Nur traducir turco
327 traducción paralela
Now I'm happy in the light and love the whole world.
Şimdi nur içindeyim ve dünyayı sevgiyle kucaklıyorum.
What would your gracious figure?
Nur yüzlü kralım ne istiyorlar?
Now at last, I, I see Olympus and a light from its summit dote illumine me
# Olympus'u görüyorum nihayet # # Zirvesindeki nur aydınlatsın beni #
My blessed child!
Benim nur yüzlü yavrum!
Nur nachsehen, das ist alles.
Nur nachsehen, das ist alles. Mach dir keine Sorgen, da ist kein Schnaps mehr übrig.
There is a great light that shines from your face, Moses.
Yüzünde parlayan güzel bir nur var.
! You have a strong new son!
Nur topu gibi bir oğlun oldu!
My mother, God rest her soul, was a wonderful cook.
Annem, nur içinde yatsın, harika bir aşçıydı.
Lasst mich nur schlafen!
Bırakın da artık uyuyayım. Lütfen!
Ich will nur schlafen.
Sadece uyumak istiyorum.
She's out now and has a lovely baby, it's a boy.
Daha yeni çıkmış hastaneden, nur topu gibi bir oğlu olmuş.
Bahar, I want healthy children!
Kız Bahar, böyle nur topu gibi çocuk istiyorum.
And not now that I am 40, but when I was younger.
Nur içinde yatsın, annenin ayaklarını yıkadım. Şimdi kırk yaşındayım.
"Glory to God in the highest, and on Earth, peace, goodwill toward men."
"Yaratanın Nur'uyla, dünyada barış, insana temiz kalp olsun."
Du grünst nicht nur zur Sommerzeit
Du grünst nicht nur zur Sommerzeit
Why I can see at a glance you'll be stamping about at 1 : 00, eating 5 meals a day just like my uncle, may he rest in peace.
Siz 100 yaşında bile tepinecek bir tipsiniz, günde beş öğün yiyerek, nur içinde yatsın, amcam Harry gibi.
What he really wanted, in writing, was a guarantee... That the United States would assist the Soviet Union... In destroying China's Atomic bomb project at Lop Nur and Sinkiang.
Gerçekte istediği, Birleşik Devletler'in Çin'in Lop Nur ile Sinkiang'daki atom bombası projesini yok etmekte Sovyetler Birliği'ne yardım edeceğini yazıIı olarak garanti etmesiydi.
Though black as pitch the sea and sky you know our hearts are full of light
Zift gibi gök ve kara deniz nur içinde kalbimiz.
If my grandmother Tzeitel, may she rest in peace, took the trouble to come from the other world to tell us about the tailor all I can say is that it's for the best.
Tevye... Eğer Tzeitel Ninem, nur içinde yatsın, terziyi haber vermek için, öbür taraftan gelmek zahmetine katlandıysa Bizlere "Hayırlısı" demek düşer.
I thought Santino was a bad Don, rest in peace.
Bence, nur içinde yatsın, Santino kötü bir Bey olurdu.
~ Happy light is flowing
~ Mesut nur kabarıyor
- Vsevolod GAVRILOV Nur
- Vsevolod GAVRILOV Nur
- Old Nur.
- Yaşlı Nur.
Nemcho Nur?
Nemcho Nur?
Let light perpetual shine upon him.
Nur onu ilelebet aydınlatsın.
In song, in life and as far as the eternal light glows. Now further on the church grounds... and the sun comes shining in. We sing good morning, we sing hello, we sing our father, thank God for all we have...
Ebedi nur parlamaya devam ettiği sürece ötede kilisenin ayakları yere bastığında ve güneş parıldadığında günaydın der, selam veririz babamıza dua eder, Tanrı'ya şükrederiz.
It's Nur.
Bu Nur.
Moon is before me.
nur gökyüzünde olur
It's a healthy child. A baby boy.
Nur topu gibi bir oğlan çocuğu.
That kind, playful little cherub is a killer.
O nazik, nur yüzlü adam bir katil.
Underneath, "Nur fur den Dienstgebrauch." "Only for internal use."
Altında ise, "Nur für den Dienstgebrauch" yazıyor, yani "Sadece kurum içi kullanım için."
"The Lord make his face to shine down upon you... " and be gracious to you.
"Tanrı yüzüyle sana nur indirdi ve sana karşı merhametli oldu."
Our Father, who art in heaven, hallowed be thy name.
Tanrım! Sen, gökte olan adına nur yağsın...
Like a light, to the trained eye.
Göz önüne serilen bir nur gibi.
I remember the last time I saw your father, God rests his soul.
Babanı son görüşümü hatırlıyorum, nur içinde yatsın.
But my fucking wife, God rest her soul... she had some stupid appointment that day.
Ama benim sikik karımın, nur içinde yatsın... o gün aptal bir toplantısı vardı.
In an isolated cabin in the Appalachian mountains, Jonas Nightengale was born with a caul about his face.
Jonas Nightengale, Appalachian dağlarında ıssız bir mağarada, yüzüne nur inmiş şekilde dünyaya geldi.
Some say the caul's an old wives'tale, but I've seen some smart old wives in my day!
Bazıları yüze nur inişine, yaşlı kadın masalı der, ama ben zamanında çok zeki yaşlı kadınlar gördüm!
They say a baby born with a caul is given the second sight.
Yüzüne nur inen bebeklerin görüşü iyi olur derler.
Claudia, rest her soul, wouldn't want me doing that...
Nur içinde yatsın, Claudia öyle şey yapmamı istemezdi.
Let perpetual light shine upon them.
Sonsuz nur üzerlerine yağsın.
The Lord make his face to shine upon her and be gracious to her.
Nur içinde yatsın ve Tanrının rahmeti üzerine olsun.
If there's any greatness in my hands, let it pass into your body.
Ellerimde bir nur varsa, şimdi hemen ona geçsin.
Especially the halos.
Özellikle de nur hareleri.
Sir, you're born with fairy bones, your eyes show holy light.
İlâhi bir görünüşünüz var, gözlerinizden nur fışkırıyor.
You're born with fairy bones, your eyes show holy light. You're a fairy descended on Earth.
İlâhi bir görünüşünüz var, gözlerinizden nur fışkırıyor.
Sir, you're born with fairy bones, your eyes show holy light.
İlâhi bir görünüşünüz var, gözlerinizden nur fışkırıyor. Siz seçilmişsiniz!
Oh, but bless her heart, she could always tell you just how it happened.
Ama nur içinde yatsın, nasıl olduğunu hep anlatabiliyordu. Safford açıkça dengesiz.
Du brauchst doch nur zu warten.
Du brauchst doch nur zu warten.
So, therefore, this is "Nur fur den Dienstgebrauch."
Dolayısıyla, bu belge "sadece kurum içi kullanım için."
There is florid
Nur düşmüş etrafınıza!
nuria 59
nurse 1373
nurses 58
nursing 16
nurse mount 28
nurse jackie 22
nurse lee 59
nurse crane 62
nurse elkins 32
nurse miller 25
nurse 1373
nurses 58
nursing 16
nurse mount 28
nurse jackie 22
nurse lee 59
nurse crane 62
nurse elkins 32
nurse miller 25