Just say traducir turco
37,885 traducción paralela
- What did you just say?
- Ne dedin? - Artık bir dahaki sefere.
Let's just say the lion did not sleep that night.
"Aslan o gece hiç uyumadı" diyeyim ben sana.
Okay, you don't have to say "struggling" every time. You can just say "actress."
Her seferinde "didinen" demene gerek yok, sadece aktris diyebilirsin.
Why can't you just say that you're leaving to get married somewhere?
Ne diye sadece evlenmek için gidiyorum diyemiyorsun?
What did you just say?
Az önce ne dedin?
Let's just say I traveled through the looking glass and it was quite a ride.
Bir aynaya doğru yolculuk yaptım diyelim. Zor bir yolculuk oldu.
Just say you haven't seen me. Yeon Ju!
Beni görmediniz.
What did you just say?
Ne dedin?
Let's just say it wasn't easy being the son of a cop and...
Polis cocugu olmak kolay degildi diyelim...
What did I just say?
Az evvel ne dedim ben?
Just say the word. I'll escort you when your time comes.
Söyle sadece, kızı alıp götüreyim.
If you don't like me, you could just say so!
İstemiyorsan söyle gitsin!
What... did I just say?
- Ne dedim ben?
- Wait, did you just say "we"?
- Bir dakika, biz mi dedin?
- Oops! - What did you just say?
Ne dedin?
- Let's just say, I've got it covered.
O işi hallettim diyelim.
What did I just say?
Ne dedim ben şimdi?
Let's just say, I'm always looking out for my best interests.
Her zaman çıkarlarımı gözetirim diyelim.
No matter what you say, I'll stay by yourself without giving up, so don't get angry from not being able to say what you want and just say it.
Ne dersen de vazgeçmeyip yanı başında kalacağım. Dilediğin şeyi söyleyemediğin için sinirlenme. Söyle gitsin.
What did you just say?
Az önce ne dediniz?
Did you just say'Ma Dae Young'?
Ma Dae Young mu dediniz?
What did you just say?
Az önce ne dedin sen?
Let's just say that I'm drunk.
Diyelim ki sarhoşum.
Let's just say it wasn't easy being the son of a cop and...
Polis çocuğu olmak kolay değildi diyelim...
What did you just say?
Çalmak mı?
I go in with my hands raised and just say I want to talk.
İçeri ellerimi kaldırarak girip sadece konuşmak istediğimi söyleyeceğim.
There was once this woman named Stella, and she just had this tremendous amount of groove, right?
Bir zamanlar Stella adında bir kadın varmış ve bu kadının sayılamayacak kadar alışkanlıkları varmış.
I've just got to to say, with my family all together, I'm just so filled with a sense of joy and peace.
Şunu söylemeliyim ki ailemle beraber olunca sevinç ve huzur dolu oluyorum.
And, you know, I just have to say one more thing.
Tek bir şey daha söylemek istiyorum.
I just wanted to say thank you.
Sadece sana teşekkür etmek istedim.
I was going somewhere and I just stopped by to say hi and to thank you so much for the food last time.
Bir yere gidiyordum ve uğrayıp merhaba diyeyim ve geçen seferki yiyecekler için teşekkür edeyim dedim.
What did you say just now?
Ne diyorsun sen?
Let's just say we're going in so that life can continue.
Yaşayabilmek için içeri giriyoruz diyelim.
Actually, this problem will be solved if you say just a word...
Aslında şu meseleyle ilgili tek bir kelime etsen...
You just have to say that I do.
Benim orada çalıştığımı söyleyin.
Say what we saw wasn't just an illusion and they really did move it.
Diyelim ki gördüğümüz şey gerçekti ve gerçekten taşıdılar.
- I sort of just lost it.
- Kaybettim sayılır.
- I sort of just lost him.
- Onu kaybettim sayılır.
Just don't ever say "crispy" again.
Sadece bir daha sakın zinde deme.
I can safely say, the Antramonstrum has just been... schooled.
Şüphesizce söyleyebilirim ki Antramonstrum az önce dersini aldı.
What did you just say?
Ne dedin sen?
- Should be just up ahead, mein Freund.
- Geldik sayılır mein Freund.
For the record, I just want to say he's not speaking on my behalf.
Kayıtlara geçsin, benim adıma konuşmadığını söylemek isterim.
Just 100 years ago, I had to say the name three times but not now.
Yüz sene önce bile bir ismi üç defa söylemem gerekirdi. Artık işler kolaylaştı.
- I don't say it just to anyone.
- Öyle her gelene söylemiyorum.
With just that, nowadays, there aren't just one or two people who can't control their anger.
İyi ama bugünlerde öfkesini kontrol edebilen insan sayısı bir elin parmağını geçmez.
I just said that because she told me to say it.
Bana öyle dedi diye söyledim.
I'll say that it was written with the left hand. Just write it.
Gerekirse sol elimle yazdığımı söylerim, yalnızca kapa çeneni de yaz.
Why didn't you just go to her and say, "Tell me what you see about me," too?
Neden "Bana baktığında ne gördüğünü söyle." demedin ona?
- I don't think i can do this, Maria. Maybe I should just say no.
Hayır mı desem acaba?
Let's just pretend Uncle Zeke didn't say that, okay?
Zeke amca bunu söylememiş gibi yapalım, tamam mı?
just say it 464
just say yes 74
just saying 294
just say no 59
just say the word 194
just sayin 87
just say something 35
just say so 102
just say when 21
sayonara 114
just say yes 74
just saying 294
just say no 59
just say the word 194
just sayin 87
just say something 35
just say so 102
just say when 21
sayonara 114
say my name 79
say hello to my little friend 37
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124
say hello to my little friend 37
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124