In summer traducir turco
3,735 traducción paralela
They had two meals a day in summer and only one in winter.
Yazları iki, kışları ise sadece bir öğün yemek yerlerdi.
The guards are in summer camp at Tsarskoe.
Muhafızlar Tsarskoe'da yaz kampındalar.
And a bit in summer and winter as well.
Yaz ve kışta da hiç aşağı kalır yanım yok.
Someone to embrace in winter and whose skin could be caressed in summer.
Birisi. Kışın kucaklanacak ve yazın teni okşanabilecek birisi.
Oh, come on, sweetheart. In summer you go outside when it's hot and in winter you stay indoors by the stove.
Yazları hava sıcak olduğunda dışarıya çıkarsın ve kışları sobanın başında, içeride olursun.
Yes in the summer.
Ama evet, Güneydoğu Asya'da biryer belki.
Our parents summer together in Provence.
Ailelerimiz yazlarını Provence'ta beraber geçiriyor.
... i missed you oh me too. bet you wish you were still in grad school for the summer huh?
- Seni özledim Okuldan mezun olmak için uğraştık diyelim
Back then, in the second summer, I hadn't reached that point.
İkinci yazı geçirdiğim zamanlarda bu kadar alışkın değildim.
In the summer, this was the home of the Tiwa people.
Yazları, burası Tiwa halkının eviydi.
Some of us are heading out to the Grand Canyon in the morning for a little, summer trip, so, I won't be seeing you.
Bazı arkadaşlar yaz için büyük kanyona gidecek o yüzden görüşemeyeceğiz.
Last summer I got to visit my uncle and his boyfriend in Madrid.
Geçen yaz amcamla erkek arkadaşını Madrid'de ziyaret etmem gerekiyordu.
Kitty will be seeing Dolly at Ergoshovo in the summer.
Kitty yazın Dolly ile Ergoshovo'da görüşecek.
Yes, as if I had time in the summer.
Tabii, sanki yazın vaktim oluyormuş gibi.
AND PROM IS USUALLY IN THE BEGINNING OF SUMMER SO EVERYONE'S GONNA BE EATEN ALIVE BY BUGS.
Balo da yazın başında yani böcekler herkesi canlı canlı yiyecek.
The company Eleanor's father went bankrupt in the summer.
Eleanor'un babasının şirketi gecen yaz iflas etti.
You can spend the whole summer relaxing, taking in the beauty.
Yaz boyu rahatlayıp keyfine bakarsın.
I stocked the pantry for the summer, and there's plenty of Hungry-Man dinners in the freezer.
Yaz için yiyecek stoğu yaptım ayrıca buzdolabında hazır yemek de var.
Dog Dave has left you in my care for the summer.
Yaz boyunca benim himayemde olacaksın.
She's had her heart set on sailing to the island this summer... and school starts in three weeks.
Kızım, bu yaz o adaya kendini adamış durumda ve okullar da üç hafta içinde açılıyor.
London was conventional and boring this spring but summer in Ibiza was happier.
Bu baharda Londra sıradan ve sıkıcıydı " " ama yaz İbiza'da daha iyiydi. "
The prints of "Weekend in Sochaux" are booked all summer.
"Sochaux'da Haftasonu" yaz boyunca dolu.
- Only in the summer.
Sadece yazları.
Will wonder why you was not to launch of his book, come to see her body decapitated and summer, in fact, you were right!
Neden ortaya çıkıp da kendi kitap tanıtımını yapmadığını merak edecekler. Buraya gelip senin kafası kopmuş cesedini bulacaklar ve senin aslında deli olmadığını anlayacaklar!
I had the best summer of my life in Ocean View.
Hayatımın en güzel yazını Ocean View'da geçirdim.
Last summer before graduate school, and we are going out in style.
Geçen yaz mezun olmadan önce, ve biz stil dışına çıkacağız.
I've murdered someone in that summer when I was 13.
13 yaşındayken yazın birisini öldürdüm.
I'll see you in Terre Haute next summer. "
Gelecek yaz Terre Haute'de görüşürüz. "
Your careless wife left him in a hot car for three hours... When you were out of town last summer.
Senin dikkatsiz karın geçen yaz, sen şehir dışındayken, onu üç saat boyunca sıcak arabanın içinde bıraktı.
Now, this summer, we won back Decatur, making us number one in seven counties again.
Bu yaz Dacatur'u geri aldık ve yedi vilayette yeniden bir numara olduk.
I would like to cordially invite you to join this summer's group of artists in residence at the Italian Arts and Letters Institute in Rome.
Tüm samimiyetimle, Roma'daki İtalyan Sanatları ve Edebiyatları Enstitüsünde bu yaz konaklayacak bir grup sanatçıya katılman için seni davet etmek istiyorum.
We met that summer here in DC.
O yaz burada, DC'de tanışmıştık.
And then in the summer of'69 these horrific murders happened.
Ve sonra 69 yazında bu korkunç cinayetler başladı.
I never got to see the sun, not even in the summer.
Güneşi hiç görmezdim. Yazın bile.
I'm in the park where I looked at them last summer.
Geçen yaz onları izlediğim parktayım.
in the summer, I often watched the three of them dining on the terrace.
Yazın üçünü taraçada akşam yemeği yerken izlemiştim.
The conclave has met, considered reports from Maesters all over the Seven Kingdoms, and declared this great summer done at last.
Yedi Krallik'in dört bir yanindan gelen üstatlar meclisinde, uzun yazin en sonunda bittigi karari alinmis.
The longest summer in living memory.
Hatirlanan süreçteki en uzun yaz.
When I was a boy, I remember seeing them put up a new tower at Torrhen's Square in a summer.
Ben küçük bir çocukken, bir yaz günü onlarin Torrhen Meydani'na yeni bir kule diktiklerini görmüstüm.
It seems like there's a lot more cops in the park this summer.
Bu yaz parkta daha fazla polis var gibi.
You've been stealing glances in the choir room, and you still haven't told us what happened over summer vacation.
Koro odasında birbirinize kaçamak bakışlar atıyorsunuz ve hâlâ bize yaz tatilinde ne olduğunu söylemedin.
Hugh trained with me the summer I was in residence at the Sydney Opera House, and I'm certain that he would have been... as impressed with what you did with that song as I am.
Sydney Opera sarayında kalırken o yaz Hugh benimle prova yapmıştı ve eminim ki o da şarkı yorumundan en az benim kadar etkilenirdi.
When summer draws near, I always recall that tiny firefly that I held in my hand as a child.
Her yaz geldiğinde,... o minicik ateş böceğini ufacık ellerimle nasıl tuttuğumu hatırlarım.
To me, the perfect way to spend summer vacation is in front of the TV playing video games.
Bence yaz tatilini geçirmenin en güzel yolu, televizyonda video oyunu oynamak.
Despite Rodrick's negative attitude, I have very clear goals for the summer.
Rodrick'in olumsuz tavrına rağmen, yaz için çok net hedeflerim var.
Okay, so... the summer didn't go exactly as planned, but in the end, it all worked out okay.
Evet yaz tatili planladığım gibi gitmedi ama fena da değildi.
All in all, this might go down as the best summer ever.
Sonuç olarak, şimdiye kadar geçirdiğim en güzel yaz tatili sayılır.
Are you the Kenny Strand who took pictures of girls in Oak Park in the summer of 1986?
1986 yazında Oak Park'ta kızların fotoğraflarını çeken Kenny Strand sen misin?
Dennis and Katherine Mahoney emigrated from County Cork, Ireland, to Washington, D.C., in the summer of 1860, just in time for the Civil War.
Dennis ve Katherine Mahoney, 1860 yazında iç savaş zamanında Washington'a İrlanda'nın Cork şehrinden göç etmişler.
I remember how your hair would get in the summer. You looked like John C. Reilly after a kickball game.
John C. Reilly'nin maç yapmış haline dönüyorsun.
You know, I might have some work coming up later in the summer.
Yaza doğru yeni bir iş çıkabilir.