Killings traducir turco
1,299 traducción paralela
The complicity of so many ordinary Germans in mass killings during the war showed just how easily these forces could break through and overwhelm democracy.
Çok sayıda sıradan Alman, savaş sırasında toplu katliamlarda suç ortaklığı yapmıştı. Bu gizli güçler çok kolay açığa çıkabiliyor, demokrasiyi yerle bir ediyordu.
What do you remember about those killings, Stu?
O ölümler hakkında ne hatırlıyorsun Stu?
I mean, you got to figure an electrician's gonna have the fine-gauge wire used in both killings, right?
Yani, iki cinayette kulanılan kabloda bizi elektrikçiye götürüyor, değil mi?
I heard sis is attached to the Jack O'Hearts killings.
- Hayır. Jack O'Hearts soruşturmasını sizin yaptığınızı duydum.
You mark my words, there'll be killings next!
Beni iyi dinleyin. Ölümlere yol açabilir!
It's like Jesse said. The killings have started again.
Jesse'nin dediği gibi, cinayetler yine başladı.
Just 10 days after the Columbine killings, despite the pleas of a community in mourning, Charlton Heston came to Denver and held a large pro-gun rally for the National Rifle Association. - Good morning.
Charlton Heston, Columbine olayından sadece on gün sonra yastaki insanların tepkilerine rağmen Ulusal Silah Birliği adına silah taraftarı bir toplantı için Denver'a geldi.
No killings!
Kimseyi öldürmek yok!
Police is after you after the motel killings.
Motel cinayetlerinden beri polis sizin peşinizde.
this way Kid became Ze and started the killings.
böylece ufaklık Ze oldu ve cinayetlere başladı.
... why haven't you offered any alternative theories for the killings?
... neden cinayet için alternatif teoriler öne sürmüyorsunuz?
What if somebody else did them killings?
Ya cinayetleri başka biri işlediyse?
Protestors demonstrated, and argued that the LAPD... has turned a blind eye to the recent killings... because the victims have been predominantly Hispanic women... in the lower middle-class suburbs of East Los Angeles.
Protestocular, LA pollslnl, öldürülenler... çoğunlukla Doğu Los Angeles'ln orta - alt sınıfından... Latln kökenll kadınlar olduğu lçln... olayları önemsememekle suçladılar...
Now, he was telling me about a series of killings... that matched the M.O. of the guy Huntress is calling the Crawler.
Bana, Crawler'ın cinayetindeki benzerliklerden bahsetti.
Toby, he never talked about these killings, did he?
Toby, seninle cinayetler hakkında hiç konuşmadı, değil mi?
I wouldn't get mixed up in no cop killings or nothing like that.
Polis cinayetiyle filan işim olmaz.
You're studying killings on the entire East Side?
Bütün doğu yakasının cinayetlerini mi inceliyorsun?
- Killings, murders.
- Öldürme, cinayet gibi.
Casings from all three killings go to a.45, probably Colt Classic.
3 davadaki cinayetler de 45'lik Colt Classic'le yapılmış
The fact is that while Lt. Daniels and his merry band are lost in the swamps... playing with beepers and pay phones and body mikes... my people have developed information that ties Barksdale to three killings.
Buradaki asıl durum Teğmen Daniels ve onun bando ekibi çağrı cihazları, telefon kulübeleriyle oynuyorlar benim adamlarımsa Barksdale'le bağlantılı üç cinayet bilgisini yakaladı.
I was always there, but I couldn't stop the killings... and he knew that.
Her zaman oradaydım ancak cinayetleri durduramadım. Ve o bunu biliyordu.
That's three recent killings and three from 1999.
Son üç cinayet ve 1999 yılından üç cinayet.
That's why I didn't make the connection at first, either... but that was the lab on the phone... and they confirmed that it was the same knife in both killings.
Bu yüzden önce bağlantı kuramadım ancak telefondaki laboratuvardı ve iki cinayette de aynı bıçağın kullanıldığını doğruladılar. Peki nasıl bağlantı kurdun?
We have reason to believe Alia herself may have planned the killings.
Cinayetleri Alia'nın kendisinin planladığına inanıyoruz.
He framed me for the killings.
Tüm cinayetlerin suçunu bana attı.
And those killings, they don't give you pause?
Tüm o cinayetler seni hiç huzursuz etmiyor mu?
And as the children grew up, they also participated in the killings.
Ve çocuklar büyüdükçe onlar da cinayetlere katıldı.
The Southland is in shock today over a series of brutal killings that occurred here on Wonderland Avenue early today.
Bugün erken saatlerde Wonderland Bulvarı'nda hunharca işlenen cinayetler Güney yakası sakinlerini dehşete düşürdü.
"I have witnessed in my entire career." This crime scene, some are saying, is as brutal as the Sharon Tate killings, back in 1968.
Olayın 1968'deki Sharon Tate cinayeti kadar vahşice olduğunu söyleyenler var.
Ritual killings
Ritüel cinayetleri.
I hope there will be no more killings
Umarım daha fazla ölüm yaşanmaz.
Ming's killings of Billy and Yan have been ruled lega
Ming'in Billy ve Yan'ı öldürmesi yasal kabul edildi.
We are the people causing the killings in your area.
Biz bölgenizde ölümlere sebep olan insanlarız.
For the other killings, you should be grateful.
Diğer cinayetlerden sorumlu tutulamazsın. - Minnettar olmalısın.
They figure since neither has a motive for the killings, they won't be caught.
İkisinin de öldürmek için nedenleri olmadığını anlayana dek yaparlar ve yakalanmazlar.
Only back then, the killings were isolated to the Middle East :
Sadece o zamanlar, cinayetleri Ortadoğu'ya izole edildi :
He hid in the basement crawl space during the killings.
Cinayetler sırasında bodruma sığınmış.
We got the other two domino shooters without any other killings.
Birini öldürmeden diğer iki nişancıyı yakaladık.
Still no explanation for this wave of unexplained killings that is sweeping across the city.
Halen bu anlaşılamayan öldürme olayları ile ilgili açıklama yok bu şey tüm şehre yayılıyor.
You know, I've been stuck down at City Hall all morning doing press on these gang killings,
Biliyorsun, şu çete cinayetleri olayıyla ilgili bütün gün adliyedeydim...
How long will such encounter killings go on?
- Cinayetler ne zaman duracak? Ansari yi öldürerek ne kazandınız?
We try to keep records in cases of political killings and torture.
Siyasi cinayetlerin, işkencelerin ve tecavüzlerin kaydını tutmaya çalıştım.
Killings continued long some of them sisters and brothers, already been killed, perhaps compassion or rage but they do not feel so. To control these people, we must be as fathers.
Bununla birlikte, bu cinayetler uzun süre sürerse ablaları, ağabeyleri öldürüldüğü için öfkeden gözü dönmüş ve ölümden korkmayan yeni bir nesil gelecek.
My father would come home to Mother and when he would see her, he would forget about the killings.
Babam eve gelip anneyi görünce cinayetleri unuturdu.
In the wake of last night's Benedict Canyon killings, there are two more to report.
Benedict Vadisindeki cinayetlerin hemen ardından, iki ölüm haberi daha geldi.
A second set of brutal ritual killings in as many days has the Los Angeles area caught in a vice grip of fear.
İki gün içinde gerçekleşen bu iki korkunç katliam Los Angeles çevresine büyük bir korku saldı.
Did Manson ever say anything to you that made you feel Helter Skelter was tied in to the Tate-LaBianca killings?
Hiç Manson'un sana söylediği bir şey, Helter Skelter ile Tate-LaBianca cinayetleri arasında bir bağ olduğu hissini verdi mi sana?
So he orders the Tate-LaBianca killings thinking blacks will be blamed and that will start the war.
Yani Tate-LaBianca cinayetlerini, zencilerin suçlanacağını ve savaşın başlangıcı olacağını düşündüğü için emretti.
I disappear in'83, the killings stop.
Ben 83'te kayboluyorum, cinayetler duruyor.
You found something new on the killings?
Yeni bir birşey mi buldunuz?
I just want the killings to stop.
Haydi, Yargıcın verdiği gibi okuyun!