My house traducir turco
24,216 traducción paralela
Uh... Yeah, this is my house.
- Doğru ya, burası benim evim.
"It falls on the roof of my house. " It falls on my mother, and on my hair.
Evimin çatısına düşüyor, Annemin üzerine ve saçlarıma düşüyor.
My house is around here.
Buraya yakın.
Get out of my house.
- Evimden çık.
Oh. I'll be at my house.
Ben kendi evimde olacağım.
The Best Buy by my house is only the third best Best Buy.
Evimin yanındaki Best Buy anca en iyi üçüncü Best Buy.
You made dinner plans in my house without telling me?
Bana haber vermeden benim evimde yemek planları mı yaptın?
I had people over to my house.
Evimde başka kişiler de vardı.
I mean, this is my house.
Yani, burası benim evim
I think at the point that I did leave my house, I was drunk.
Sanırım bizim evden çıktığımda sarhoştum.
Yeah, yeah. I used to do all this out of my house.
Eskiden tüm bunları evimde yapıyordum.
In fact, from where I sit, you've done next to nothing since we last convened other than show up at my house uninvited.
Benim gözümde son toplandığımızdan beri evime davetsiz şekilde yaptığınız ziyaret dışında hiçbir şey yapmadınız.
I feel this tap on my shoulder and I turn to find you here in my house.
Omzuma vurulduğunu hissedince sizi evimde bulacağım.
Even if I did take that cash, you think I'd be dumb enough to hide it in my house?
Parayı almış olsam bile evime saklayacak kadar salak mıyım?
He's at my house right now setting up my massage recliner.
Şu anda benim evimdeki masaj koltuğunu kuruyor.
Things have been weird at my house.
- Evde işler garipti biraz.
Yeah, six weeks someone's coming to my house.
Evet, altı hafta sonra biri evime gelecek.
I got this kid painting my house right now.
Bir eleman evimi boyuyor şu anda.
Avi, I need you to come to my house.
Avi, bizim eve gelmen lazım.
Sonia's at my house.
Sonia bizim evde.
First thing we gotta do is get her boy out from in front of my house.
Yapmamız gereken ilk şey oğlunu evimin önünden ayırmak.
Your daughter's in my house.
Kızın benim evde.
It's ac... it's actually my friend Jimmy's house. He let me sleep here because I was homeless...
Aslında burası dostum Jimmy'nin evi, evsiz olduğumdan kalmama izin...
Like, my garage is full of boxes, and before I knew the house was my family's, I kind of assumed that it was Ed's, but... maybe there's something in there from my dad.
Mesela, garajım kutularla dolu, ve evin ailemin olduğunu bilmeden önce, evin Ed'in olduğunutahmin ediyordum, ama... belki orada babamla ilgili birşeyler vardır.
Yeah, I'm just gonna get my mom in the house, and then I'll run it right back out, okay?
Annemi eve geçireceğim ve sonra hemen geleceğim olur mu?
All of my assets, including this house, and all of my proprietary technology are yours now.
Tüm mal varlığım, bu ev de dahil, ve tüm tescilli teknolojilerim artık sizin.
But if a bolt of lightning should strike this house, you can send it my way.
Evin üstüne yıldırım düşerse bana yönlendirirsiniz.
I'd be locked up right now, instead of asking you to get the hell out of my mom's house.
Annemin evinden çekip gitmeni istiyor olmazdım.
I'm gonna get on that just as soon as I'm done with my open house.
Ev tanıtımım biter bitmez ilgileneceğim hepsiyle.
I had dinner at my daughter's house in New Jersey last night.
Dün gece New Jersey'de kızımla birlikte yemek yedim.
No, I-I stayed at my boyfriend's house.
Hayır, erkek arkadaşımın evinde kaldım.
Oh, God, no. This is my in-laws'house.
- Hayır be, kaynımın evi.
It's my ex-in-laws'house on my... on my second husband's side.
İkinci eski kocamın bir akrabasının evi.
When I leave the house, you like to try on my clothes just to feel close to me.
Evden ayrıldığımda bana yakın hissetmek için kıyafetlerimi deneyen adamsın.
So, my people have been working around the clock trying to track down the house that has a Thompson mailbox and a heavy duty security screen door.
Bizim işe gelince... Adamlarım gece gündüz çalışarak üstünde Thompson yazılı posta kutusu ve... bahsettiğin türde bir kapısı olan evi bulmaya çalışıyorlar.
I mean, there's no way she can keep me away from my own house.
Beni kendi evimde uzak tutmasının imkanı yok.
Should we do it at my parents'house?
Ailemin evinde mi yapsak?
Um, "you're too nasty in bed, Winston." Or "you remind me of my brother, Winston." Or... or "Winston, you spend too much time in the butterfly house."
"Yatakta çok edepsizsin, Winston." ya da "Kardeşime benziyorsun, Winston." ya da ya da "Winston, kelebek kulübesinde çok zaman geçiriyorsun."
my floppy disk, my CDs, anything that's technology related... I put it at a friend's house and then I went to Winchell's Donuts and I got a big... I think it was a 24 box of, you know, donuts.
SABIKA FOTOĞRAFI... teknolojiyle ilgili her şeyi aldım ve bir arkadaşın evine götürdüm, sonra da Winchell's Donuts'a gidip, sanırım 24 kutuydu, donut aldım.
You should read the fine print. The TR is for the house, dummy, not for me. Plus, I'm on my own.
Adam gibi okusana, karar ev için geçerli benim için değil, hem bana yasak yok.
I loved building that house with my dad, brick by brick from the ground.
Babamla o evi yaparken çok zevk almıştım, tuğlaları tek tek yerleştirirken.
Go back inside the house, I'll grab my service weapon, tell Jackson I made a move on you.
İçeri Dön hizmet silahımı alıp Jackson'a kendim kaçtığımı söyleyeyim.
He came to my Uncle Henry's house and he yelled at my mom.
Henry Amca'nın evine gelip anneme bağırmıştı.
All of my assets, including this house, and all my proprietary technology, are yours now.
Tüm mal varlığım, bu ev de dahil, ve tescilli teknolojilerim artık sizin.
One might even say you prospered, but I need hardly remind you that your ale house operates by license and with my blessing.
Refaha erdiğiniz bile söylenebilir. Ama size hatırlatmama gerek yok. Bira eviniz lisansla çalışıyor ve benim rızamla.
He came into our house and attacked my husband.
- Evimize geldi ve kocama saldırdı.
I get the feeling you wouldn't be standing here in front of my cruddy house in this low-rent neighborhood offering me an obscene amount of money if you were so sure she was going to dump me when she finds out who I am.
Anlamıyorum, anlamıyorum. Bana yönetici asistanı olduğunu söyledi. Yönetici asistanı mı?
I'll buy a house for you and my boys.
Sen ve oğullarım için bir ev alırım.
He broke into my fucking house.
Sikeyim onu. Siktiğimin evine izinsiz girdi.
And then we got to her house, and she showed me my room, and it had one of those beds with the curtains around it.
Sonunda evine ulaştık ve bana odamı gösterdi. Tüllerle sarılı yataklardan vardı.
Or you saw my car pull into the driveway, and you didn't want me anywhere near your house.
Ya da benim, arabamı evinin önüne çektiğimi gördün ve evinin yakınında olmamı istemedin.
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house counsel 18
house fire 20
my honey 34
my home 149
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house counsel 18
house fire 20
my honey 34
my home 149