Krister traducir turco
89 traducción paralela
Krister Kristenson.
Krister Kristenson.
You have to believe me, Krister.
Bana inanmalısın, Krister.
Krister, I swear...
Krister, yemin ederim...
Krister...
Krister!
I've thought about something Krister said.
Krister'in söyledikleriyle ilgili bir şey düşündüm.
Should I tell Krister anything?
- Krister'e söylenecek bir şey var mı?
- Hi, it's lrene. ls Krister there?
- Merhaba, ben Irene. Krister orada mı?
No, she left at the same tirne as Krister.
Hayır, Krister'le aynı anda çıktılar.
"This card entitles Krister Huss to one flying lesson."
"Bu kart Krister Huss'a bir derslik uçuş dersi hakkı vermektedir."
Help yourself... Take the shampoo, Krister. Then go home to your family.
Krister kendine yardım et şampuan al.
Krister?
Krister?
- Hey, Krister. - Hey there.
Hey, Krister Hey, oradaki.
His name is Krister Berggren, missing since 22nd March.
İsmi Krister Berggren. 22 Marttan beri kayıp.
The dead woman is the sister of Krister Berggren who was recently found dead on Sandhamn.
Ölü kadın, geçtiğimiz günlerde Sandhamn'da ölü bulunan Krister Berggren'in kız kardeşi.
And it was Almhult's fishing net that Krister Berggren was wrapped in.
Krister Berggren'in sarınıldığı balıkçı ağı da Almhult'ın ağıydı.
- How did you know Krister Berggren?
- Krister Berggren'le nasıl tanıştınız?
- Krister Berggren.
- Krister Berggren.
No proof that he knows Krister.
Krister'i tanıdığına dair bir kanıt yok.
- Can I check Krister's flat once more?
- Bir kez daha Krister'in evini kontrol edebilir miyim?
Anything that links Sandhamn to Krister.
Sandhamn'la Kristen arasındaki bağlantıya dair herhangi bir şey.
Kicki knew what Krister knew, which is why she's also dead.
Kicki ölmesine sebep olacak olan şeyi Krister'in ne bildiğini öğrenmişti.
- Isn't it Krister?
- Krister değil mi?
We found it in Krister's flat.
Krister'in dairesinde bulduk.
Well, I'm not Krister's father.
Krister'in babası ben değilim.
Krister's father was married and didn't want anything to do with him.
Krister'in babası evlendirildi ve bununla baş etmek istemdi.
Krister didn't find out until she was on her deathbed.
Ölüm döşeğine düşene kadar, Krister bulamamıştı.
- Money that Krister never got...
- Krister'in hiçbir zaman alamadığı para...
Both Kicki and Krister were poisoned.
Hem Kicki hem de Krister zehirlenmişler.
I'm not Krister's father.
Krister'in babası ben değilim.
Krister didn't find out until she was on her deathbed.
Krister annesi ölüm döşeğine düşene kadar babasının kim olduğunu bulamadı.
- Krister went out before the summer. Someone on the island should recognize him.
- Krister yazdan önce gitti Ada'daki biri onu tanımış olmalı.
We know that Cecilia Berggren took Krister to Sandhamn so he could meet his father.
Cecilia Berggren'in Krister'i babasıyla görüşmesi için Sandhamn'a getirdiğini biliyoruz.
Last Christmas, Cecilia died and left the photo album to Krister.
Geçen Noel'de, Cecilia öldü ve fotoğraf albümünü Krister'e bıraktı.
In March, Krister travels to Sandhamn and meets his killer gets poisoned and dumped in the water.
Mart ayında, Krister Sandhamn'a gider ve katiliyle görüşür zehirlenip suya atılır.
Kicki finds out that Krister is dead and travels to Sandhamn the next day.
Kicki Krister'in neden öldüğünü anlar ve öteki gün de Sandhamn'a gider.
Krister Berggren.
Krister Berggren'le.
Krister Berggren was Allan's son.
Krister Berggren Allan'ın çocuğuydu.
Krister, you've got to give her some room.
Krister, ona karşı biraz sabırlı olmalısın.
My condolences, Krister.
Baş sağlığı dilerim, Krister.
So has Krister started dating again yet?
Krister yine birileriyle çıkmaya başlamadı mı?
" Krister and Eva Larsson were on the way with their daughters.
" Krister ve Eva Larsson kızlarıyla birlikte yolda gidiyorlardı.
Krister, I'm taking Sandra and her things over to Stiffs.
Krister. Sandra'yı ve eşyalarını Stiff'lere götürüyorum.
They're not dangerous, Krister. Not at all.
Bunlar tehlikeli değil Krister.
Embrace this, Krister.
Dikkatli ol Krister.
Krister, I found her!
Krister, buldum onu!
Krister, really.
Krister, gerçekten.
Krister, considering the circumstances, maybe it's a good idea if Sandra moves back home?
Krister, şartları değerlendirince, belki de.. .. Sandra'nın eve dönmesi iyi bir fikir olmaz mı ha?
- What do you mean, Krister?
- Ne demek istiyorsun, Krister?
- But Krister..... Linnea passed away last night from Sudden Infant Death Syndrome.
- Ama Krister... Linnea dün gece Ani Çocuk Ölümü Sendromu nedeniyle vefat etti.
- Krister!
- Krister!
Say something, Krister.
Bir şey söyle Krister.