Jacob's traducir turco
1,087 traducción paralela
Jacob helps you. That's the key.
Jacob sana yardım eder, kilit mesele bu.
Jacob's gonna take you to a place where you can get well.
Jacob seni iyileşebileceğin bir yere götürecek.
Jacob, I think it's difficult too.
Jacob sanırım bu çok zor.
See, Jacob told me a little secret, "Mr. Accountant".
Bak, Jacob bana küçük bir sır verdi Bay Muhasebeci.
Well, it doesn't matter as long as Lou believes it, as long as he sees that Jacob's taking your side.
Sorun değil. Lou buna inandığı müddetçe. Jacob'ın senin tarafında olduğunu anladığı müddetçe.
I mean... I mean, it's obvious I'm just kidding around on there, isn't it, Jacob?
Yani şu apaçık ki, orada sadece şaka yapıyorum, öyle değil mi Jacob?
Is that what... Is that what you're saying here, Jacob?
Bunu mu söylemeye çalışıyorsun Jacob?
I... I can see how it might've seemed that way to Jacob, that I was running outside.
Bunun Jacob'a nasıl böyle göründüğünü anlayabiliyorum, bünkü o sırada ben dışarıda koşmaktaydım.
It's back to the welfare office for Jacob.
Jacob için tekrar sosyal yardım bürosuna dönme zamanı.
Well, if Jacob can't make it, that just leaves more of Linda's homemade breakfast treats to go around.
Pekala, Jacob gelemiyorsa bu Linda'nın hazırladığı kahvaltılıkların daha büyük bir kısmı arkadaşlara dağıtılacak demektir.
It's perfect. - Stop that, Jacob.
- Kes şunu, Jacob.
We worship thine eminence on this special day, for today is Jacob's day.
Bu özel günde, yüksekliğinize tapıyoruz, bu gün Jacob'un günü.
Oh, my God, it's Jacob!
Tanrım, bu Jacob!
It's what Jacob would have wanted.
Jacob'ın da istediği bu.
I still have to sew the chains to Jacob Marley's tux for the dance number.
Jacob Marley'nın smokinine zincir dikmem gerekiyor
It's a doozie, Jacob.
Biraz karışık, Jacob.
Jacob, how's the missus?
Jacob! Karın nasıl?
When I used to study with Jacob, we used to touch each others legs, and rub up against each other.
Jacob'la ders çalışırken, birbirimizin bacaklarına dokunurduk ve sürtünürdük.
What's she gonna do, sell it to buy Jacob's Creek?
Ne yapacak, Jacob's Creek'i almak için mi satacak?
Since Jacob has joined the Tok'ra, I have come to a deeper understanding of your people, your purpose, and your extraordinary gifts.
Jacob Tok'ra'ya katıldığından beri, halkınız, amacınız ve sıradışı yetenekleriniz konusunda sizi daha iyi anlar oldum.
You see, Nina Duncan always insists on sharing her extensive collection of slides from the summer she danced "Agamemnon" at Jacob's Pillow.
Nina, Jacob's Pillow'daki Agamemnon dansının slaytlarını göstermek ister.
- It's none of your business, Jacob.
- Seni ilgilendirmez Jacob.
Listen, Jacob's here, and he's a total psycho.
Dinle, Jacob burada ve adam Tam bir psikopat...
- Are you retarded, Jacob?
- Sen geri zekalı mısın, Jacob?
Jacob, it's been very nice to meet you.
Seninle tanışmak çok güeldi.
THAT'S MY SON JACOB.OH.
Bu, benim oğlum Jacob.
TRYING TO SUPPORT JACOB AND MY MOM.
Jacob'a ve anneme destek olmaya çalışıyorum.
I borrowed Jacob's digital camera.
Jacob'ın dijital kamerasını ödünç aldım.
Jacob, are you there?
Jacob, orada mısın?
The first time was right here on this roof at Nancy Jacob's party
İlk zaman tam burdaydı, bu terasta, Nancy Jacob'ın partisinde.
"The state rarely separates twins, but one of the infants, Jacob" - - that's you- - "was diagnosed with severe lung infection."
Eyalet nadiren ikizleri ayırır... ama bebeklerden birinde ki bu sensin jacob... akciğer enfeksiyonuna rastlandı.
It's what's-his-name. Jacob.
Neydi adı, Yakup.
It's all... The only people I trust are you, Jacob and Frank.
Sadece çocukluğumu bilen sana, Jacob'e ve Frank'e güveniyorum.
Jacob, you're a rich Jewish kid from the Upper East Side who's ashamed of his wealth.
Sen servetinden utanan. Doğu Yakasından gelen zengin birisin.
Even when Jacob was trying to heal me, I chose this.
Jacob beni iyileştirmeye çalışırken bile, bunu seçtim.
Here's our plan, Jacob.
Planımız şu, Jacob.
Jacob, will you please get outta here?
Jacob, buradan çıkacak mısın?
Tom still owns his mother's farmhouse, the one my grandfather went to to get Jacob.
Tom hâlâ annesinin çiftlik evine sahip, Büyükbabamın Jacob'u almaya gittiği ev.
Jacob is young, and very strong... and the angel is a beautiful man... with golden hair and wings, of course.
Yakup, genç ve çok güçlü melek de güzel bir adam altın sarısı saçları ve kanatları olan, tabiî.
- Of course. James Mortmain? Are you James Mortmain, the author of Jacob Wrestling?
Siz James Brusseling'inyazarı mısınız?
- It's happening. - What's happening?
- Jacob, oluyor.
The case stems from the shooting death of stockbroker Jacob Wood two years ago.
Bu dava 2 sene önce başlayan borsacı Jacob Wood cinayetinin uzantısı.
You'll recall, two years ago, Wood's stockbroker husband, Jacob was gunned down in a mass slaying inside the firm where he worked.
İki yıI önce Celeste Wood'un borsacı eşi Jacob çalıştığı firmada vurularak öldürüldü.
If you do you are going to see fewer senseless deaths. Like my client's husband, Jacob Wood.
Eğer bunu yaparsanız göreceksiniz anlamsız ölümler azalacak müvekkilimin eşi gibi başka kurbanlar.
Jacob, let's go to an organisation.
Jacob, bir yardım kuruluşuna gidelim.
I'm Jacob, Marie's brother.
Ben Jacob, Marie'nin kardeşi.
Sofia's tired, Jacob.
Sofia yorgun Jacob.
Where's Jacob?
- Jacob nerede?
Where's Jacob?
Jacob nerede?
Señora. - Luis, where's Jacob?
Jacob nerede?
Jacob, let's go.
- Jacob, gidelim.