Oil traducir turco
10,703 traducción paralela
This is an oil refinery owned by an old Marco Reyes front man.
Burası Marco Reyes'in paravanlığını yapan kişiye ait petrol rafinerisi.
Steve, you said that Reyes delivered Danny's brother's body in an oil drum?
Steve, Reyes'in Danny'nin kardeşini petrol varilinde teslim ettiğini söylemişti ya?
She'll give him some bell juice, priest's song and some spade oil.
Ona biraz çan suyu, papaz şarkısı ve biraz mahmuz yağı verecektir.
Norway stop all oil and gas protaction due to the effects of climate change
İklim değişimine yol açtığından Norveç tüm petrol ve gaz üretimini durduracak.
In difficult times it is tempting to look back to the age of oil and gas, which brought parts of our civilization unimaginable wealth.
Zor zamanlarda geçmişi yani medeniyetimizi hayal dahi edemeyeceğimiz bir zenginliğe boğan petrol ve gaz dönemini düşünmek çekici gelebilir.
In Norway's case, that means the era of oil is over.
Norveç içinse petrol devri kapanmıştır.
Two gas fields and another oil platform have been seized.
İki gaz sahasını ve bir petrol platformunu ele geçirdiler.
From the oil industry, from abroad.
Petrol endüstrisinin, diğer ülkelerin baskısı.
Reactions were unexpectedly harsh to our announcement regarding the end of oil.
Petrolü bitirmeye yönelik açıklamamıza tepkiler beklenmedik ölçüde sertti.
That is why we have accepted Russian assistance to restart our oil production.
Bu yüzden de petrol üretimimizi yeniden başlatmak için Rusya'nın desteğini kabul ettik.
For Norway it means the oil age is over.
Norveç için petrol devri kapanmıştır.
Gas and oil production started up.
Gaz ve petrol üretiminiz yeniden başlatılacak.
Russians withdraws when summer is over. Then oil and gas exports up on the level of one year ago.
Bu yılın sonunda petrol ve gaz ihracatımız geçen yılın seviyesine geldiği zaman Ruslar çekilecekler.
What has it with oil policy a do?
Bunun petrol politikasıyla ne alakası var?
The oil won't be hot. We'll turn off the machine, idiot.
Kızgın yağ olmayacak, makineyi kapatacağız aptal.
You know, ladies, Ms. Bean and I had arranged a little prank where I was gonna dip her fat face in some cold fry oil to scare all you bitches.
Biliyor musunuz hanımlar, Bayan Bean ve ben siz kaltakları korkutmak için küçük bir şaka ayarlamıştık. Onun şişko suratını soğuk kızartma yağına daldıracaktım.
You shoved Ms. Bean's face - in a vat of hot oil?
- Bayan Bean'in kafasını kaynar yağa mı daldırdın?
He is a snake-oil trader, but a good one.
O sahtekar bir tacir ama bunda da başarılı.
- sit for an oil painting? - I assure you, we were not eating waffles.
- Seni temin ederim ki, waffle yemiyorduk.
The last known residence was a housing compound for shale oil workers.
Son bilinen adresleri petrol işçilerinin kaldığı bir konut.
But Roosevelt knew that to keep that power, America needed oil.
Roosevelt Amerika'nın gücünü sürdürmek için petrole ihtiyacı olduğunu biliyordu.
America would get its oil - and in return, Saudi Arabia would receive wealth and security from America.
Amerika petrolünü alacaktı ve karşılığında Suudi Arabistan Amerika'dan zenginlik ve güvenlik alacaktı.
And the deal made that day on the Great Bitter Lake meant that America would get its oil but it would also be protecting Wahhabism - a force that had its own global ambitions.
Ve o gün Büyük Acı Göl'de yapılan anlaşma Amerika'nın petrolü alacağı ama aynı zamanda kendine ait küresel amaçları olan Vahabilik'i koruyacağı anlamına geliyordu.
Faisal used the growing oil money to set up hundreds of schools and institutes across the Islamic world - some as far away as Pakistan.
Faysal biriken petrol parasını İslam Dünyası'nın Pakistan gibi uzak yerlerine kadar yüzlerce okul ve ensttitü kurmak için kullandı.
Overnight, Faisal raised the price of oil five times and threatened a complete embargo unless America forced Israel to pull back.
Bir gecede, Faysal petrol fiyatını beşe katladı ve eğer Amerika İsrail'i geri çekilmeye zorlamazsa tamamen ambargo koymakla tehdit etti.
What we want is the complete withdrawal of the Israeli forces from the occupied Arab territories and then you will have the oil at the same level of September'73.
Bizim isteğimiz, İsrail güçlerinin işgal edilen Arap bölgelerinden tamamen geri çekilmesidir, ve sonra siz petrolü Eylül 1973'teki fiyattan alabileceksiniz.
Doesn't this new massive increase in the price of oil mean a change in the world balance of power between the developing nations like you, the producers, and us, the developed industrialised nations?
Petrol fiyatlarındaki bu yeni devasa yükseliş dünya güç dengesinde sizin gibi gelişmekte olan üretici milletlerle, bizim gibi gelişmiş sanayileşmiş milletler arasında bir değişiklik meydana geldiği anlamına gelmez mi?
When Saudi Arabia raised the price of oil, they did it to change the political balance of power in the world.
Suudi Arabistan, petrol fiyatını yükselttiğinde, dünyadaki siyasi güç dengesini değiştirmek için yapmıştı.
As western politicians struggled to deal with the economic and social chaos that had been created by the oil price rise, their bankers were building a new global financial system based on recycling the Saudi billions.
Batılı politikacılar petrol fiyatlarının artması yüzünden doğan ekonomik ve sosyal kaosla uğraşırken onların bankacıları Suudi milyarlarının dönüşümüne dayalı yeni bir küresel finans sistemi inşa ediyorlardı.
It's bad enough I have a Groupon for intimacy oil.
Mahrem yağı için kuponum olması, yeterince berbat bir şey zaten.
{ n8 } As for me, I'll be burning the midnight oil.
Bense geceyi gündüze katacağım.
We have the oil lobbies.
Petrol lobileri var.
I'm for the ban, but I've been getting pressure from the oil companies to vote against it.
Bu konudaki görüşünüz ne? Yasaktan yanayım ama petrol şirketleri karşı çıkmam için baskı yapıyor.
What about the oil companies?
Peki ya petrol şirketleri?
Well, considering how much oil comes out of Russia, they are the most likely candidates - to have ties to the Mob.
Rusya'dan çıkan petrolü düşünürsek mafya bağı olma ihtimali en yüksek olanlar onlar.
I followed up with some oil execs.
Bazı petrol yöneticilerini araştırdım.
It turns out those with stakes in Russian companies would benefit from a fracking ban because it would drive Russian oil prices back up.
Hidrolik kırma yasağı Rus şirketlerinde hissesi olanlara yarıyor, çünkü Rus petrolü fiyatlarını yeniden yükseltecekmiş.
A neighbor poured a pot of hot oil out of her kitchen window.
Bir komşu mutfak camından bir tava kızgın yağ döktü.
17 million barrels of oil annually to make those wasted plastic water bottles... yada, yada, yada.
İsraf edilen o plastik şişeleri üretmek için 17 milyon varil petrol harcanıyor vesaire vesaire.
Uh, two percent chlorite, one percent glauconite with a high concentration of oil deposits.
Yüzde iki klorit. Yüzde bir glakoni yüksek çözünürlükteki yağ tortusuyla beraber.
Oil's taking a big hit and the industry needs to diversify, so...
Petrol sağlam darbe aldı ve sektörün farklı alanlara yönelmesi lazım.
Because I give free oil change with every wedding.
Çünkü her düğünde bedava yağ değişimi yapıyorum.
Like that one episode, season two, the Spicemobile slid into the ditch'cause of all the cooking oil.
İkinci sezonda bir bölümde Baharatmobil kızartma yağları yüzünden şarampole düşmüştü...
Because so far all I have are fried potatoes, canola oil, beef, ketchup...
Çünkü şu ana dek sadece kızarmış patates kanola yağı, et ve ketçap var.
That's what I assumed, until I discovered the presence of aloe Vera and coconut oil.
Aloe vera ve hindistancevizi yağının varlığını keşfedene dek... -... ben de öyle sanıyordum.
Oil up the hitch, make sure it's ready to go, and drain the waste water tank.
Yağına filan bakıp hazır et. Bir de kirli su tankını boşalt.
Work on the oil rigs over there.
Orda petrol kulesinde çalışıyorum.
You think someone at the oil company is trying to frame you, Mr. Loftus?
Petrol firmasındaki birisinin size komplo kurduğunu mu düşünüyorsunuz Bay Loftus?
If this oil worker didn't do it, then someone else on that bus may be trying to frame him.
Eğer bunu bu petrol işçisi yapmadıysa, O zaman o otobüste birisi ona komplo kurmuş olabilir.
That's a pretty good likeness. Imagine sitting for an oil portrait in this day and age.
Şu yaşta tüm gün resminin çizilmesi için poz verdiğini hayal et.
APPLAUSE ON TV The massive increase in the price of oil imposed by the Saudis had caused economic and social chaos in the West.
Suudiler tarafından dayatılan, petrol fiyatındaki devasa yükselme