Marce traducir turco
127 traducción paralela
Perfect timing. What about the marce?
- Ya Marce?
I know you Miss the marce, right?
Marce'ı özlediğini biliyorum, yalan mı?
Listen, Marce, Al and I have to go out of town to a wedding next week.
Dinle Marcie haftaya Al ve ben bir düğün için şehir dışına gitmeliyiz.
I'm so proud of my man. Come and tell me what it's like, Marce. Anyhow, Al, you know about cars.
Biliyorsun ki, bizim evin altında mucizevi doğuma tanık olurken bütün bu gereksiz olayın önlenebileceği aklıma geldi eğer bazı hayvan sahipleri, hayvanlarını kısırlaştırmış olsaydı.
Marce, look at Al. Would you look forward to him coming home?
Şey, muhtemelen ona ödünç bir elbise veriyordu.
Let's go, Marce.
Brewskies, her yerde.
Let's go, Marce. Let's go buy something.
Al, mahalledeki tüm köpeklerin üstüne çıkıyor.
Oh, no, no, no, Marce.
Yo, yo, hayır Marcie.
By the way, Marce, what are you doing tonight?
Ha bu arada Marcie, bu gece ne yapıyorsun?
Marce, come on, so I stared at a hiney.
Haydi ama Marcie, peki kalçasına baktım.
Anyway, Marce, I brought you flowers.
Her neyse, Marcie, sana çiçek getirdim.
We're having some fun now, huh, Marce?
Ne kadar da eğleniyoruz, değil mi Marcie?
Hi, Marce.
Selam Marcie.
Well, you know, Marce, the love of a nice automobile is not just a guy thing.
Biliyor musun, Marcie güzel bir arabaya tav olmak sadece erkeklere has bir şey değil.
Come on, Marce. It's been three weeks.
Haydi Marcie, üç hafta oldu.
I'm sorry, Marce, but we gotta go.
Üzgünüm Marce, gitmeliyiz.
Almost ready, Marce.
Neredeyse hazır Marce.
Marce, I'll see you tonight.
Marce, akşama görüşürüz.
Guess, I'll see you tonight, Marce.
Sanırım akşama görüşeceğiz, Marce.
Hi, Marce.
Selam, Marce.
Hey, Marce.
Hey, Marce.
Tomorrow ought to be a good day for you.
Yarın senin için güzel bir gün olacak, Marce.
You're gaining a little weight there, aren't you, Marce?
Biraz kilo alıyorsun, öyle değil mi, Marce?
Look, Marce, if you build an exercise room, not only will you look better, but you'll live longer.
Bak, Marce, eğer egzersiz odası yaparsan, sadece iyi görünmekle kalmayacaksın, ayrıca daha uzun yaşayacaksın.
Come and tell me what it's like, Marce.
Nasıl bir şey olduğunu haydi bana anlat, Marcie.
Marce, look at Al.
Marcie, Al'a bir bakar mısın?
Let's go, Marce.
Haydi gidelim, Marcie.
Let's go, Marce.
Haydi Marcie.
Aw, I don't know, Marce, uh... kind of tired, you know?
Bilemiyorum, Marcie ben biraz yorgunum.
Get me a beer, will you, Marce?
Bana bir bira getir, olur mu Marcie?
Well, I would keep a good eye on him, Marce, because God only knows what ideas Al put in his head when they went to the track.
Ben olsam onu gözetlerdim, Marcie. Çünkü, yarışa gittiklerinde Al'ın onun kafasına ne fikirler soktuğunu sadece Tanrı bilir.
Let's get some coffee, Marce.
Gel kahve içelim, Marcie.
Oh, I think we all are, Marce.
Oh, hepimiz sevindik Marce.
Oh, don't worry, Marce.
Endişelenme, Marce.
You know, Marce,
Bilirsin Marce,
[LAUGHS] Ah... Look at her, Marce.
Kelly'ye baksana, Marce.
Oh, no, you really should see this, Marce.
Oh, hayır, bunu gerçekten görmelisin, Marce.
Just go for a ride in your Mercedes, Marce.
Mercedes'ine bin ve git Marcie.
Uh, listen, Marce, the hick is staring at me.
Dinle Marce, hödük birşeylerden huylandı.
Wait a minute here, Marce.
Bir dakika Marcy.
What do you say, Marce? Wanna go see Mikado tonight?
Ne dersin, Marce?
Well, nice try, Marce, but now the right one lifts, and the left one cradles.
İyi denemeydi Marce.Ama sağ kaldırıyor, sol sallıyor
What happened, Marce?
Ne oldu, Marce?
What happened, Marce?
Kumsalda Bundy günü yapacağız.
Oh, hi, Marce.
Merhaba Marce.
Not in this town, Marce.
Bu şehirde asla Marcie.
Well, it will be for you, Marce.
Senin için öyle olacak, Marcie.
I'll get you today's load, Marce. Oh. You get Architectural Digest?
Size Mimari Tasarım mı geliyor?
Oh, hi, Marce.
Selam Marcie.
Excuse me, Marce.
Affedersin, Marce.
Thanks, Marce, but much like the hair on your legs,
Sağ ol Marcy.