Instructions traducir turco
4,347 traducción paralela
She had given me instructions when she left that she wanted me to clean up.
Bana bazı talimatlar verip ortalığı temizlememi istedi.
My instructions were to be here at 1 : 00 and be ready.
Talimatlarım saat 13 : 00'de burada bulunmam ve hazır olmam.
I just... I saw those instructions - at the base camp, okay?
- Sadece ana kampta şu talimatlari gördüm, tamam mı?
- What instructions?
- Ne talimatı?
Instructions that said, "Romance Johnny"
"Johnny ile romantizm."
The instructions are in French.
Talimatlar Fransızca.
Maybe he could read those instructions.
Belki o bu talimatları okuyabilir.
These English instructions are worse than the French ones.
İngilizce açıklamalar Fransızca olanlardan da beter.
If any of you encounter them, you must obey my instructions.
İçinizden biri onlarla karşılaşırsa talimatlarıma uymanız gerek.
And Charlie, Mac, and Will had given their instructions.
Charlie, Mac ve Will de yapılması gerekeni söylediler.
And furthermore after that, I don't take my instructions from a petition.
Ve bundan sonra neler yapacağımla ilgili direktifleri bir dilekçeden almıyorum.
Awaiting instructions. }
Talimatları bekliyorum.
There was a DVD and some instructions on what to do if I wanted to get back at him.
içinde bir DVD ve eger ondan öç almak istersem neler yapmam gerektigi yaziliydi.
Instructions to come here.
Burayı tarif ediyordu.
Please proceed to the Operations Center immediately for further instructions.
Lütfen gerekli talimatlar için hemen Operasyon merkezine gelin.
They disappeared and two days later were found in Stempky's laboratory awaiting further instructions.
Ortadan kayboldular, iki gün sonra Stempky'nin laboratuvarında talimat beklerken bulundular.
The owner gave strict instructions in the lending that it can't be opened.
Sahibi teslim ederken açılamayacağına dair sıkı talimat verdi.
The owner has left strict instructions that this cannot be opened.
Sahibi açılamayacağı konusunda sıkı talimat verdi.
I gave you specific instructions.
Kesin talimatlar verdim sana.
I was provided with explicit instructions.
Bana açıkça talimatlar verildi.
Your instructions must've been over my head.
Talimatların zekâ seviyemi aşan türden olmuş olmalı.
I think it only reveals instructions one at a time.
Sanırım yönergeler teker teker beliriyor.
If he was, I think I'd have a new set of instructions by now, but... No luck.
Eğer öyle olsaydı sanırım şimdiye kadar yeni yönergeler belirirdi ama maalesef yok.
Searching the Web for instructions for the SureCup 600, Tom.
SureCop 600 hakkında bilgilendirme için internet taranıyor Tom.
Soon we begin our approach to Frankfurt - and ask you to follow the cabin crew's instructions.
Kısa süre sonra Frankfurt'a doğru inişe geçmeye başlayacağız. Bu yüzden kabin memurlarının talimatlarına uymanızı rica ediyoruz. Teşekkürler.
I came to tell you that in a few minutes, the White Rabbit will be here with instructions to take you out of Wonderland and back to where he found you.
Sana Tavşan'ın birkaç dakikaya kadar, burada olacağını ve seni Harikalar Diyarı'dan... kaçırıp bulduğu yere götüreceğini... söylemeye geldim.
The map and instructions on locating them were safely protected and guarded by his Huns forever.
Harita ve talimatlar da Hunlar tarafından güvenle sonsuza kadar korundu.
We followed your instructions.
Dediğinizi harfiyen yaptım.
Once I've landed and I know I'm not being followed, I'll send instructions on how to get back control of Flight 408.
İndiğim ve takip edilmediğimden emin olduğum zaman, 408 numaralı uçuşun kontrolünü nasıl geri alacağınızı gösteren talimatları göndereceğim.
You'll get an e-mail with instructions once I land.
Ben inince, bir email ile birlikte talimat alacaksınız.
So, the antique dealer cycles the dirty Russian money into his own accounts and waits for instructions.
Antika satıcısı Ruslardan gelen kirli parayı kendi işine aktarıyor sonra da talimatları bekliyor.
Under Mr Moray's instructions.
Bay Moray'in emriyle.
I was told to follow instructions.
Bana söylenenleri aynen yaptım.
Miss Wheet has my instructions to complete the transaction.
İşlemi tamamlamak için Bayan Wheet yetkilidir.
Does it come with instructions?
Açıklamalarıyla mı geliyor?
The instructions are to shut up.
Açıklamalar çeneni kapaman yönünde.
Hey, I can't find any of the instructions on here for our coffeemaker.
Kahve makinemiz için internette hiçbir açıklama bulamıyorum.
Here are his vitamins and a list of care instructions.
İşte bunlar onun vitaminleri ve bakım bilgileri listesi.
The instructions they gave Mr. Peterson were very specific.
Bay Peterson'a verdikleri talimatlar çok net.
I do have something else He sent me a note with instructions
Bir şey daha var. Bana talimatlı bir not gönderdi.
I wrote out instructions for his bedtime, nap time, and feeding.
Uyku zamanı, kestirmeleri ve beslenmesiyle ilgili talimatları yazdım.
Let's see what Janet's instructions say.
Janet'ın talimatlarına bakalım.
Where is that book with all the instructions and codes?
Talimatların ve kodların olduğu kitap nerede?
It was hard and complicated, and back then, the print on the instructions was tiny, but he persevered.
Zordu, karmaşıktı ve o zamanlar açıklama kısmı minicik yazılmıştı ama o azmedip başardı.
Send new instructions to receive funds. "
Yeni direktifleri alıcı kaynağa gönder.
You got your delivery instructions?
Talimatları aldın mı?
Half an hour break, then we'll return for instructions to the jury.
- Yarım saat ara. Sonra jüriye talimatlar için döneceğiz.
Okay, so just two people are refusing to follow the judge's instructions.
Sadece iki kişi, yargıcın talimatlarını izlemeyi reddediyor.
I'm gonna call Santa Claus and ask him to bring us one of these with instructions.
Santa Claus'u arayacağım ve ona, şunlardan birinin kullanma talimatını bize getirmesini isteyeceğim.
- I emailed you some instructions.
- Sana e-postayla talimatlar göndermiştim.
( Carolina ) I only followed instructions the entire time.
- Her zaman talimatlara uydum.