görevimiz vardı, safari değil.
I'll agree with that.
Buna katılıyorum.
Mother, I don't know reasons that made Sissy... to take this attitude, but I agree with everything that she did!
Sissinin niçin böyle davrandığını henüz bilmiyorum, Anne. Ama söylemeye gerek yok, ne yapmışsa beni de bağlar.
I'm sure you'll agree with me that it is my duty to become our leader.
Kabul edeceginden eminim ki, lideriniz olmak benim görevimdir.
Well, my fiancé that was... Well, he thinks we ought to call it a day, and I quite agree with him.
Nişanlım bugünün burada bitmesi gerektiğini düşünüyor.
It looks that way, but I'm not sure I can agree with you.
Öyle görünüyor ama seninle hemfikir olabileceğime emin değilim.
Can you assure me, Commander Montagu... as an officer and a gentleman... that if I agree to your request... my son's body will be treated decently and with respect?
Binbaşı Montagu, isteğinizi kabul edersem oğlumun bedenine nezaket ve saygıyla davranılacağına bir subay ve bir centilmen olarak söz verebilir misiniz?
Can you assure me, Commander Montagu... as an officer and a gentleman... that this thing you are going to do is good... and worthy ofhim... that if I agree to your request... my son's body will be treated decently and with respect... and that finally he will have Christian burial?
Binbaşı Montagu, ona her ne yapacaksanız bunun iyi ve ona layık bir şey olacağına, bir subay ve bir centilmen sözü verebilir misiniz. İsteğinizi kabul edersem oğlumun bedenine nezaket ve saygıyla davranılacağına, Hıristiyan töreniyle gömüleceğine söz verebilir misiniz?
I fully agree with you, madame... but for a long time that was not our policy.
Size kesinlikle katılıyorum, madam ama uzun bir süre önce bizim politikamız böyle değildi.
I certainly agree with you that everything has to be done to avoid another war.
Yeni bir savaşı önlemek için her şeyin yapılması konusunda sizin gibi düşünüyorum.
But neither do I agree with the column, that you smoke marijuana and belong with the Reds.
Ama yine de köşe yazısında, marijuana içen bir komünist olduğunu asla yazmam.
I doubt if my wife would agree with you about that... but getting back to the point, if you're not Eve White, who are you?
Eşim aynı fikirde değildir herhalde neyse konuya dönersek, Eve White değilseniz, kimsiniz?
I am sure that many agree with you.
Herkesin size hak verdiğine eminim.
Then you agree with that letter of Mr. Gannon's that I read.
Demek Bay Gannon'un mektupta yazdıklarına katılıyorsunuz.
If I were to forget the $ 180 that I lost, and say no more about the matter, wouldn't you agree that I was being extremely lenient with the thief?
Eğer benden alınan 180 doları unutacak ve artık bu konuda hiç ağzımı açmayacak olsam, sence hırsıza karşı çok yumuşak davranmış olur muyum?
I certainly don't agree with you that Sharon is ruining her life.
Sharon'un yaşamını mahvettiği konusunda size hiç katılmıyorum.
I agree with Pritchard on that point although not for the same reason.
Aynı sebepten olmasa da ; Pritchard'a katıldığımı söylemeliyim.
I'd be a poor doctor if I didn't agree with that.
Bunu kabul etmezsem kötü bir doktor olurum.
You, as a lawyer at the bar, I think, will agree with me... that a newly-born baby weighs more heavily with a jury... than those crustaceans your client is involved with.
Baro üyesi bir avukat olarak siz, benimle aynı fikirde olacaksınız sanırım jüri karşısında sizin müvekkilinizin bulaştığı işte hiçbir şansı yok.
That I'd have to agree with.
Fritz, Dinle.
I agree with this man when he says that what can be proven is worthless.
Kanıtlanabilen şeyin değersizliğini söylerken bu adama katılıyorum.
I feel sure that those gentleman you meet at those dinner parties will agree with me when I say that there is no entertainment that the Sphinx cannot provide.
Eminim, şu yemek davetlerinde tanıştığın beyefendilerden birine Sphinx'in sağlayamayacağı bir eğlence türü olmadığını söylesem benimle aynı fikri paylaşırdı.
I can't agree with that at all.
Katılmıyorum.
True, yes. That's true. I'm inclined to agree with you.
Doğru, evet bu doğru, size tüm kalbimle katılıyorum.
Well, I think we all agree that Mr. Stark has been more than generous with us.
Sanırım, hepimiz Bay Stark'ın bizlere cömertliğinde ötesinde davrandığının farkındayız.
I only agree with you that last night was melodramatic.
Ama dün gece aşırı bir melodram yaşandığı konusunda size katılıyorum.
I agree with you, Bill, that bombing is the most obvious method. At the same time, we wish, if we can, to avoid large-scale civilian death, which is also the wish of the Norwegian government.
Sana katılıyorum Bill, bombalama en bilindik yoldur ama... aynı zamanda büyük boyutlu sivil kayıplar olmaması için bunu yapamayız.
I don't agree with that theory at all.
Bu fikre kesinlikle katılmıyorum.