Lips traducir turco
7,083 traducción paralela
"Set your lips, and wet both the cheeks."
"Dudakları hazırla, yanakları ıslat"
I'm good for a little charity, a little house-clean but a peck on the lips and I've gone mad?
- Kafayı mı yedin, Savio? ! Kafayı mı yedim?
Your lips, my lips, apocalypse, ooh!
ooh!
My lips are sealed.
Ağzıma fermuar çektim gitti. - Otur.
Sheila says they're nothing but sodium and pig lips.
Sheila bunların sadece sodyum ve domuz dudağı olduğunu söyler.
Contempt in your eyes As I turn to kiss his lips
Dönüp onun dudaklarını öperkenki gözündeki hor görü
Kissed her lips?
Dudaklarını öptüğünüzü?
Ecstasy was the taste of her lips on mine.
Kendinden geçme dudaklarının dudaklarıma değdiğinde bıraktığı tattı.
You've got, like, perfect lips.
Dudakların mükemmel.
Do your lips hurt after you play like that?
O şekilde çaldıktan sonra dudakların ağrıyor mu?
Hope you're a better liar next time we get in trouble. I mean, seriously, your lips are moving, words are coming out, but they don't make any sense.
Senin dudakların hareket, cidden, sözler, çıkan ama onlar hiçbir anlam mand etmiyoruz.
Security cameras can't read my lips.
Güvenlik kameraları dudaklarımı okuyamaz.
Perhaps it was the way it sounded on Elijah's lips, like a declaration of love.
Belki de Elijah'nın dudaklarından ismim çok güzel döküldüğündedir. Sana aşığım der gibi.
Open your lips.
Dudaklarını arala.
No one's kissing my lips.
Kimse dudaklarımı öpmüyor.
I'll kiss your dumb lips.
Aptal dudaklarını ben öpeceğim.
And Chang, she got that Tiger Balm, but don't put it on your lips, or your eyeballs.
Ve Chang, şu Kaplan Yağı kremini aldı, ama sakın dudaklarına sürme, ya da göz kapaklarına.
No, no, no, no. These are just my lips.
- Hayır, dudaklarım böyle.
Learn to wax armpits and vag lips.
Koltuk altlarına ve vajina dudaklarına ağdayı öğren.
But before I get my lips injected with ass fat so that we can really talk.
Ama kıçımdaki yağlardan dudaklarıma enjekte ettirmeden önce konuşabiliriz gerçekten.
Then, the lies start spilling from your lips.
Ve daha sonra da, yalanlar dudaklarından dökülmeye başlar.
She's pallid and her lips are blue.
Rengi soldu ve dudakları morardı.
Are you reading their lips?
Dudak mı okuyorsun?
I want an apology from her, from agent Lisbon's lips!
Ondan, Ajan, Lisbon'dan bir özür bekliyorum.
I know you're a guy with a lot of secrets, and, you know, loose lips.
Sırlarla dolu bir adam olduğunu biliyorum ve bilirsin boşboğazlık adam öldürür.
But you read lips?
Dudak okuyabiliyor musun?
Don't forget I can read lips.
Dudak okuyabiliyorum, unutma.
Uh, well, the... The swelling in the lips.
Dudakları kabarmıştı.
I got a better shot of getting some pussy tonight than you, and all I'm thinking about is Denzel's lips.
Denzel'in dudaklarını düşünmeme rağmen bu gece amcık bulma şansım senden fazla.
When I leave this earth, I want to feel his loving lips brushing up against my cheek, saying ever so softly, " I love you, Henry.
Bu Dünya'dan ayrılırken yanağımda onun sevgi dolu dudaklarının nazikçe bana şunu demesini istiyorum, " Seni seviyorum, Henry.
Julia Roberts, her lips, is number two.
Julia Roberts, dudakları, iki numara.
Before the last word leaves your lips,
Son kelimeler dudaklarından çıkmadan,
His lips are the perfect blend of soft and firm.
Dudakları bir harika. Yumuşak ve sertin karışımı.
Close your eyes, kiss your lips.
Gözlerini kapa, dudaklarını büz.
Pucker your lips. Do it.
Dudaklarını büz.
Where's Millie's lips?
haniymiş Millie'nin dudakları?
Lips?
dudaklar?
It's funny, because I see your lips moving, but all I'm hearing is ka-ching, ka-ching.
Komik çünkü dudaklarının oynadığını görüyorum ama para sesi duyuyorum.
Will you lift that glass to my lips?
Bardağı dudaklarıma dayar mısın?
( Flaps lips ) ( Bowl clatters ) Somehow that passes for theater.
Nasılsa tiyatro gözüyle bakıyorlar.
There was no tongue because I shut my lips.
Dil olmazdı çünkü dudaklarımı kilitlemiştim.
( softly ) : When my lips are really dry... sometimes I have trouble talking.
Dudaklarım kuruduğunda, bazen konuşmakta güçlük çekiyorum.
She had dry lips, too... and no regard for anyone else.
Başka kimseyi düşünmezdi.
So what are those sores, um, on her lips?
O dudağındaki yaralar ne peki?
Or catch you wearing red lips on the floor.
Ya da dudağında ki rujla görmesin seni.
Sensual lips.
Şehvetli dudaklar.
♪ Give me your lips ♪
♪ Dudakların ♪
♪ The lips you only let me borrow ♪
♪ Ödünç aldığım dudakların ♪
Tongues and lips bleed like a m-o-t-h-e-r-f-u-c-k-e-r.
Dil ve dudaklar m-a-n-y-a-k-ç-a kanar.
I mean, yeah, your lips are much softer and fuller than I imagined, but I still do not like it.
Evet dudakların düşündüğümden daha dolgun ve yumuşak ama yine de sevmiyorum.
It's easier with the lips slightly wet.
Dudakların hafifçe ıslak olunca daha kolay.