Martine traducir turco
479 traducción paralela
Always so military. Martine, come look at this blue sky.
Ne kadar güzel, değil mi?
I hope to see you in Paris. Here you are, miss.
Martine'ciğim, hanımefendinin adresini alsana.
I doubt it, and my name's Martine.
Hiç sanmam, ismim de Martine.
Martine?
Martine mi?
Philippe, my friend, this is Martine.
Philippe, dostum bak bu Martine.
Does he think you belong to him, Martine?
Onun malı mısın Martine?
- That Martine woman,
- Martine denen kadın.
- Martine?
- Martine mi?
Sincerely yours, Martine Ackenthorpe, "
Saygılarımla, Martine Ackenthorpe. "
The strangled woman, it must have been Martine,
Boğulan kadın Martine olmalı.
I did suggest to Albert that if she was French, she might be Martine,
Albert'e kadın Fransızsa belki de Martine'dir dedim.
Is the dead woman Martine?
Ölü kadın Martine mi?
This poisoning means she was Martine Ackenthorpe,
Zehir olayı onun Martine Ackenthorpe olduğunu gösterir.
Surely you know that if the woman was Martine, by giving the letter to the police the finger points at one of us, Not only for her death, but Albert's too,
Çok iyi biliyorsun ki o kadın Martine ise, polise mektubu vererek bizi şüpheli durumuna düşürdün, sadece onun değil, Albert'in ölümünde de.
Well, the moment Martine's body was discovered everyone in this family was under suspicion, including you, Emma,
Martine'in cesedi bulunduğu an ailedeki herkes zan altındaydı, sen de Emma.
- You signed it Martine Ackenthorpe,
- Martine diye imzaladınız.
The letter - so that people would think the dead woman was Martine and look among the family for the killer..., never at you,
Mektup - insanların ölü kadının Martine olduğunu düşünmesi ve katili aile arasında araması ve sizden kuşkulanmamaları için.
Martine was, or is, for all I know, a Normandy peasant,
Martine bildiğim kadarıyla Normandiyalı bir köylüydü.
Hey, Martine!
Hey, Martine!
Martine Bachelet.
Martine Bachelet.
Martine?
Martine.
And so we are gathered here today with you, Angela Martine, and you, Robert Tomlinson, in the sight of your fellows, in accordance with our laws and our many beliefs,
Bugün burada hep beraber toplanmış bulunuyoruz. Angela Martine ve sen, Robert Tomlinson, dostlarınızın huzurunda, hukukumuza ve inançlarımıza uygun bir şekilde...
Martine noticed, and blushed
Martine farkına vardı ve utandı.
Maryse, Martine, Ghislaine, Roseline With these girls we can talk
Maryse, Martine, Ghislaine, Roseline bu kızlarla konuşabiliyoruz.
MARTINE :
MARTINE :
Now, Martine, don't tell me you've missed me.
şimdi, Martine, beni özlemiş olduğunu söyleme.
[MARTINE CHUCKLES]
[hmm]
Oh, Martine.
Oh, Martine.
Martine.
Martine.
I hate to be the one to tell you this, but I hear Martine's in a bad way.
sana bunu söylemekten sakınıyorum, fakat Martine'nin kötü bir yolda olduğunu duydum.
I figured you'd be here after Sugar told you about Martine.
sanırım Sugar sana martine'hakkında konuşmadan önce burda olabilirdin.
He claims he had Martine,
Martine ile yattığını iddia ediyor.
Martine doesn't screw around.
Martine yatıp kalkmıyor.
- Morning, Martine.
- Günaydın Martine.
Please step inside, Martine. I have a letter to dictate.
İçeri gel Martine, bir mektup yazdırmam gerekiyor
Martine, it's for you.
Martine telefon sana.
Martine... would you go to the Mining Trust party with me?
Martine Madencilerin verdiği partiye beraber gider miyiz?
Go ahead, Martine.
- Buyur Martine. Hoşça kal.
Martine, it's for you.
Martine, telefon sana.
- Martine!
Martine!
Martine and I met for a long time.
- Martine'yi senelerdir tanırım.
Gilbert is staying with Martine.
Gilbert geceye Martine'le devam ediyor.
Martine wasn't sleeping either.
Martine de uyumazdı.
Usually, I would get up and bolt the door just when Martine came in.
Genelde, Martine içeri girmeden ayağa kalkar ve kapıyı sürgülerdim.
It's Martine.
Ben Martine.
For appearances'sake, I left a postcard from Martine.
Dikkat çekmesin diye, Martine'den bir kartpostal iliştirdim.
Lots of love. Martine
Sevgilerle, Martine.
Who's this Martine?
Martine kim?
Ah, there's the major.
Martine, şu masmavi göğe baksana.
Have a good holiday, Martine dear.
İyi tatiller Martine'ciğim.
Hello.
Günaydın Martine.