Jab traducir turco
788 traducción paralela
Although they say this is the most valuable punch of all... the left jab... it seems this is the payoff.
Bunun en önemli vuruş olduğunu söyleseler de, sol vuruş, asıl manevra bu gibi görünüyor.
Because, when.. I see someone like those over there I want to jab them in the face.
Çünkü ne zaman... şuradaki adam gibi adamları görsem, suratlarına bir yumruk atmak istiyorum.
All you had to do was grab hold of the gun, jab it against her heart and squeeze the trigger.
Tek yapman gereken tabancayı almak kadının kalbine dayayıp ve tetiği sıkmaktı.
Jab it against her heart, huh?
Silahı kadının kalbine dayamak ha?
I let him tag me with the left hand for a couple of rounds so just when he starts, he thinks he's getting cute, I step inside a jab with a left, with a right, with a left.
Birkaç raunt sol yumruğunu kullanmasına izin verdim. Herife güven gelince de kısa ve düz yumruklar indirmeye başladım. Bir soldan, bir sağdan, bir soldan.
I can't wait to jab this baby in the old man's face.
Bu bebeği yaşlı adamın suratına dayamak için sabırsızlanıyorum.
That's it. Jab. Jab.
Vur, vur!
Graziano misses with a left to the head takes a left jab to the face, a hard right.
Graziano başına sol vurdu ama ıskaladı. Yüzüne bir sol yedi, sert bir de sağ.
Don't jab me with that rifle.
O tüfekle beni dürtükleme.
Jab! Jab! Bravo.
Sol, sağ!
Jab, left, left...
Sıkletleri arasında çok fark var.
You only meant to jab his arm.
O zaman onu kolundan yaralamak istedin.
" Then he felt a sharp jab in the chest.
" Göğsünde acı bir saplanma hissetti.
What- - Why is the jab the best punch?
Ne... niye direk yumruk en iyisidir?
That was a real sharp jab.
Bu çok kesin bir tahmin oldu.
She didn't jab at it with her knife throwing cute little epigrams like, "Ho, ho, ho. I think there's somebody in there."
O bıçağıyla oynayıp "Ho, ho burada biri var galiba" diye dürtmedi.
Well, I think that if Ken keeps his right up, gets in with the left jab and takes the fight to his man, well, he should go for a cut eye in the 3rd and put Wilcox on the canvas by 6th.
Ken sağını düşürmez sol direk çıkarsa ve rakibine saldırırsa üçüncü rauntta kaşını patlatır altıncı rauntta Wilcox'u yere serer.
– Jab him in the kidneys!
- Böbreklerine vururdu!
You step in with that jab, right?
Düz yumrukla başladın doğru mu?
Jab, baby!
Vur bebek!
Jab!
Vur!
Right jab!
Sağ vur!
Jab, jab!
Vur, vur!
- Jab, jab, hook.
- Vur, vur, kroşe.
You gotta use your jab more.
Bunu daha çok kullanmalısın.
... and a left and a right jab that's taken half the champ's shoulder off.
... bir sol bir de sağ yumrukla şampiyonun omzu koptu.
With a sudden jab, one gets his horn into position for the fatal thrust.
Ani bir darbeyle, bir tanesi boynuzunu öldürücü bir konuma getiriyor.
And then jab at'em.
Sonra da onları şişliyorum.
We'll give him a little jab, then come across the top.
Onu karşımıza çekip küçük direk yumruklar atıyoruz.
I won't cut off the sword myself, instead I'd jab my sword into the opponent's bone, let it break off an inch, and leave it in the wound.
Bir kere kılıcımı ben kendim kesmem, Onun yerine Kılıcımı rakibimin kemiğine saplar... ve kırık kısmı sapladığım yerde bırakırım.
See how he pumps that jab into your eye?
O direği gözüne nasıl yapıştırıyor.
Jab that till it hurts!
Acıyana kadar devam et!
Jab it till it hurts.
Acıyana kadar devam et.
Break that damn jab!
Şu lanet direkt yumruğa dikket et!
I recall every fall, hook, and jab - bad way to get rid of flab.
Hiç bir zaman o yüzüme gelen darbeleri unutmam daha kötü bir diet olamaz
Everything we do works out the jab.
- Harikasın. Yaptığımız her şey işe yarayacak.
Here it comes. Jab!
İşte geliyor.
Jab out!
Vur.
Then jab him.
Sonra hakla onu.
Get him and jab one for me too.
Onu al ve bir tane de benim için sapla.
A left jab.
Bir sol yumruk.
Well, why you wait to get off and then you gonna come in and jab it on me, man?
Bana vurup duracağına kendi işine baksana sen. Hadi bakalım.
Jab up this joker!
Sapla şu jokere!
Left cross, left jab, right uppercut?
Sol kroşe, sol düz yumruk, sağ aparkat?
Jab punch.
Vuruş.
Point! Jab!
Puan!
I'll jab compasses in their fat behinds
Kıçlarına pergeller sokacağım!
- When did you have your TB jab?
Ne zaman, tüberküloz geçirdiniz?
Jab it!
Vur!
Another jab.
Ne başlangıç. Bir kroşe daha.
Another jab.
Bir daha.