Inquiries traducir turco
523 traducción paralela
In his office, the inspector Juve, of Parisian Safety, charged with inquiries on crimes of Fantômas...
Fantomas'ın işlediği suçlara dair soruşturmanın başındaki Paris polisinden Dedektif Juve ofisinde.
" Make your inquiries - you'll soon get confirmation.
Sorgulamalara devam edin, yakında delil ve ispatlara ulaşacaksınız. "
We'd better make inquiries here.
Burada araştırma yapsak iyi olur.
we've made the minutest inquiries.
.. en detaylı soruşturmaları yürüttük.
Make all inquiries, get me the fullest details of the past career of -
Tüm soruşturmaları yap, geçmişine ait tüm detayları bana getir...
We can make all inquiries about him from England.
İngiltere'ye gittiğimizde, onu bulmak için ne gerekiyorsa yapabiliriz.
Initial inquiries would appear to show... that he is entirely responsible for the accident
İIk tespitler doğrultusunda kendisinin kazadan sorumlu olduğu söyleniyor.
I would like to continue Continue Lieutenant... inquiries at the Auberge de la Jamaïque.
Evet Bay Trehearne, devam edin...
I made some inquiries in the village of the people who knew him.
Köyde onu tanıyan insanlar arasında biraz soruşturma yaptım.
Their embassy's been making polite inquiries about you for nearly four weeks.
Elçilikleri, yaklaşık dört hafta, hakkında kibarca soruşturma yaptı.
I want to make some inquiries.
Bir şeye bakmam gerekiyor.
Sorry to have to do this, ma'am... but we're making inquiries on behalf of the Paris police.
Bunu yaptığımız için üzgünüm, bayan... ama Paris polisi adına soruşturma yapıyoruz.
I made inquiries.
Araştırdım.
At the morgue, they told me a Mr. Gregory Ward had made inquiries about Jacqueline.
İsminizi morgdan verdiler. Jacqueline hakkında araştırma yapmışsınız.
She's been ill for months. Oh, I'm sorry. I wanted to make some inquiries about a niece of hers, Miss Eyre.
Ben yeğeni, Bayan Eyre hakkında bilgi almak istiyorum.
I've been making inquiries about Alice Alquist's sister.
Alice Alquist'in kardeşi hakkında araştırmalar yapıyordum.
We made a few inquiries at the railroad station.
- Tren istasyonunda soruşturma yaptık.
This news threw me into such distress of mind that had I had poison in my possession I would probably have administered it to Ethelred there and then and chanced the consequent inquiries.
Bu haber zihnimi öyle allak bullak etmişti ki o an yanımda zehir olmuş olsa büyük bir ihtimalle Ethelred'e oracıkta tatbik eder ve kaderimi açılacak soruşturmaya emanet ederdim.
Please, keep this passport to yourself until I will make some inquiries.
Lütfen bu sizde kalsın, gerektiğinde sizden geri alırız.
Guido, they're making inquiries.
Guido, soruşturma yapıyorlar.
I've made some inquiries about you.
Senin hakkında bir araştırma yaptırdım.
Some inquiries?
Benim hakkımda bir araştırma?
It's my husband who's making the inquiries and having me followed.
Hakkımda araştırma yaptırıp beni takip ettiren kişi kocammış.
Men who might be able to assist the police in their inquiries... Are being sought in all likely hideouts.
Soruşturmasında polise yardımcı olabilecek herkes,... saklanabilecekleri muhtemel yerlerden toplanıyordu.
I'm making inquiries in connection with a robbery that took place...
Bir soygunla ilgili araştırma yapıyorum.
My sergeant happened to be making inquiries at Wales'Garage the other day, and it appears that you settled an account there recently for just over £ 60.
Çavuşum geçen gün Wales tamirhanesinde soruşturma yaparken geçenlerde orada 60 küsur sterlinlik bir hesabı kapattığınızı öğrenmiş.
When I heard of a special treatment, the tent and the food you ordered for one of the captives, I made some inquiries.
Esirlerden biri için, sizin gönderttiğiniz çadırı ve yiyeceği içeren özel bir muameleyi duyunca, bazı araştırmalar yaptım.
" During the last war, I had occasion to make inquiries into his past.
"Son savaş sırasında, geçmişinin incelenmesini sağladım."
We are making some inquiries... in reference to a number of jewel robberies.
Mücevher hırsızlığı ile ilgili bir soruşturma yapıyoruz.
The best thing for you to do is to get to London where you can rest... and leave us to make inquiries into the disappearance of your mother.
Sizin için en iyisi Londra'ya dönmek. Orada biraz dinlenirsiniz. Ve bize annenizin ortadan kayboluşu ile ilgili yaptığımız soruşturmada, biraz yardımcı olmuş olursunuz.
- He's making inquiries about a Major Martin.
- Binbaşı Martin hakkında bilgi istiyor.
My name is Phillips, and I'm making some inquiries about Major William Martin. - Yes?
Adım Phillips ve Binbaşı William Martin hakkında bilgi alacaktım.
I'm making some inquiries about a friend of mine, William Martin.
Bir arkadaşımı soracaktım, Willie Martin.
Mr. O'Reilly is making inquiries about Willie Martin.
Bay O'Reilly, Willie Martin için aramıştı.
It's no good making inquiries about him, mister.
Artık onun için aramanızın bir anlamı yok, bayım.
Since you called my wife, Mrs. Balestrero, I've made some preliminary inquiries.
Karımı aradığınızdan beri bazı ön araştırmalar yaptım.
And did you not make inquiries about prices and schedules of foreign cruises?
Ve yabancı ülkelere giden gemilerde bilet fiyatlarını sormuyor muydunuz?
You then admit that you made inquiries about expensive and luxurious cruises?
Öyleyse en pahalı ve lüks gemilerin bilet fiyatlarını sorduğunuzu kabul ediyorsunuz.
Thank you, Jody, for your kindly inquiries as to my health.
Teşekkürler Jody, sağlığıma olan nazik ilginden dolayı.
I'm making inquiries about a car theft.
Bir araba hırsızlığını soruşturuyorum.
Just making some inquiries.
Sadece soruşturma yapıyoruz.
I've made all the necessary inquiries.
Gerekli araştırmaları yaptım.
I'm not suggesting anything, sir. I'm merely making inquiries.
Hiç bir şey ima etmiyorum, soru soruyorum yalnızca.
It might hinder the inspector's inquiries.
Komiserin soruşturmasını olumsuz etkileyebilir.
Were making inquiries.
Soruşturma yapıyoruz.
He caused scrupulous inquiries to be made about the witness Leamas.
Leamas'ın tanıklığıyla dürüst bir soruşturmaya sebep olmuştu.
If 007 says he saw Derval last night at Shrublands and he was dead, that's enough for me to initiate inquiries.
Eğer 007 dün gece Shrublands'da Derval'i gördüğünü ve ölmüş olduğunu söylüyorsa, benim için araştırmayı başlatmak için yeterlidir.
All inquiries were in vain until a body was washed up a month ago that couldn't be identified because of the advanced state of decomposition.
Ama bir ay kadar önce ileri derecede çürüdüğü için kimliği tespit edilemeyen bir ceset bulunana kadar kayda değer hiç bir gelişme olmamış.
But suppose they were to make inquiries in Paris.
Fakat amaçlarının Paris'te soruşturma yapmak olduğunu sanıyorum.
In fact, this morning I made a few inquiries, you know, put out a few feelers.
Aslında, bu sabah bazı araştırmalar yaptım, biraz nabız yokladım.
I went there to make inquiries.
Araştırma yapmak için oraya gittim.