Lunatics traducir turco
480 traducción paralela
You do treat lunatics.
Çılgınca davranırsınız.
Lunatics!
Akıl hastaları!
But just between us lunatics, I think we'll win.
Ama sadece bu bizim aramızdaki delilikle olur, Sanırım kazanacağız.
Seems to me were up against a bunch of lunatics.
Bana öyle geliyor ki, bir deliler takımıyla karşı karşıyayız.
Not lunatics, my dear fellow, extremely astute, cold-blooded murderers.
Deliler değil, sevgili dostum, son derecede kurnaz, soğuk kanlı katiller.
Or else all these people are lunatics.
Ya da bütün bu insanlar kaçık.
This is my second and last encounter with you lunatics.
Delisiniz siz. Sizinle ikinci ve son kez görüşüyorum.
No, I won't listen to a pack of lunatics
Hayır, deli saçmalarınızı dinlemeyeceğim.
You young lunatics.
Sizi genç kaçıklar.
- Those lunatics will come again, even the Pope they don't respect.
- Bu kaçıklar yine gelecekler, Papa'ya bile saygıları yok!
In the village they were known as the three lunatics... but they were accepted.
Vadinin ucundaki köyde, üçlü "Üçlü Deliler" olarak biliniyordu, ama bir düşmanlık yoktu.
These lunatics are serious.
Bu deliler baya ciddiymiş.
- Lunatics
- Deli misiniz?
We've been running around like lunatics.
Şimdiye kadar etrafta deli gibi dolaştık.
And those lunatics are not gonna get to me.
Delilik de bana bulaşmayacak.
Don't be Moses leading your lunatics to the Pulitzer Prize.
Pulitzer Ödülü'ne giden yolda hastaların maskarası olma.
I want out from these lunatics, Staff.
Bu delilerin yanından ayrılmak istiyorum, Çavuş.
- Far away from this place of lunatics.
- Bu pis yerden uzaklara.
Released prisoners, escaped lunatics!
Salıverilmiş mahkumlar, firar etmiş deliler!
We must get her away from the claws of these lunatics.
Aynı fikirdeyim. Önemli olan onu pençelerinden kurtarmak.
But it only takes two lunatics... to sit down and sign a piece of paper... and we could be plunged into a nuclear peace so devastating... that my company, for one, would be wiped out completely.
Ama iki salak oturup nükleer barış anlaşması yaptığı anda şirketim iflas eder.
It's not unreasonable to suggest that you two are behaving like escaped lunatics.
Tımarhaneden kaçmış deliler gibi davrandığınızı söylemem uygun olur sanırım.
Different? They're crazy lunatics who should be locked up.
Onlar kapatılmaları gereken çılgın sapıklar.
We didn't imagine the crime to start babbling like lunatics, but to get R to acknowledge that he's R!
Deliler gibi uğultu çıkarmak için bir suçu hayal etmedik biz. R'nin R olduğunu teyit etmek için yaptık!
You did a good job with lunatics.
Delileri salıvermekle iyi bir iş yaptın.
Oh, you lunatics!
Sizi çılgınlar!
Who are those lunatics who kill themselves in the townhouse?
O manyaklar kim oluyor? Konakta neden kendilerini öldürtüyorlar?
We can talk sanity to lunatics.
Kaçıklarla aklımızı kullanıp konuşabiliriz.
They used to tie them up like little lunatics in straitjackets and they stuffed socks in their bras.
Küçük deli gömlekleri gibi sıkıştırırlardı ve sütyenlerinin içine çorap koyarlardı.
A gang of lunatics started ransacking the personnel manager's office.
Kaçıklar personel müdürünün ofisini altüst etmeye başladılar.
This half-witted boy, the latest lunatic in a family of lunatics.
Bu sadece beyinsiz bir genç. Bir tuhaflar ailesinin son tuhafı.
Those who never speak, those who talk to themselves, The old lunatics, the old lushes, the exiles.
O hiç konuşmayanlar kendi kendine konuşanlar yaşlı kaçıklar, ayyaşlar sürgün yiyenler.
- Those rebels are lunatics.
- Bu isyancılar birer çılgın.
I can only repeat, you're a pair of lunatics!
Tekrar ediyorum, siz bir çift delisiniz!
Would a pair of lunatics draw up a contract like this?
Hangi deli böyle bir sözleşme yapar?
How about it, you creeps, you lunatics, mental defectives.
Ya buna ne demeli, sizi sürüngenler, sizi kaçıklar, akıl fukaraları!
Your family are all lunatics, you know.
Sizin ailede herkes çatlak, biliyorsun değil mi?
I prefer lunatics I know to ones I don't.
Tanıdığım çatlakları, tanımadığım çatlaklara yeğlerim.
Then they laugh like lunatics, up to the stars.
Sonra yıldızlara doğru deliler gibi gülerler.
A story of lunatics, you see.
Bu çok aptal bir hikaye.
Hancock, I've got lunatics laughing at me from the woods.
Hancock, ormanda bana gülen delilerle karşılaştım.
I do not make a habit of fighting lunatics!
Ona karşılık verme çılgınlığı yapmadım!
You'll be branded as lunatics, just like your master!
Efendiniz gibi, deli olarak damgalanacaksınız!
The Chief Councilor also said that in light of this incident, he doesn't want the help of lunatics!
Konsey Başkanı, bu hadise yüzünden, çılgınların yardımını istemediğini de söyledi! - Çılgınlar mı?
Lunatics, get out!
Çılgınlar, defolsun!
Did you hear that? I heard a scream, but this place is full of lunatics.
- Bir çığlık duydum ama burası delilerle dolu.
But that doesn't mean these lunatics aren't dangerous!
Ama bu delilerin tehlikeli olmadığı anlamına gelmez!
I've seen some lunatics in my time.
Bir zamanlar birkaç deli tanımıştım.
- Those two lunatics...
- Bu iki kaçık...
- I'm gonna get her away from those lunatics.
- Onu, o akıl hastalarının elinden almaya.
- Lunatics?
- Bu doğru!