Loving you traducir turco
2,320 traducción paralela
That I could end up loving you.
- Seni seviyor olabilirim.
You call me crazy, but I thought tha t-that loving your kid meant that you actually made them feel like you did.
Bana deli diyebilirsin ama ben çocuk sevmeyi ona sevdiğini belli etmek olduğunu sanıyordum.
I've never stopped loving you.
Seni sevmekten asla vazgeçmedim.
If I take the liberty of writing today, as I took the liberty of loving you, it is because, having decided to return to Maucombe to bury myself in silence,
Sizi sevme cüretinde bulunuşum gibi bugün size bu mektubu yazma cüretinde bulunuyorsam, bunun sebebi Maucombe'a dönerek kendimi derin bir sessizliğe gömme kararı almış olmamdır.
"I don't want to waste my life loving you badly."
Hayatımı seni çok severek harcamak istemiyorum.
That was not going to happen for many reasons besides you loving your wife.
Tamam. Bu senin eşini sevmen dışında bir sürü sebepten ötürü olmaz.
Nothing could ever make me stop loving you, except you not drinking.
İçki içmemen dışında, hiçbir şeyden dolayı seni sevmekten vazgeçmem.
I never stopped loving you... not for one night, not for one moment.
Seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Ne bir geceliğine, ne de bir anlığına.
I never stopped loving you.
Seni sevmeyi hiç bırakmadım.
I was just afraid of loving you again.
Sadece, seni tekrar sevmekten korkuyordum.
And you are loving your time off.
- Seve seve de dinleniyorsun. - Kesinlikle.
I mean, I expected a lot of things when I came home, but my son loving you was not one of them.
Yani, eve geldiğimde çok şey bekliyordum ama oğlumun seni sevmesi bunlardan biri değildi.
You never stop loving your kids.
İnsan istese de çocuklarına olan sevgisi kaybolmuyor.
I never stopped loving you.
Bir an bile vazgeçmedim.
* I can't see me loving nobody but you * * for all my life * * when you're with me, baby * * the skies will be blue for all my life * * me and you and you and me *
* Kendimi senden başka birini severken göremiyorum. * * Hayatım boyunca * * Benimleyken bebeğim * * gökyüzü hayatım boyunca mavi olacak *
You two must be loving it without me there.
Bensiz bayağı seviyorsunuzdur orayı.
What kind of loving person would convince you to do this to me?
Hangi şefkatli insan seni bana bunu yapmaya ikna eder?
You make a call to your art-loving friend.
Sanat sever dostuna telefonu açacaksın.
What's demeaning... is loving a man who thinks so little of you.
Alçaltıcı olan şey, bir adamı sevmek ama onun seni çok az düşünmesidir.
You are so loving this.
Bu işi gerçekten seviyorsun.
Well, to say you stopped loving someone you once loved More than anything else in the world, I mean that would be a lie.
Bir zamanlar dünyada en çok sevdiğin kişiyi artık sevmeyeceğini söylemek, yalan olurdu.
It took me three years to pluck up the courage to speak to you, and I was so scared of the way I felt, you know, loving a girl, that I learned how to become a sarcastic bitch just to make it feel normal.
Seninle konuşmak için gereken cesareti toplamam üç yıl sürdü böyle hissettiğim için çok korktum, bilirsin bir kızı sevmek bana normal hissetmek için nasıl alaycı bir kaltak olabileceğimi öğretti.
Not really. But, you know, I'm not really loving this, either.
Hayır ama buna da bayılıyor değilim.
You're the kindest, most loving person in the world.
Doğru söylüyor. Sen dünyanın en kibar ve en sevecen insanısın.
You're a steadfast and loving wife, Margaret.
Sabırlı ve sevgi dolu bir eşsin Margaret.
It is my dearest wish that you and I may be kind and loving... and warm to each other...
Benim en içten dileğim, sizinle birbirimize karşı, candan, sevgi dolu ve sıcak davranabilmemizdir.
When did you stop loving me?
Bana sevgin ne zaman bitti?
Are you gonna blame a man for wanting to have his loving family together?
Bir adamı, sevgi dolu ailesini bir araya topladığı için suçlayacak mısın?
When you get down to that last can of beans, You're gonna be loving those frog legs, lady.
Son konserve fasulye de bitince ayıla bayıla yersiniz, hanımefendi.
I'm loving the new bite-kissing, and, uh, the ice cube thing you did earlier... was that an accident?
Bu ısırıklı öpücüğü çok sevdim,... ve daha önce yaptığın buz küpü şeyi kazara mı oldu?
Thank you for loving me so much.
Beni bu kadar çok sevdiğin için teşekkür ederim.
Thank you for loving and supporting Junichi.
Junichi'yi sevip desteklediğiniz için teşekkür ederim.
But then I wouldn't have been able to provide the loving care you wouldn't have needed.
Ama o zaman da ihtiyaç duyacağın şefkat ortamını sağlayamazdım.
Those boys, I tell you, they are just loving Vince.
Bu çocuklar, Vince'ye bayılıyorlar.
You spent 145 years loving her.
145 yıl boyunca onu sevdin.
Because you come from the most loving, liberal family known to man.
Çünkü, insanlık tarihinin en özgürlükçü ailesinden geliyorsun.
I guess that means you're gonna have me ejected from winter wonderland for not loving Christmas enough.
Sanırım Noel'i yeterince sevmediğimden beni Kış Diyarı'ndan atacaksın.
Because we're bright, we're loving, we're ethical, we love each other, and that's all that we need. You know why?
Neden biliyor musun?
Mrs. Mellish, I assure you we're a very loving family.
Bayan Mellish, sizi temin ederim ki mutlu bir aileyiz.
You know, I'm just not loving this light.
Biliyor musunuz, şu ışığı hiç sevemedim.
Wonderful to meet you, And I'm loving... What you got going with the uniform.
Seninle tanıştığıma memnun oldum ve üniformanın üzerinde duruşuna bayıldım.
Do you have a patent on loving people?
İnsanları sevmenin patenti sende mi?
I wish you every success in your musical adventure, and I remain your loving and loyal friend, Louise de France.
Size müzik yaşantınızda başarılar diliyorum. Sizi seven ve sadık arkadaşınız, Louise de France.
You're loving this, aren't you?
Buna bayılıyorsun, değil mi?
And thank you for loving my Julian.
Julian'ımı sevdiğin için de teşekkürler.
You are loving me now.
Artık beni seviyorsun sanırım.
He'll trap you, you self-loving bastard!
O zaman senin peşini ölünceye kadar bırakmayacak.
Oh, you know, just being a loving and supportive son.
Sadece sevgi dolu ve babasını destekleyen oğul olmaya çalışıyorum.
You must be a kind and loving mother to your brother, who I leave in this world a helpless little child.
Bu dünyada savunmasız küçük bir çocuk olarak bırakacağım erkek kardeşine, inayetli ve sevgi dolu bir anne olmalısın.
So, by not loving me, you're actually saving me?
Yani, beni sevmeyerek, aslında beni kurtarıyor musun?
You're too emotional, and you care, and you know, you're too loving.
Fazla duygusalsın fazla üstüne düşüyorsun ve çok sevecensin.
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your hat 64
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73