English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ J ] / Just say something

Just say something traducir turco

1,566 traducción paralela
Let me just say something right now.
Şunu söylemem izin verin.
Honey, honey, if you took more than one, just say something.
Sadece bir tane... 1 den fazla aldıysan lütfen bir şey söyle tatlım.
Did you just say something?
Bir şey mi söyledin?
Bette, did you just say something about a crazy hot women's party?
Bette. Kadınların deli partisi gibi bir şeyler mi söyledin?
Did you just say something?
Bir şey mi dedin?
Did he just say something nice about me?
Az önce, benim hakkımda güzel bir şeyler mi söyledi?
Yeah, you're right, if you spoke, you'd just say something stupid.
Evet. Haklısın. Eğer konuşursan, aptalca bir şey söyleyebilirsin.
Just, before you do, can I just say something?
- Sadece, bunu yapmadan önce, birşey söyleyebilir miyim?
Did she just say something about screaming?
Çığlık atmakla ilgili bir şey mi dedi?
She looks like she's about to say something, then just... clams up.
Bazen birşey söyleyecekmiş gibi görünür, ama sonra... sakinleşir.
If you have something to say to me, Son, then just...
Eğer söyleyecek birşeyin varsa oğlum,
It's disgusting how people will just, you know, take something good
İnsanların bu durumu fırsat sayıp...
I just needed to say something, you know?
Bir şeyler söylemek zorundaydım, anlarsın ya.
Everybody thinks, I'm like, this airhead but really, I just, don't feel the need to talk unless I have something meaningful to say.
Herkes doğal olarak dangalak olduğumu falan düşünür ama aslında gerçekten konuşmaya değecek anlamlı bir şeyler aklıma gelmiyor.
If you have something important to say to me, then just say it.
Söyleyecen önemli bir şeyin varsa, sadece söyle.
When you left last time, you wanted to say something, but... then you didn't and just left.
En son gelişinde, ayrılırken bir şey söyleyecektin. Ama söylemeden çekip gittin.
If you have something to say, just say it
Söyleyecek bir şeyin varsa, söyle haydi.
I just wanted to say something to everybody.
Herkese söylemek istediğim şeyler vardı.
Oh, sure, like I'm just going to go up to Harry Kane and say something.
Elbette, sanki Harry Kane'in karşısına çıkıp birşeyler söyleyebilecekmişim gibi.
I'll just have to say I got lost or something.
Kayboldum filan derim.
I'm listening, I'm- - I'm just waiting for you to say something that makes sense.
Dinliyorum, sadece... sadece mantıklı bir şeyler söylemeni bekliyorum.
No, just looked like you were about to say something.
Bir şey söylecekmişsin gibi gedi.
We just came by because there's something Peter would like to say to Kyle.
Gelmemizin sebebi şu ki, Peter'ın Kyle'a söylemek istediği birşey var.
By God, it's just something you say in TV commercials.
Aman Allahım, sadece tv şovlarında böyle söylerler.
I got a shot. I was just waiting for you to say something.
Boom!
Don't say something that you're going to regret, just...
Pişman olacağın bir şey söyleme.
Honey, I have something to tell you, and I don't know how else to say it, so I'll just say it straight out.
Tatlım, sana bir şey söylemeliyim ama başka nasıl söyleyeceğimi bilmediğimden hemen söyleyeceğim.
Just remember, next time before you say something, just think it through.
Bir daha ağzını açmadan önce iyice düşünmeyi unutma.
I have stood in this spot... so many times... just waiting for you to say something and you decide to do it now?
Kaç kez, tam bu noktada durup, bana bir şeyler söylemeni bekledim. Ve sen bunu şimdi mi yapıyorsun?
You know how sometimes people say that love just is and it's just something that you can't explain?
Hani insanlar der ya, aşk böyle bir şeydir, ve onu tam... olarak açıklayamazsın.
Look, uh, just something, uh, I, I've been wanting to say.
Sadece sana söylemek istediğim bir şey var.
Tyra had to pick up something from her sister. What did she just say?
Tyra'nın kardeşinden bir şey alması gerekiyordu.
It's just something that I wanted to say to Lynn.
Bu sadece Lynn'e söylemek istediğim birşey. Tabii ya.
He knows he's supposed to say something, so he repeats what he just heard.
Birşey söylemesi gerektiğini biliyor, ve duyduklarını tekrar ediyor.
- I just wanted to say something.
Ben... sadece bir şeyler söylemek istemiştim.
You have something to say, son, just say it.
Söyleyecek bir şeyin var evlat, sadece söyle.
It was just a little something to say congratulations.
Tebrik etmek için küçük bir şey.
Can I just say something?
Sana birşey diyeyim mi?
I just figured it was finally my chance to say something dramatic.
Sonunda çarpıcı bir şeyler söyleme şansı bulmuştum.
I just thought it would be a good idea for us all to have dinner together, and I was gonna say something to sofia beforehand.
Beraber yemek yememiz iyi olur diye düşünmüştüm. Sophia'ya önceden söyleyecektim.
I just.. wanted to say something.
Sadece bir seyler söyliyecektim.
Russell, that's just something people say.
Russell, bu lafın gelişi söylenen bir şey.
Hey, you got something to say, just say it, man.
Hey, ne söylemek istiyorsan açıkça söyle gitsin dostum.
Weren't you just about to say something back there?
Babama söylemedim.
Before, before we wrap up the show, there's just something I want to say to you.
Programı kapatmadan önce sana söylemek istediğim birşey var.
To say the truth I am going to experiment something... ... I just have to do that.
Doğruyu söylemek gerekirse bir şey denemek istiyorum bunun için hazırlanıyorum.
But you know, sometimes, I say something, or do something, and he looks at me and I just sort of think
Ama bazen, bir şey derim ya da bir şey yaparım ve bana bakar.
If you want to say something, just say it.
Eğer bir şey söylemek istiyorsan söyle.
if you have something to tell me, just. just say it.
Bana söyleyeceğin bir şey varsa, söyle.
And if you have something to say to me, please just. just say it.
Ve eğer bana söyleyeceğin bir şey varsa, lütfen söyle hadi.
Look, I. there's just something I want to say.
Bak, ben söylemek istediğim bir şey var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]