English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Lying around

Lying around traducir turco

988 traducción paralela
A real king ought to have dozens of beautiful females... lying around on cushions... and offering him drinks.
Kral dediğinin etrafı, minderlere uzanmış, ona içki sunan birbirinden güzel bir sürü kızla dolu olur.
We have surplus of goods, lying around needlessly.
Elimizde fazlasıyla erzağımız var, etrafta asılsız haberler dolaşıyor.
You know, if you scratch under the surface here you'll find a proposal lying around.
Biraz deşecek olursan... bunun altında bir evlenme teklifi bulabilirsin.
Why, Mr. Spencer, you oughtn't to leave all that money lying around like that.
Neden, Bay Spencer? O kadar parayı ortada bırakmamanız gerekiyordu.
Oh, it makes me nervous to see money lying around.
Parayı ortalıkta görmek beni sinir ediyor.
You know as well as I do there's plenty of money lying around waiting for somebody to pick it up.
Etrafta birileri tarafından alınmayı bekleyen para var.
But wasn't it careless to have $ 23,000 lying around to be seen?
23 bin doları görülecek şekilde ortalarda bırakmak dikkatsizlik değil mi?
It's no use lying around, waiting to be picked up.
Ense yapıp kurtarılmayı beklemenin faydası yok.
Isn't there maybe something else lying around?
Oralarda başka bir şey daha yok mu?
You can't leave valuable paintings lying around where somebody can pick them up.
Değerli resimleri bu şekilde ortalıkta birilerinin rahatça alabileceği bir yerde bırakamazsın.
You shouldn't leave such things lying around where I can reach them.
Böyle şeyleri ulaşabileceğim yerlerde tutmamalısın.
The book you imagined from his house, from his picture on the wall, from his gear lying around in every room.
Onun evinden, duvara asılı duran resminden ve eve yayılmış olan eşyalarından esinlendiğin bir kitap.
I don't know what this is worth, but quit leaving it lying around.
Bu ne kadar ediyor bilmiyorum ama ortalıkta bırakmaktan vazgeçersin artık.
I'm tired of lying around, of no use to anyone.
Hiç kimseye bir faydam dokunmadan, bir köşede uzanmaktan sıkıldım.
It'd never do to leave it lying around loose.
Hiçbir zaman onları ortalık yerde bırakmam.
Even if there was still $ 500,000 worth... lying around, waiting to be picked up.
Serilmiş, alınmayı bekleyen... 500.000 dolar olsa bile.
It must be lying around someplace.
Buralarda bir yerde gizlenmiş olmalı.
Vince, you don't want Poldi lying around some charity ward, do you, with some intern working on him?
- Vince, Poldi'nin bir hayır koğuşunda bir stajyerin üzerinde çalışırken yatmasını istemezsin, değil mi?
He was rather careless, leaving it lying around.
Dikkatsizdi, ortalıkta bırakarak.
There's a lot of good stories lying around here, all yours.
Burada sizi bekleyen bir sürü iyi hikaye var.
He won't leave it lying around where Owens can get his hands on it.
Ortalıkta durursa, Owens'ın eline geçebilir.
What's everybody lying around for?
Neden hepiniz etrafta dönüp duruyorsunuz.
Somebody left his watch lying around.
Galiba biri saatini burada unutmuş.
I didn't wanna leave it lying around the house.
Evde ortalıkta dursun istemedim.
He's not a trinket to leave lying around.
Ortalıkta bırakılacak pılı pırtı değil ki.
I'm not lying around like a dummy for six months.
Altı ay bir manken gibi burada yatacak değilim.
Doggone lot of old fogies lying around, just waiting to die.
Ortalıkta lanet geri kafalılar uzanıyor, salt ölmeyi bekliyorlar.
I daren't leave them just lying around.
Onları ortalıkta bırakamam.
You left this lying around, too.
Bunu da ortalığa bırakmışsın.
Never leave photos lying around.
Resimleri etrafta bırakmamak lazım.
If you must be there, now would be an excellent time to check for those items that might be lying around or waiting to produce accidents.
Orada bulunmanız gerekiyorsa, etrafa saçılmış ya da kazaya yol açmak üzere olan eşyaları gözden geçirmek için şu an tam zamanı olacaktır.
The difference between you and me is that I haven't been indiscreet enough to leave evidence lying around.
Seninle benim aramdaki fark senin kadar dikkatsiz olmamam, etrafta kanıt bırakmamam.
I thought it might give you something to do instead of just lying around.
Düşündümde, ortalıkta dolanmaktansa orada bir şeyler yapabilirsin.
While I'm lying around here, you can come here every day.
Ben buralarda olduğum sürece buraya istediğin zaman gelebilirsin.
- You don't see them lying around in street.
- Kimse parayı sokakta bulmuyor.
Well, Sergeant, I can't exactly say I found it lying around.
Şey, çavuş, tam olarak buldum denemez.
You mean it's just lying around somewhere, all that cash?
Yani bütün bu para bir yerde mi duruyor, hepsi nakit olarak?
Because it wouldn't be moral to leave such a load lying around.
Böylesi bir parayı orada bırakmak bana doğru gelmiyor.
I know, if I were to kill a man, I wouldn't leave him lying around to be discovered.
Birini öldürseydim, bulunsun diye ortalıkta bırakmazdım.
I hate to see my things lying around all over the place.
Eşyalarımın etrafta dolanmasından nefret ederim.
I hate to see loose guns lying around.
Etrafta sahipsiz silah olmasına dayanamam.
If he has $ 1.000.000 lying around loose why does he forge paintings? What's his motive?
1,000,000 $ lık bir şeye sahipken neden sahte tablolar yapsın?
While we're all lying around here near dead they had us holding up the Grand Prairie National Bank.
Biz burada yarı ölü yatar vaziyetteyken... Grand Prairie Ulusal Bankası'nı bize soydurdular.
We often find them lying around. - Is he dead?
Onları sıklıkla etrafta yatarken buluyorduk.
Cat's legs aren't just lying around!
Çok fazla büyüktü.
He was hands up against the wall with coppers all around him and two seconds later three corpses were lying there but he wasn't among them!
Elleri havada, duvara dayanmış, çevresinde onca polis.. .. iki saniye sonra yerde iki ceset ve aralarında o yok!
What are you doing around here, lying to us?
Neden buradasın ve bize yalan söylüyorsun?
Lying under the stars, the boys singing around the campfire.
Yıldızların altında yatmak, kamp ateşi etrafında şarkı söyleyen adamlar.
I went upstairs to look around, and I found her lying.
Yukarı çıktığımda onu yerde yatarken buldum.
Stop all this lying around?
Neden iyi geçinmeye çalışmıyor ve kızla evlenmiyorsun?
Do we leave them lying around like that?
- Onları gömmeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]