English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I know her

I know her traducir turco

37,786 traducción paralela
I know you care about her deeply.
Onu çok önemsediğini biliyorum.
I know you invited her to one of your special board meetings.
Onu özel toplantılarından birine davet ettiğini biliyorum.
I will hunt my father like a dog, and I will tear him apart slowly... piece by piece... until he knows some semblance of the profound and unceasing pain... I know every single day.
Babamı bir köpek gibi avlayıp onu yavaş yavaş paramparça edeceğim parça parça ta ki benim her gün çektiğim derin ve bitmek bilmeyen acımın benzerini yaşayıncaya kadar.
I know everything about you.
Hakkındaki her şeyi biliyorum.
Every time I think about the choices I made, I know I can not do anything else... but that's not the point.
Her tekrarlayışımda, yaptığım her seçimde. Yemin ederim daha fazlasını yapamadım ama işin aslı bu değil.
I mean, they-they've always mattered, you know?
Hayatları her zaman önemliydi.
You don't know Becky. I can see it on her face.
Becky'yi tanımıyorsun sen, yüzünden okuyorum.
I know she seems like a strange one, but her information has always been spoton.
Tuhaf biri gibi göründüğünün farkındayım ama verdiği bilgiler her zaman doğru çıkmıştır.
You know... my heart is always here with you and these fine people, my parents, who I love so dearly.
Biliyorsunuz kalbim her daim burada, sizinle. Ve elbette bu güzel insanlar çok sevdiğim ailem ile.
I'll tell you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlatacağım.
You know I back you no matter what.
Her zaman arkanda olduğumu biliyorsun.
I'll let her know you're coming.
- Kendisine haber vereyim.
All I know is that Gao punishes people who try to fight her.
Tek bildiğim, Gao'nun onunla savaşanları cezalandırdığı.
One day, she was just gone and... I didn't know what had happened to her.
Bir gün annem artık yoktu ve ona ne olduğunu bilmiyordum.
I want you to know everything I've been keeping from you.
- Sakladığım her şeyi göstereceğim.
I'm not turning her over to the police until I find out what I want to know.
Bilmek istediklerimi öğrenene dek polis yok.
Look, I know you won't believe me... but I am sorry... for everything.
Bana inanmayacağını biliyorum ama gerçekten üzgünüm her şey için.
Look, I don't know why you left K'un-Lun... but whatever it is that you're looking for, you're not going to find it back there.
K'un-Lun'dan neden ayrıldığını bilmiyorum ama aradığın her neyse onu döndüğün yerde bulamayacaksın.
And I know that you think but it's not.
Harold'ı öldürerek rahatlayacağını, her şeyin yoluna gireceğini düşünüyorsun ama öyle olmayacak.
I was hanging out with her, you know, making her laugh and smile.
Onunla takılıyordum Bilirsiniz, onu güldürüp gülümsetir.
You know, as complicated as I feel about all this stuff, I just...
Olanlarla ilgili her ne kadar kafam karışık olsa da...
Ooh. Anyways, I don't know all of the details.
Her neyse, bütün detayları bilmiyorum.
I don't know, I just thought to myself, "This girl, she doesn't have a cynical bone in her body."
Bilmiyorum, sadece, kendi kendime "bu kız, içinde tek bir kötülük taşımıyor" diye düşündüm.
I don't know what the hell's going on, so I look in her lesson planner and it's the same thing, Izzy just groups of five all over the pages.
Neler olup bittiğini bilmiyorum, bende gidip ders planlanmasına baktım. ve yine aynı şey, Izzy Sayfanın her köşesinde, sadece beşli çizgiler.
I know you're afraid that she's gonna turn out like your mother that she's gonna hide her vodka in the living room like she always did when you were a boy.
Annenin başına gelen şeylerin onun başına gelmesinden korktuğunu biliyorum Sen küçük bir çocukken, annenin her zaman oturma odasına içki sakladığı gibi.
So if you're not comfortable with it, I'll let her know.
Bu yüzden onunla rahat değilseniz, ona haber vereceğim.
- Just, I just want to apologize to you'cause I know I fucked everything up and I'm really sorry, and I haven't been honest with you.
- Senden özür dilemek istiyorum çünkü her şeyi mahvettiğimi biliyorum ve sana dürüst davranmadığım için üzgünüm.
I need to know everything about my husband's business, it's my business.
Kocamın işiyle ilgili her şeyi bilmeliyim. Bu benim işim.
Well, you know what? I want to see her bang somebody, but not him.
Onu birisinin düdüklemesini görmek istiyorum ama onunla değil.
I don't know much about her, she's going to school with him.
Onun hakkında pek fazla şey bilmiyorum Onunla birlikte okula gidiyor.
- I know but Jess won't leave her brother.
- Biliyorum ama Jess kardeşinden ayrılmayacaktır.
Mom, dad, I know I haven't always been the perfect son.
Anne, baba, her zaman iyi bir evlat olmadığımı biliyorum.
I've taught you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlattım zaten.
You know how proud I am of her?
Onunla nasıl gurur duyuyorum haberiniz var mı?
You know what? I liked her, too.
Aslında var ya, ben de severdim onu.
And now, six and a half years later... I finally got her to the foster family, and you know what?
Ve şimdi, altı buçuk yıl sonra sonunda ona koruyucu aile buldum ve ne oldu dersin?
I walked into her apartment and she was sitting on the floor... with that baby in her arms and you know what she said to me? Admit it. You made this up.
Eve girdim, yerde kollarında bebekle yatıyordu bana ne söyledi bilmek ister misin?
I don't know what it is it, could be anything.
Ne olduğunu bilmiyorum, her şey olabilir.
Every single serious talent I've ever worked with, and you know my résumé, they're all a mess before they get on stage.
Beraber çalıştığım her büyük yetenek, ki öz geçmişimi bilirsin, hepsi sahneye çıkmadan önce gergin olur.
Anything you wanna tell me, I really wanna know.
Bana söylemek istediğin her şeyi öğrenmek istiyorum.
'Cause the Mylene Cruz I know performed a disco song in her father's church in front of a full congregation.
Çünkü benim tanıdığım Mylene Cruz, babasının kilisesinde, tüm cemaatin önünde bir disko şarkısı söyledi.
No. Look, all I know is, once a dude gets institutionalized, anything is possible, man.
Bak, tek bildiğimşey biri oraya konulursa her şey mümkündür.
Ah. Well, I guess you could call her, you know, to get her, uh, new address to go there.
Yeni adresini almak için onu arayabilirdin.
But some of us loved her a little too much, if you know what I mean, and some things got said.
Ama bir onu biraz fazla sevdi. Anladınız mı? Ve bazı şeyler söylendi.
If you care about her at all, I would think you would want to know if she's okay or not.
Onu azıcık önemsiyorsan iyi mi değil mi öğrenmek istersin.
I mean, you know, you must have made quite an impression on her.
Yani ben... Onu epey etkilemiş olmalısın.
You know her friend trev?
Arkadaşı Trev'i tanıyor musun?
I don't fucking know her.
Onu tanımıyorum.
Yeah, uh, I'll let her know.
Evet, ona haber vereceğim.
I know that you polish off at least half a bottle of Delaney Company Brandy every night.
Her gece en az yarım şişe Delaney Şirketi kanyağı yuvarladığını biliyorum.
You tell every member of your profession... I know things about the dead.
Her meslektaşına şunu söyle ölümle ilgili pek çok şey bilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]