No warrant traducir turco
319 traducción paralela
I don't need no warrant for that.
Bunun için arama emri gerekmez.
No warrant, out!
İzin yoksa dışarı!
There ain't no warrant out after her or nothin'like that?
- Onu arama izni ya da ona benzer bir şey var mı?
Two felony convictions. No warrant. He's on parole.
İki kez cinayetten yargılanmış ama şartlı tahliye ile salınmış.
Numbers 1 and 2, no warrant.
1 ve 2 numarada, ruhsat yok
We've no warrant for this fellow's arrest.
Bu adamın tutuklanmasına dair bir emir yok.
Since no warrant was issued for the arrest of the prisoner, the argument was a personal one.
Ortada tutuklama için bir emir olmadığına göre iddia kişiseldir.
I'd have you busted. No warrant, violation of domicile...
Deliğe tıkılmanız işten değil : kilit kırma, konuta tecavüz...
- Got no warrant for him.
- Onun için emir yok.
No warrant.
Tutuklama emrimiz yok.
No warrant on the suspect.
Zanlının izine rastlanmadı.
There's no warrant out?
Hakkında tutuklanma emri falan yok mu?
The simple fact of the matter is they had no warrant.
AsıI olan, takip emri olmadığıdır.
No warrant is required under these particular circumstances.
Bu istisnaî şartlar altında tutuklama emrine gerek yok.
No warrant, no permission and no trace.
Ne mahkeme kararı, ne izin, ne de bir iz.
You got no warrant.
Mahkeme iznin yok.
Illegally. No warrant.
Yasal olmayan bir şekilde, arama izni olmadan.
No arrests, no warrant.
Ne tutuklama, ne de bir emir var.
And my DNA will match, no warrant necessary.
DNA'm çıkacaktır, mahkeme emrine gerek yok.
No probable cause, no warrant, no guns.
Olası sebep yok, mahkeme emriniz yok, silah da yok.
No warrant. What?
Mahkeme emri yok.
- You've no warrant, you fool.
- Hiçbir tutuklama kararıın yok, seni sersem.
No cop can come in here without a warrant.
Buraya hiçbir polis izinsiz giremez.
You have no right to arrest anybody without a warrant.
İzniniz olmadan kimseyi tutuklayamazsınız.
As the inspector says, there is no evidence to warrant an arrest.
Müfettişin dediği gibi, hiç kanıt yok.
Write, "The writer.." No, better write, "Warrant Officer, Antonio Carotenuto.."
Ben de üzgünüm. Yaz hadi Başçavuş Antonio Carotenuto şövalye...
You had no search warrant.
Baston için arama emrin yoktu
Your warrant's no good here.
Yetkilerin burada geçmez.
Be advised, no record, no warrant. Can't you hear the confusion around me?
Kargaşayı duymuyor musun?
Why did you encourage me to saythat unifying the administration meant no loss of amenity, when I've signed a death warrant fora whole army ofbeavers?
Bir kunduz ordusunun ölüm fermanını imzalarken aynı zamanda..... neden kırsal idarenin birleşmesinden doğal hayatın kaybı olmayacağı..... konusunda parlamentoda ve basın önünde konuşma yapmaya beni teşvik ettin.
There's no probable cause for a warrant.
Arama emri için makul sebep yok.
I ain't cooperating with no one! There's a death warrant for me!
Abraham Zapruder.
I have no idea. Well, did capt. Morino get the search warrant for the Chinese laundry?
Komiser Morino, Çin çamaşırhanesi için arama izni verdi mi?
- No, I don't have a warrant.
- Hayır.Arama iznim yok
Prisoner 2338175, Graham Frederick Young, Home Secretary's warrant.. ... for detention and the prison's medical dossier, Sir!
2338175 no'lu mahkum, Graham Frederick Young, Baş sekreterin tutukluluk için teminatı ve mahkumun medikal dosyası efendim!
There's no evidence to warrant an arrest.
- Tutuklama kararı için bir kanıt yok.
They have a search warrant, but no respect for a man's life.
Arama izinleri var, Ama bir adamın özel hayatına saygıları yok.
- No. I have the right to make you wait here with Ray while I go get a warrant.
Ben de arama emri getirene kadar sizi burada bekletme hakkına sahibim.
If he's a no-Show, i'm gonna ask for a bench warrant.
Eğer gelmeyecekse, arama emri çıkartacağım.
- No judge is going to issue a warrant based on this.
- Yargıç onun için kefalet kararı çıkaracaktır. - Hayır, hayır.
No, we'll try to get the warrant on his DNA. Might stop the clock.
Adı olmayan değil, DNA bilgilerine dayanarak John Doe 121 için.
Persuade a judge to issue a warrant. - We have no name.
Bir yargıcı onun tutuklanması için emir çıkartmaya ikna et.
Cramer had wasted no time getting the warrant.
Cramer arama iznini çıkartmak için vakit kaybetmemişti.
So by the time that he was done and went on his way... there's no indication that he was aware that such a warrant existed.
Zaman içinde yaşananlar ve süreç... böyle bir seçenek sunulduğuna dair hiçbir belirti olmadığını gösterdi.
And no doubt you have a search warrant in your pocket, do you? It's alright, gentlemen.
Eminim şu anda cebinizde arama emriniz de vardır, değil mi?
I don't see no badge, I don't see no warrant.
Ben yapmadım dostum.
I'll issue the search warrant, but no judge will sign it.
Tamam. Arama iznini hazırlayacağım.
Do you have a warrant? No, we're just talking here.
Hayır, sadece konuşuyoruz.
I got probable cause for a no-knock warrant.
Baskın emri için makul sebebim var.
This no more than a warrant to ensure free trade.
Sizinle bu şekilde anlaşmamıştık.
There was no search warrant.
Tanrıya şükür arama izinleri yokmuş.
no warrants 16
warrant 30
no way 8009
no war 35
no wait 109
no way out 46
no warning 42
no way in hell 44
no water 131
no wallet 93
warrant 30
no way 8009
no war 35
no wait 109
no way out 46
no warning 42
no way in hell 44
no water 131
no wallet 93