English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Lindsey

Lindsey traducir turco

1,417 traducción paralela
I said, doesn't matter what's going on between you and Lindsey, your first responsibility is that baby.
Ona, Lindsay ile arasında ne olursa olsun önceliğinin bebek olduğunu söylemiştim.
First Lindsey was wailing to me on the phone the night she and Melanie split, and now you.
Önce ayrıldıkları gece Lindsey'nin telefondaki ağlamalarını çekiyorum, şimdi de seninkileri.
Well it can't be any worse than Mel and Lindsey's anniversary surprise.
Mel ve Linz'in yıldönümü kutlamasından daha kötü olamaz herhalde.
- No, I'm saying you may be her father, her biological father, but Lindsey and me are still her parents.
Hayır, ben biyolojik babası sen olsan da, hala onun ailesinin Lindsay ve ben olduğumu söylüyorum.
I want you to leave Melanie and Lindsey alone.
Melanie ve Lindsay'i rahat bırakmanı istiyorum.
What I understand, is that if you go through with this, Lindsey's going to be the one that's left out.
Tek anladığım, eğer bu işi sürdürmeye devam edersen Lindsay ailenin dışında kalacak.
- If you go through with this, Lindsey's going to be the one that gets left out.
Bu işi sürdürürsen Lindsay ailenin dışında kalacak.
Thanks a lot, Lindsey.
Çok teşekkürler, Lindsey.
Half the job that Lindsey's lawyer did on me.
Lindsay'nin avukatının bana söylediklerinden sonra az bile.
You hired that lawyer for Lindsey, didn't you.
O avukatı Lindsey'e sen tuttun, değil mi?
If Brian wants to pay for Lindsey's lawyer, it's his money and none of our business.
Eğer Brain, Lindsay'in avukatının ödemesini yapıyorsa da, bu onun parası.
Lindsey's her parent too.
Lindsey'de onun ebeveyni.
He's the one who convinced Lindsey to fight for custody!
Velayet için savaşsın diye Lindsey'i ikna eden o!
Hey Lindsey...
Selam Lindsey...
That you and I would be together, and Melanie and Lindsey would be apart.
Biz bir araya geldik, Melanie ve Lindsay ise ayrıldı.
It's an antique Lindsey bought for her.
Lindsay'in aldığı antika bir battaniye.
Lindsey?
Lindsey?
It's okay Lindsey. It's me.
Her şey yolunda Lindsey.
Agent Lindsey Farris was captured while on a surveillance operation.
Ajan Lindsey Farris, istihbarat görevindeyken yakalandı.
Normally we would disavow, but Lindsey may be the key to getting us closer to Davian, and that's a risk we need to take.
Normalde inkâr ederdik ama... Lindsey bizi Davian'a biraz daha yaklaştırabilir ve bu riski göze almalıyız.
Your mission, should you choose to accept it, is to find Lindsey and bring her home.
Görevin, tabii eğer kabul edersen... Lindsey'i bulmak ve onu geri getirmek.
Lindsey.
Lindsey.
This is adrenaline.
Bu adrenalin, Lindsey.
Lindsey, you're going to feel this.
Canını yakacak.
- Lindsey! Moving!
- Lindsey, ilerle!
Lindsey, hold on to me.
Lindsey, bana tutun.
Lindsey, I'm gonna short out the explosive in your head.
Patlayıcıya kısa devre yapacağım.
Lindsey Elizabeth Farris.
Lindsey Elizabeth Farris.
Lindsey Farris rents a post office box here.
Lindsey Farris burada bir posta kutusu tutmuştu.
Lindsey wouldn't send me a blank microdot.
Lindsey bana boş bir mikrodot yollamaz.
Why would Lindsey send me a blank microdot?
Lindsey niye boş mikrodot yollasın?
Why would Lindsey send you anything?
Lindsey niye bir şey yollasın ki?
You and Lindsey.
Sen ve Lindsey?
Lindsey was like my little sister.
Lindsey kız kardeşim gibiydi.
The thing about Lindsey is she was brand-new.
Lindsey'i özel kılan şey toy olmasıydı.
Lindsey's microdot.
Lindsey'in mikrodotu.
As long as you tell me, what was in Lindsey's message?
Tabii ki bunun için Lindsey'in mesajının içeriğini anlatmalısın.
Did Lindsey know about me and Davian?
Lindsey, beni ve Davian'ı biliyor muydu?
That's how Davian knew Lindsey was coming.
Davian, Lindsey'in geleceğini böyle öğrendi.
What was Lindsey's message?
Lindsey'in mesajı neydi?
In you go, Lindsey, thattagirl.
Yatağa gir, Lindsey, aferin.
And to our gal Lindsey.
Ve arkadaşımız Lindsey'e.
You can ask Lindsey, she lives across the hall.
Lindsey'e, sorabilirsin. Koridorun karşısında oturuyor.
Lindsey...
Lindsey...
Hey, Lindsey, I don't think it's such a good idea that we continue to...
Hey, Lindsey, bu şekilde devam etmenin iyi bir fiıkir olduğunu...
Okay, Lindsey. We have a black Honda.
Tamam Lindsey, siyah bir Honda'mız var.
Lindsey, write this down :
Lindsey, şunu yaz :
Watch them, Lindsey.
İzle onları Lindsey.
You're okay, Lindsey?
Sen tamam mısın, Lindsey?
You gotta fix your scarf, Lindsey.
Kaşkolünü düzeltmen gerek, Lindsey.
Lindsey!
Lindsey!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]