In my bed traducir turco
2,423 traducción paralela
I just want to curl up in my bed.
- Yatağıma kıvrılmak istiyorum.
- Do you want to sleep in my bed?
- Yanımda yatmak ister misin?
He was in my bed this morning.
Bu sabah benim yatağımdaydı.
Well, just because I like the way he looks in yoga class doesn't mean I'm gonna like the way he looks in my bed.
Yoga sınıfındaki halinden hoşlanmış olmam yatağımdaki halinden de hoşlanacağım anlamına gelmez.
You are in my bed because he told you to be.
Yatağımdasın... çünkü o burda olmanı söyledi.
And one night, I was in my bed and I heard a scream and a loud crash.
Ve bir gece, yatağımdayken bir çığlık duydum ve bir çarpma sesi.
♪ Jennifer Garner in my bed ♪
♪ Jennifer Garner yatağımda ♪
He slept with me in my bed every night.
Her gece yatağımda benimle uyurdu.
I thought you might want to break into my flat and shit in my bed.
Daireme girip, yatağıma sıçacağını zannediyordum
Shitting in my bed?
Yatağıma sıçtığın için mi?
I cry all the time in my bed by myself.
Yatağımda ağlıyorum sürekli.
The quicker I scare the wits out of you lot, the sooner I can be home, cozy in my bed.
Sizleri ne kadar çabuk altınıza sıçtırtırsam evime o kadar erken döner ve yatağıma uzanırım.
No one knows. And I don't want to talk to you about Sam's... hands. If I had that man in my bed,
Naomi bilmiyor kimse bilmiyor ve sam'inki hakkında konuşmak istemiyorum... elleri eğer o adam benim yatağımda olsaydı çatıdan bağırıyor olurdum.
I meant in my bed.
Yatağımı kastetmiştim.
Without breaking into a cold sweat, she's a newlywed, and last night, she slept in my bed because Owen was in surgery, and she was afraid to be alone.
Yeni evlendi ve dün gece benim yanımda yattı çünkü Owen'ın ameliyatı vardı ve tek başına kalmaktan korkmuştu.
You guys want me to invite dan in my bed, right,
Dan'ı yatağıma almamı bekliyorsunuz değil mi?
Sometimes I see heaven or hell, but eventually, no matter what, I wake up in my bed, wearing my same old clothes.
Bazen cennet ya da cehhenemi görüyorum, ama sonuç olarak, ne olursa olsun aynı kıyafetlerimi giymiş bir şekilde yatağımda uyanıyorum.
Next day I found him in my bed.
- Ertesi gün yatağımda bunu buldum.
Only to wake up in my bed like nothing happened.
Ölüp duruyorum! Sonra da yatağımda hiçbir bok olmamış gibi uyanıyorum.
Is it you who planted the poultice in my bed?
Keseyi yatağıma koyan sen misin?
I haven't made my bed in 15 years.
Ben bol bol düşerim.
Every night, I lie in bed weighing my decisions.
- Şimdiden oluyor bile. Her gece, yatağa yattığımda verdiğim kararları düşünüyorum.
Even if it wasn't exactly the type of bed I'd dreamt of losing my virginity in.
Kesinlikle yatılacak biri değildi ama bekaretimi kaybetmeyi düşlüyordum.
- How can I lie in bed, my love, when the King of England has summoned me?
İngiltere Kralı beni çağırtmışken, nasıl olur da yatağımda yatarım aşkım?
Well, listen, my cell number is on the fridge, and Jane has to be in bed no later than 8 : 30.
Dinle. Cep telefonu numaram dolabın üstünde. Ve Jane saat 8 : 30'da yatağa girmeli.
This morning I was thinking how great it was when Carl brought me my cappuccino in bed, how lucky I am to have him, and how kind he has been to me since I got sick.
Bu sabah Carl yatağıma kapuçino getirdiğinde bunun ne kadar harika bir şey olduğunu ona sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu ve hastalandığımdan beri bana ne kadar iyi davrandığını düşündüm.
Oh, and I kind of promised my dad I'd be in bed by 10.30pm.
Ayrıca babama 22.30'da yatakta olacağıma söz verdim.
I was gonna too, but since I got hospitalized, I gotta be in my own bed.
Evet, ben de kalacaktım ama hastaneye yattığımdan beri kendi yatağımda yatmam gerekiyor.
My mom's probably at home in bed crying.
Muhtemelen annem evde, yatağa girmiş ağlıyordur.
Um, crazy in bed and burned down my bar
Um, yatakta ve çılgın benim bar yandı
This is my version of breakfast in bed.
Bu benim yatakta kahvaltı yapan versiyonum.
- She's mad at me. I won't come home and sleep in my pink canopy bed.
Eve dönüp pembe cibinlikli yatağımda yatmadığım için hala bana kızgın.
My aunt's sound asleep in bed right now.
Teyzem yatağında mışıl mışıl uyuyor şu an.
My wife and I have tried out every bed - and couch and cot in this whole hotel. - Really?
Karım ve ben oteldeki bütün yatakları,... kanepeleri ve karyolaları denedik.
I'm nοt saying he's nοt, it's just, yοu knοw, a little bit difficult tο lοοk at him in the same way after I've seen him οn tοp οf my mam in my dad's bed.
Sadece, bilirsin işte, onu babamın yatağında annemin üstüne çıkmış bir şekilde gördükten sonra aynı gözle bakmak biraz zor. Evet, anlıyorum.
I am weaving a hammock for my expressive hands art class - sleeping in your old toddler bed isn't very tranquil.
Yaratıcı Eller dersi için hamak yapıyorum. Bebeklik yatağında uyumak pek rahat değil.
You know, if we were back at my place, I would have made you chilaquiles for breakfast... In bed.
Mutfakta tek bulabildiğim ve bunu aramızda paylaşıyoruz ben olsaydım kahvaltını hazırlamış olurdum yatakta aşkım
My daughter is laying in a hospital bed.
Kızın hastanede yatıyor.
When you want, I jump in bed and spread my legs.
Ne zaman istesen, yatağa uzanıp bacaklarımı açıyorum.
All right, well... I'll take my breakfast in bed whenever you're ready.
Tamam o zaman hazır olunca kahvaltımı yatağa getirirsin.
And my team thinks that I'm in bed with the devil.
- Ve takımım benim şeytanla aynı yatağı paylaştığımı düşünüyor.
- Yes. Here my father gives us a home to sleep in and a warm comfortable bed, and you insult the life he worked so hard to build outside of my family.
Babam şurada bize evinin kapısını açıp bize yatacak yer veriyor ailesi için çok çalıştığından sense onur kırıcı şeyler söylüyorsun.
In my sister's room. I hid the camera under her bed.
Kardeşimin yatağının altına kamera yerleştirdim.
- Not in my mum's bed!
- Annemin yatağında yapma!
My wife is sleeping in your bed.
Karım yatağında uyuyor.
In my bed with me in it.
Benim yatağımda, ben de içindeyken.
And I come back in the room and he's perched on the end of the bed, completely naked wearing my bra and he's got his dick in his hand.
- Odaya girdiğimde çırılçıplak, yatağın ucuna oturmuş sütyenimi takmış ve penisi de elindeydi.
I'm trying to get some shut-eye in my own goddamn bed.
Kendi yatağımda bi kapalı gözlüyle takılıyorum
Oh, God, I could be in my new bed right now.
Tanrım, şu anda yeni yatağımda olabilirdim.
My name's Don. That's me in bed.
Uyanmak üzereyim.
My friend is lying in a hospital bed right now with her baby.
Arkadaşım ve bebeği..... hastande yatıyor.
in my bedroom 27
in my opinion 572
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my mind 161
in my view 52
in my experience 382
in my dreams 78
in my world 69
in my opinion 572
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my mind 161
in my view 52
in my experience 382
in my dreams 78
in my world 69
in my house 118
in my defense 150
in my case 131
in my day 121
in my hand 30
in my head 141
in my eyes 40
in my family 33
in my own way 47
in my book 75
in my defense 150
in my case 131
in my day 121
in my hand 30
in my head 141
in my eyes 40
in my family 33
in my own way 47
in my book 75
in my dream 57
in my apartment 37
in my home 30
in my life 110
in my pocket 58
in my office 200
in my car 54
in my 68
in my professional opinion 37
in my time 45
in my apartment 37
in my home 30
in my life 110
in my pocket 58
in my office 200
in my car 54
in my 68
in my professional opinion 37
in my time 45