If it was me traducir turco
2,755 traducción paralela
If it was me, I would sign.
Ben olsam, imzalardım.
I mean, if it was me, I wouldn't wait for rehousing.
Ben olsam yeni konut sağlanmasını beklemezdim.
She would have preferred if it was me.
Ölenin ben olmamı tercih edebilirdi.
Like you wouldn't know if it was me.
Ben olsaydım bilmez miydin sanki?
Do you think if it was me, I would be dumb enough to make a call from my own house?
Katil ben olsam, kendi evimden telefon açacak kadar salaklık eder miyim?
I'd have wanted to do the same if it was me.
Ben olsaydım aynısını yapmak isterdim.
Well, if there is a problem, I was hoping you could tell me about it.
Eğer bir sorun varsa, sizin bana söyleyebileceğinizi umuyordum.
You know, if it was an easy case, debs wouldn't have hired me, he would have hired Mitch.
Kolay bir dava olsaydı Debs beni değil, Mitch'i kiralardı.
If he remembers me at all, it's as something that was broken, and then put back together
Eğer beni hatırlıyorsa bile bu kırılmış ve yeniden bir araya getirilmiş bir şeydir.
You'd tell me if it was something else, right?
Sebebi başka bir şey olsa, bana söylerdin değil mi?
Well, I'm confused, because this whole column was your idea, so if you're rethinking it now, you need to let me know.
Kafam karıştı çünkü bu köşe yazısı olayı tamamen senin fikrindi bu yüzden şimdi eğer tekrar düşüneceksen, bana söylemelisin.
Look, all I've ever tried to do was be your friend, but friends don't treat each other the way you treat me, so if you really think you're better off without me, then why don't you try it out?
Bak, ben yalnızca arkadaşın olmaya çalışıyordum ama arkadaşlar birbirine senin bana davrandığın gibi davranmaz. O yüzden gerçekten bensiz daha iyi olduğunu düşünüyorsan neden bir denemiyorsun?
If it was just down to him and me, and you had to make a choice who got the good-bye... Who would it be?
Eğer mesele sadece onunla ikimiz arasında olsaydı ve ille de hangimize edeceğin için bir seçim yapmak zorunda olsaydın kimi seçerdin?
She asked me if I would campaign with her, and I figured it was the least I could do for our friend.
Kampanyasına katılmamı rica etti ve ben de arkadaşımız için hiç değilse bu yapayım dedim.
Sometimes you spoke to me as if from the bottom of a grave... But it was me that was dead.
Bazen sanki mezarın dibindeymişsin gibi konuşuyordun oysaki ölü olan bendim.
So if I was really good at it, would there still be a way for you to bust me?
Yalan söylemede bu kadar iyi olsaydım hâlâ beni yakalamanın bir yolu olur muydu?
They'd get me drunk and tell me it was what my father wanted and if I loved him, I would do it.
Beni sarhoş ediyordu ve bunu yapmamı istediğini söylüyordu ve eğer onu seviyorsam bunu yapmalıydım.
When I was in the bathroom wondering if I could do it, he came to look for me.
Lavabodayken yapıp yapamayacağımı düşünüyordum o sırada bana bakmaya geldi.
If anyone deserved to die last night, it was me.
Dün gece ölmesi gereken biri varsa, o da bendim.
You should have told me if it was so important to you.
- Eğer senin için bu kadar önemliyse, bana anlatmalıydın.
I don't know if it was because I was dehydrated from the hike or if I just wanted to impress Genevieve because I thought she'd fuck me.
Bu tırmanıştan dolayı susuz kaldığımda mı yoksa Genevieve'i etkilemek için mi bilemiyorum çünkü benimle yatacağını düşünüyordum.
And it was as if you were saying to me " Mum, you know best.
Sanki bana diyordun ki... "Anne, en iyisini sen bilirsin."
Well, one of the kids asked me if I was pregnant... and, yes, it just sort of fell out of my mouth.
Çocuklardan biri hamile olup olmadığımı sordu ben de evet dedim, ağzımdan kaçtı.
Wesley told me that if he was murdered, it would convince this Pierce guy that there really was some big conspiracy.
Wesley bana eğer öldürülseydi bunun Pierce'ı bir komplo döndüğüne ikna edeceğini söyledi.
I read about your work in the Sarin bomber case, and I thought that.. That if anyone were to help me blow the lid off this thing, it would be you, but I guess I was wrong.
Sarin bombacısı davasında yaptığın işleri okumuştum ve eğer beni bu durumdan kurtaracak biri varsa o da sensindir diye duşünmüştüm, sanırım yanılmışım.
Joe's brain was under an extreme state of tension. It wouldn't surprise me if some factor caused a synaptic burst and he interpreted his own voice as "His Voice."
Joe'nin beyninin altında aşırı yüklenme olsa gerek! beyninde "Onun sesi" diye birşey algıladı.
It was expected of me, as it will be of you if you ever become Joffrey's queen.
Bu benden beklenen bir şeydi. Joffrey'nin kraliçesi olursan senden de beklenecek.
In fact, if there's one person who didn't try to kill me, it was her.
İşin aslı, beni öldürmeye çalışmamış biri eğer varsa, bu kesinlikle o.
If it turns out she was overdosed and the DNA hit comes back to Harris, it improves my odds, but I will need you to find me the first victim if this is what you really want to do.
Aşırı doz olduğu anlaşılırsa ve DNA Harris'in çıkarsa bu şansımı arttırır. Ama bunu yapmak istiyorsan bana ilk kurbanı bulman gerek.
The only way somebody could have know about it was if they were watching me.
Eğer birileri beni izliyorduysa biri bunu biliyor olmalı, tek yol bu.
I don't know if she wore it to provoke me or just to get things out in the open, but when I asked her where she got it, she admitted she was seeing someone.
Belki beni kıskandırmak için takmış olabilir bilmiyorum ya da sadece satın almıştır, fakat nerden aldığını sorduğumda, başkasıyla görüştüğünü söylemişti.
- The only ways somebody could have known about it was if they were watching me.
- Tek yol beni izleyen birileri bunu bilebilirdi.
I was thinking about that and if I'm gonna have a baby, this may be the best way for me to do it.
Bunu düşündüm de bir çocuk sahibi olmak istiyorsam, Bunu yapmanın en iyi yolu bu.
I knew you'd never let me up if you knew who it really was.
Benim olduğumu bilseydin gelmeme izin vermeyecektin.
In fact, it just occurs to me if I was running a scam, shipping stolen goods out of town, a pawn shop would be the perfect place to hide the swag in plain sight.
Aslında, düşündüm de eğer çalıntı malları şehir dışına sevk etmek gibi bir iş çevirecek olsaydım rehin dükkânı, çalıntı malları orta yerde saklamak için harika bir yer olurdu.
Well, I had to see for myself if the commoner who said yes to Prince Leopold was the same one who said it to me...
Benim evlenme teklifimi kabul edenle Prens Leopold'a'Evet'diyen köylünün aynı kişi olup olmadığını görmem lazımdı.
I didn't think you'd come if it was just me.
Sadece ben gelsem gelmezsin diye düşündüm.
He says many people are starving. It's been explained to me by some of the officials that it's because there is a war going on, but I was there and it appears as if the Japanese haven't started an attack on Henan.
Bazı yetkililerin bana açıkladığına göre bunun sebebi devam eden savaş fakat ben oradaydım ama henüz Japonlar saldırıya geçmemişler gibi görünüyordu.
He just said it would be safer for me and my mom if people thought he was dead.
Sadece annem ile benim için insanların onun öldüğünü bilmesinin daha güvenli olacağını söyledi.
'Cause if you do anything to me, Diana will know it was you.
Çünkü bana herhangi bir şey yaparsan, Diana senin yaptığını bilecek.
That would be in tatters if it came out she was sleeping with me.
Benimle yattığı ortaya çıkarsa mahvolur.
Okay, listen, if I tell you something you wouldn't let anybody know it was me that told you, right?
Hayır, bakın... Size bir şey anlatırsam bunu size benim anlattığımı kimse bilmeyecek, değil mi?
And then, before she hung up, after I told her to call back later to talk to someone'cause I couldn't help her, she told me that she wanted to know, between she and I, if it was the real Rodriguez.
Kız telefonu kapamadan önce, ona yardım edemeyeceğimden dolayı başkasıyla konuşmak için sonra tekrar aramasını söyledikten sonra bilmek istediğini söyledi, ki ikimizin arasında kalacaktı bu gerçek Rodriguez miydi?
Well, if my wife asks, don't tell her that it was the tattoo that gave me lead poisoning.
Karım sorarsa eğer dövmenin bana kurşun zehri verdiğini söyleme.
So it was unfair of me to yell at him as if he were my father since he's not.
O yüzden benim ona sanki babammış gibi bağırmam adil değil. Çünkü babam değil.
My dad's heart attack, you know, it was pretty traumatic, and I haven't been sleeping lately, and I was wondering if that might make me see things that aren't really there.
Biliyosun babamın kalp krizi Benim için travmatik bir olaydı. Pek uyku görmedim, Ve merak ediyorum da bu Olmayan şeyleri görmeme neden olur mu?
I don't know if it's... She was there for me when I thought my dad died, and I don't know what it is now, but I just...
Bilmiyorum, babam öldüğünde o yanımdaydı ve şimdi durumumuz nasıl bilmiyorum.
But, um, he said it was classified, a matter of national security, and if he told me, he'd be breaking more laws.
Fakat, Wiley gizli bilgi ve ulusal güvenlik sorunu olduğunu söyledi. Ve eğer bana söylerse birçok yasayı çiğneyeceğini söyledi.
If it was up to me, I would kill you right here!
Bana kalsa, seni hemen burada öldürürdüm!
When I was a little girl, I did something similar, and that if they brought you to me, then you might give me what I needed to do it again.
Madem seni bana getirdiler, bana ihtiyacım olanı sen verebilirdin.
Yeah, I know that, um, the baby's never gonna meet my grandfather, but, uh, he was really good to me, so it would just mean so much to me if the baby had it.
Ya, biliyorum, aa, bebek asla büyükbabasıyla tanışmayacak, fakat, aa, benim için çok iyi biriydi, eğer bunu ona verirsen benim için büyük bir anlamı olacak.
if it's meant to be 16
if it wasn't for you 99
if it is 191
if it's not too much trouble 48
if it isn't 54
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it wasn't 30
if it's the last thing i do 21
if it was 105
if it wasn't for you 99
if it is 191
if it's not too much trouble 48
if it isn't 54
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it wasn't 30
if it's the last thing i do 21
if it was 105