My mother told me traducir turco
488 traducción paralela
When we touch, close in your arms you hold me. I forget all that my mother told me.
Birbirimize dokunduğumuzda ve sen beni kollarına aldığında, annemin bana söylediği her şeyi unutuyorum.
Sure, my mother told me to stay home, too.
Tabii, annem de evde kalmamı söylemişti.
My mother told me not to marry a seaman
Annem bana denizciyle evlenme demişti.
It's not that I'm prudish. But my mother told me never to enter a man's room in months ending in "r".
Öyle iffet taslayanlardan değilim ama annem bana yılın son aylarında bir erkeğin odasına girmememi söylerdi hep.
On the first day they are here, I remind them of something my mother told me.
Buraya geldikleri ilk gün... annemin bana söylediği bir şeyi hatırladım.
My mother told me.
Annem söylemişti.
My mother told me
Annem söylemişti.
My mother told me that if I get sick she will send me away.
Hastalanırsan seni eve almam dedi annem.
My mother told me that in the old days, you may have come across possessed people, but today they are no more.
Annem, eski zamanlarda cin çarpmış insanlarla karşılaşabileceğimizi söylemişti. Ama günümüzde artık yoklar.
But when did I ever do anything my mother told me to?
Ama ben annemin sözünü ne zaman dinledim ki?
My mother told me you're a widow.
Annem, dul olduğunuzu söyledi.
Well, my mother told me it might just stunt my growth.
Annem bunun gelişmeme engel olacağını söylerdi.
" No, man, my mother told me....
" Ηayιr, ahbap, annem dedi ki...
My mother told me to report this kind of thing.
Annem bu tarz olayları öğretmenlerime bildirmemi tembihlemişti.
My mother told me.
Annem anlatmıştı.
You know, it's at times like this, when I'm stuck in a Vogon airlock with a man from Betelgeuse and about to die of asphyxiation in deep space, that I wish I'd listened to what my mother told me.
Böyle zamanlarda ; Betelgeuse'dan gelen bir adamla birlikte, bir Vogon uzay gemisinden atılıp uzayda havasızlıktan ölmek üzereyken, keşke annemi dinleseymişim diyorum.
My mother told me, "Knowledge is power."
Annem derdi : "Bilgi kuvvettir".
My mother told me about you.
Annem senden bahsetti.
My mother told me that the dragons brought the princesses to the underworld.
Annem bana ejderhaların, prensesleri yer altına götürdüğünü söylemişti.
My mother told me to watch out for guys in bars.
Annem barlardaki erkekler konusunda dikkatli olmamı söylemişti.
No, my mother told me.
Hayır, annem anlattı.
My mother told me not to fight.
Annem bana kavga etme dedi.
You know, my mother told me I ought to be a farmer.
Annem çiftçi olmam gerektiğini söylerdi.
My mother told me never to do this.
Annem bunu asla yapmamamı söylerdi.
And then... my mother told me a terrible thing.
Ve sonra... annemin bana söylediği... hepsi korkunç şeyler.
My mother told me never to trust men with beards, sir.
Anam bana, sakallılara sakın güvenme, dedi efendim.
My mother told me so.
Annem öyle dedi.
My mother told me to get you some medicine.
Annem sana ilaç almamı söyledi.
My mother told me so much about you.
Bir zamanlar birisi bana mucizenin ne olduğunu açıklamıştı.
My mother told me.
Annem söyledi.
You know, my mother always told me if you look deep enough in anybody, you'd always find some good, but I don't know.
Annem, birisine derinlemesine baktığında onda iyi bir taraf bulursun derdi, ama bilmiyorum.
I asked you where your mother lives I won't tell you. I won't lf you don't, who pays for your bail? Ma has never told me my father's name
Annem babamın adını hiç söylemedi.
Ever since I was a kid living in a shack near the slag heaps my mother has told me about Inisfree and White O'Mornin'.
Çocukluğumu o küçük tepenin yanındaki kulübede geçirdim. Ve daha sonra annem bana Inisfree ve White O ´ Mornin ´ i anlattı.
It's just that my mother always told me... that if a girl could be at a party for 30 minutes... without getting a man to talk to her... she might just as well go on home and shoot herself.
Annemin bana her zaman söylediği bir söz vardır... eğer bir kız bir partide 30 dakika içinde... kendisiyle konuşan bir adam bulamadıysa... en iyisi evine gidip kendisini vurmalıdır.
I told myself in my darkness. ... that father had torn my mother away from me because I couldn't bear her deserting me for him.
Kendi karanlığımda kendime babamın annemi benden ayırdığını söyledim çünkü babam için beni bırakmasına katlanamıyordum.
My mother always told me I was the best one of all.
Annem, herkesten çok beni sevdiğini söylerdi.
Do you know, my mother wrote me a letter telling me that she knew someone who told her that you had tried to commit suicide over me.
- Scuba dalgıcı ile birlikte. Annem bana bir mektup yazmış. Benden sonra senin intihara kalkıştığını söyleyen bir tanıdığı varmış.
My mother, the old lady you see here... She told my nephew to tell me that the Germans were coming for me
Şurada gördüğün yaşlı kadın, annem, yeğenime Almanların peşimde olduğunu bana iletmesini söylemiş.
My father told me that was normal because I'd already learned it in my mother's stomach.
Anamın karnındayken öğrendiğim için babam bunun normal olduğunu söyledi.
My own goddamn mother could have told me that.
Annem bunu hep söylerdi.
When I told my mother what happened... that this white girl had called me a nigger, and what does it mean?
Αnneme οlanlarι anlatιnca... beyaz bir kιzιn bana zenci dediğini söyleyince νe anlamιnι sοrunca...
My mother always told me never to trust strangers, but the man at the airport seemed nice enough.
Annem bana asla yabancılara güvenme dedi.. ancak havaalanındaki adam oldukça iyi görünüyordu.
I wasn't even born, but my mother often told me... how hard times were then.
O zaman doğmamıştım bile... ama annem ne kadar zor zamanlar olduğunu hep anlatır.
And a nurse there, she told me my mother wrote me a note when I was away.
Ve oradaki bir hemşire annemin ben yokken bana bir not yazdığını söyledi.
It's certainly something that my mother and aunt have not told me about.
Annem ve teyzem bana bu konuda pek birşey anlatmadılar.
My mother? She wrote what you should have told me a long time ago.
- Bana çok önceden söylemen gereken şeyi yazdı.
That was a substitute for my father who is a reporter. He's never here. My mother's friend told me.
Sadece his transferi yapıyorum, çünkü... babam gazeteci ve hiç yanımızda olamıyor.
I told you there was never anyone at my house besides my mother and me.
Annem ve ben dışında evimize hiç kimsenin gelmediğini söyledim.
My mother told to me not to be talking with you to-day, or tomorrow, or on the Sunday ;
" Annem bana seninle konuşmamamı söyledi. Ne bugün, ne yarın ne de pazar.
My mother always told me it was wrong to give children money.
Üzgünüm. Annem bana her zaman, çocuklara para vermenin yanlış olduğunu söylerdi.
I told my mother you didn't give me the film.
Bana filmi senin vermediğini söyledim anneme.
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mother died 46
my mother's 29
my mother was right 19
my mother used to say 19
my mother's dead 38
told me 50
told me what 77
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mother died 46
my mother's 29
my mother was right 19
my mother used to say 19
my mother's dead 38
told me 50
told me what 77
my mom 557
my mom and dad 25
my mom is dead 20
my mom said 16
my mom is 19
my money 222
my mom's here 19
my mom died 27
my mouth 36
my mom's dead 20
my mom and dad 25
my mom is dead 20
my mom said 16
my mom is 19
my money 222
my mom's here 19
my mom died 27
my mouth 36
my mom's dead 20