Miner traducir turco
431 traducción paralela
This fifteen-year-old miner doesn t work above ground level but in the damp, deep corridors of the mine to earn an extra 5 francs for his widowed mother.
Bu 15 yaşındaki madenci, dul anasına 5 Frank daha fazla verebilmek için, yer üstünde değil madenin derin ve rutubetli koridorlarında çalışıyor.
After the strike, a miner, like so many others is evicted from his home for not paying the rent to the owner, the mining company.
Grev sonrası, bir madenci, bir çok diğer madenci gibi ev sahibine, yani madencilik şirketine kirayı ödemediği için, evinden tahliye edildi.
V.D., a miner with a child has not worked for two years and receives fifty francs a week for support money.
V.D., bir çocuklu bir madenci iki yıldır çalışmıyor ve destek parası olarak haftada 50 Frank alıyor.
H.T., a miner on strike for fourteen weeks is a member of a Christian union and has a family of six to care for.
H.T., 14 haftadır grevde olan bir madenci bir Hıristiyan cemiyetine üye ve bakması gereken altı kişilik bir ailesi var.
Used to be a miner.
Eskiden madenciydi.
And all to defend the right of one small miner who stuck to his claim.
Bunu, haklarından vazgeçmeyen bir işçiyi savunmak için yaptı.
When I was a coal miner, the idea was to buy clean clothes.
Bir kömür madencisiyken, temiz kıyafetler almaya çalışırdım.
It is the honorable badge of the coal miner... and I envied it on my father and grown-up brothers.
Babama ve yetişkin ağabeylerime imrenirdim. Fırçalardın, fırçalardın...
So our little coal miner has been indulging in his favorite sport again? ● Mr. Phillips, make a back.
Küçük madenci dostumuz yine en sevdiği sporu yapıyor öyle mi?
I didn't try to dig into a coal miner's heart.
Barakada uyudum. Bir madencinin kalbini deşmeye çalışmadım.
I started out in life as a coal miner.
Hayata kömür işçisi olarak atıldım.
Well, you're like a miner.
Sende madenci gibisin.
If you think they deserve a hanging, appoint a miner's court and do it properly.
Eğer asılmayı hakettiklerini düşünüyorsanız bir madenci mahkemesi kurun ve işi kuralına göre yapın.
My father was a coal miner.
Babam madenciydi.
My father was a miner, He had an accident.
Babam madenciydi. Bir kaza geçirdi.
So I work in haste from day to day... as a miner does when he knows he's facing disaster.
Ben de her gün aceleyle çalışıyorum bir madencinin, felaketin yaklaştığını anladığı zaman gibi.
This is the last of that stuff that was sent to us by that old miner three years ago.
Bu, üç yıl önce şu yaşlı madencinin bize yolladığı meretin sonu.
There's the miner's cabin.
İşte madenci kulübesi.
That I took from a miner I met in Canyon Diablo.
Diablo Kanyonu'nda bir madenciden aldım.
And he was the best gol-durned gold miner in Colorado.
Ve Colorado'nun gördüğü en iyi altın madencisiydi.
Become a miner and live in darkness?
Madene girip karanlıkta mı çalışayım?
Now, it's the same way with a gold miner.
- Ohhh! Şimdi, Bu altın maden işçisiyle aynı yola çıkar.
If the police ask, tell them... "... The killer looked like a miner. "
Polis sorarsa, onlara şöyle de "Katil bir madenciye benziyordu".
He was wearing miner's clothes.
Üzerinde madenci kıyafetleri vardı.
He's a miner at the strike, doing real well.
Madende çalışıyor ve gerçekten iyi kazanıyor.
says in Madrid Dolores Ibarruri, wife of miner, called the "Pasionaria", Communist deputy.
Kendilerine "Pasionaria", diyen Komünist Parti üyesi bir madencinin karısı olan Madrid Dolores Ibarruri böyle söylemiştir.
I am a good miner.
İyi madenciyimdir.
'There stumbled a miner fresh from the creeks
" Derelerden yeni gelmiş bir madenci
Shall I pick it up at the point when the miner, seated at the saloon piano, is playing like a maniac?
Madencinin bardaki piyanoyu manyak gibi çalmaya başladığı yerden devam edeyim mi?
You ain't no miner.
Siz madenci değilsiniz.
Do you really want to be a miner?
Gerçekten de madenci olmak istiyor musun?
The head miner is named Ben Childress.
Baş madenci Ben Childress.
Because my old man was a coal miner in Silesia.
Babam Silezya'da madenciydi.
That miner was with him, he'll know.
Şu madenci onunlaydı, o yerini bilir.
- No miner has been hurt.
- Hiç bir madenciye bir şey olmadı.
A miner's hack was all my equipment.
Elime böyle bir ekipman geçti.
I'm a doctor, not a coal miner.
Ben doktorum, maden işçisi değil.
Coal miner.
Kömür madeninde çalışan işçi demek.
I don't know whether our Jud wanted to be a miner.
Bizim Jud madenci olmak istiyor muydu, bilmiyorum.
What'd your daddy do in West Virginia? . Coal miner.
- Baban West Virginia'da ne yapıyor?
Your son is the most natural-born gold miner that I ever met.
Oğlunuz bugüne dek gördüğüm en yetenekli altın madencisi.
I'm a miner now.
Maden işçisiyim.
Because he was a miner, a man of the people, same as me.
Çünkü kendisi madenciydi. İçimizden biri, tıpkı diğerleri gibi. Aynı benim gibi.
A miner can't find gold, so he buys it?
Madenci altın bulamazsa satın alır.
You were in the miner's shack when you heard her screams?
Onun çığlığını duyduğunda kulübede miydin?
I am not a miner.
Ben madenci değilim.
I was a wildcat miner when she married me.
Benimle evlendiğinde kaçak bir madenciydim.
She was hacking like a Goddamn coal miner. Play anything?
Bir kömür madencisi gibi öksürüyordu.
Be a coal miner.
Madenci ol.
Ladies and gentlemen, back with us once again, the first lady of country music, the coal miner's daughter, Miss Loretta Lynn.
Bayanlar ve baylar, Country müziğin bir numarası Madencinin Kızı bayan Loretta Lynn tekrar bizimle dönüyor.
Miner.
- Madenciyim.