Name traducir turco
186,804 traducción paralela
So you're not a name partner anymore.
Demek artık isim ortağı değilsin.
Rindell's still reluctant to give up her name.
Rindell ismini verme konusunda hala gönülsüz.
I was shopping at Trader Joe's when Elsbeth heard my last name and we started talking.
Trader Joe'da alışveriş yaparken Elsbeth soyadımı duymuş, biraz sohbet ettik.
And I want to be made a name partner.
Ayrıca şirketin isim ortağı olmak istiyorum.
He misspelled my name.
- Adımı yanlış yazmış.
I'll teach him how to spell your name.
Adının nasıl yazıldığını ona öğreteceğim.
Um, what is your name again?
- İsmin neydi? - Marissa.
Beautiful name.
Hoş bir isim.
That thing involving what's his name, um...
Şu adı neydi, adamla olan şeyi diyorsun.
They're using my name?
- Adımı mı kullanıyorlar?
The client's name is Travis Leopold.
Müvekkilin ismi Travis Leopold.
One of the name partners in the firm, Adrian Boseman, accepted an $ 800,000 bribe to help a client evade taxes.
Şirketteki isim ortaklarından biri olan Adrian Boseman..... müvekkilinin vergilerden kaçmasını sağlamak için rüşvet olarak 800.000 dolar aldı.
Maia, do you recognize this name?
Maia şu isim tanıdık geliyor mu?
What's your husband's name?
- Kocanızın adı ne?
Yeah, but Dad, I mean, it's got my name on it.
Tabii de üzerinde ismim var.
No, I need a name.
Hayır birini öğrenmem lazım.
What's his name?
- Richard Hess.
What is his name?
- Ne duruyormuş? - Adı neydi?
Step one in our plan to get the Redskins to change their name.
Redskins adını değiştirme yolunda ilk adım.
If they choose dare, dare them to change the name. They have to do it.
Cesaret derlerse adını değiştirmek zorundalar.
That's an unfortunate name.
- Amma berbat bir isimmiş.
I don't know his name, but he's in the other photo, too.
- Adını bilmiyorum ama diğer resimde de var.
I'm sorry, Candy, there's no name calling in here.
Özür dilerim Candy, burada hakaret etmek yok.
Our victim's name is Debbie Lang.
Kurbanımızın ismi, Debbie Lang.
He changed his name and everything. Oh.
İsmini ve her şeyi değiştirdi.
My name.
Benim adımı.
Using my own name.
Kendi adımı kullanarak.
The invitation is under my name.
Davet benim adıma yapıldı.
Lyon's our last name.
Lyon soyadımız.
Suspect's name is Fiona Driscoll.
Şüphelinin adı Fiona Driscoll.
And you will give me the name in exchange for a cut of the mines.
Ve sende maden hissesi karşılığında bana onun adını vereceksin. % 25.
Marlon milch? Is that his name?
Marlon Milch.
You're trying to say that you don't know the name of the man that you tried to kill?
Adı bu mu? Hadi ama, öldürmeye çalıştığın adamın...
Her name's Maggie.
Adı Maggie.
Get me a name. I'll handle the kid.
İsmini bul, ben çocuğu hallederim.
Name'em.
Söyle bakalım.
- What's your name?
- Adın ne? - Jay.
Oh, her name's Candace.
Adı Candace.
I always ask the crews their name.
Mürettebata isimlerini sorarım.
What's your name?
Adın ne?
I saw his name on the board, and I couldn't believe it.
Adını tahtada görünce inanamadım.
Where's your name?
Senin adın nerede?
He gave me his name and where he works.
Adını ve çalıştığı yerin adresini verdi.
- Do we have a name?
- Adını biliyor muyuz?
Can you tell us your name?
- Adın ne?
- Um, the other doctor the one who, um, pounded on her... what's his name?
- Diğer doktorun ona vuran doktorun adı ne?
Let's get started with your name.
Adınızla başlayalım.
- What's your name?
- Adınız ne?
I know your name.
Adını biliyorum.
And her name... is Marla.
Ve adı da Marla.
I changed my name so no one would know she's my mother.
Kimse annem olduğunu öğrenmesin diye adımı değiştirdim.
names 324
named 51
nameless 41
name your price 108
namely 91
name it 208
name and address 20
name basis 52
name one 95
name them 18
named 51
nameless 41
name your price 108
namely 91
name it 208
name and address 20
name basis 52
name one 95
name them 18