Oiled machine traducir turco
73 traducción paralela
And to think before I met Becket, I was like you, a well oiled machine, for belching, whoring and punching heads.
Düşünüyorum da... Becket'le tanışmadan önce aynı sizler gibiydim. bir makine, sarhoşun teki... geğiren... zamparalık yapan ve kafa patlatan.
Well, we'll have a fine, new, well oiled machine in place of the old one, and this time we'll put the Normans into it instead.
Güzel, iyi yağlanmış yeni bir makinemiz olacak. Eskisinin yerini alacak, ve bu sefer bizim yerimize Normanları onun içine koyacağız.
Are we going to do this because we're spoiled and used to a comfortable, well-oiled machine?
Bizler bunu şımartıldığımız için mi yapıyoruz? Rahat ve iyi çalışan bir çarka alıştığımız için mi?
Please, Ginny, this is a well-oiled machine.
Lütfen, Ginny, bu gelişmiş bir makina.
This place is a well-oiled machine, my friend.
Burası iyi yönetilen bir yer.
The well-oiled machine.
İyi yağlanmış bir makine.
We need to work together like a well-oiled machine.
Tıkır tıkır işleyen bir makine gibi birlikte çalışmalıyız.
Because I'm going to run this country like a well-oiled machine
Çünkü bu ülkeyi yöneteceğim.
- Isn't this the well-oiled machine?
- Bu biraz karmaşık değil mi?
When you're a well-oiled machine, you exude danger.
Bir makine soğukluğunda değilseniz... tehlikedesiniz demektir.
- Before you know it, he'll have that engine room running like a well-oiled machine.
Siz ne olduğunu anlamadan o makine dairesini, iyi yağlanmış bir makine gibi çalışır hale getirecektir.
We began to function like a well-oiled machine.
Güzel yağlanmış bir makine gibi işlemeye başlarız.
This is a well-oiled machine!
Çok iyi işleyen bi makina!
The four on the board were a well-oiled machine. Alex was the Titanic.
Sörf tahtasındaki dörtlü iyi yağlanmış bir makine, Alex ise Titanic gibiydi.
A well-oiled machine.
İyi yağlanmış bir makine.
They're like a well-oiled machine... that's wound just a little too tight.
Onlar tıpkı iyi yağlanmış bir makina gibiler... sadece küçük bir dişli sıkışması oldu.
It's a well-oiled machine, this circle.
Çok iyi yağlanmış bir makine gibidir bu topluluk.
So, it's a well-oiled machine.
İyi yağlanmış bir düzenek.
For Shenaniganz to run like an efficient, well-oiled machine, it's a must that everyone act as a team.
Shenaniganz'ın etkili ve iyi yağlanmış bir makine gibi çalışması için herkesin takım olarak hareket etmesi çok önemli.
This production runs like a well-oiled machine and... sure that starts from the top but, I mean, we all love the show... the gaffers, the lighting guy, the medic, makeup, and the caterers.
Bu yapımda işler iyi yağlanmış bir makine gibi işler ve şüphesiz bu tepeden başlar, fakat, söylemek istediğim, hepimiz diziyi seviyoruz, elektrikçiler, ışıkçı çocuk, doktor, makyöz ve yiyecek içecek servisi yapanlar.
We are a well-oiled machine.
Tıkır tıkır çalışıyoruz.
We are a well-oiled machine.
Biz süper ikiliyiz.
We're like a well-oiled machine, you and me.
Seninle ikimiz sanki ço iyi yağlanmış bir makine gibiyiz.
The humphrey family thanksgiving dinner's a well-oiled machine.
Humphrey ailesinin Şükran Günü yemeği iyi yağlanmış bir makine gibidir.
Hey, my boy's a well-oiled machine.
- Zehir gibidir adamım. - Ya.
Charlie is a well-oiled machine.
Charlie zehir gibiymiş.
We're a champion team A well-oiled machine
Biz şampiyon bir takımız İyi yağlanmış bir makinayız
A campaign's like a well-oiled machine.
Kampanyam iyi yağlanmış bir makine gibi tıkır tıkır işliyor.
Crew like this runs like a well-oiled machine.
Bu tür gruplar, iyi yağlanmış bir makina gibi çalışır.
Ozzy usually prints it out, but I want everything running like a well-oiled machine for when you take over.
Genelde Ozzy kağıda döküm yapar. Ama sen işlerin başına geçtiğinde herşeyin bir makine gibi tıkırında gitmesini istiyorum.
you were mag * * * well, we certainly do make for a well-oiled machine.
Sen de muhteşemdin. Birlikte çok uyumlu çalıştığımız inkar edilemez.
... well-oiled machine.
-... iyi yağlanmış makine gibi.
'cause this is working like a well-oiled machine.
Yani iyi yağlanmış makina gibi iyi anlaşıyoruz.
A baby-making... but in a Platonic relationship... well-oiled machine.
Bir bebek yapıyoruz ama platonik ilişki çerçevesinde iyi yağlanmış bir makina.
Because you're not acting like ha of a well-oiled machine.
Çünkü bugünkü iyi yağlanmış makina gibi değilsin pek.
A well-oiled machine.
Bir petrol kuyusunda.
Body is a well-oiled machine.
Vücudu yağlanmış bir makine gibi.
Our study group was a well-oiled machine.
Çalışma grubumuz iyi yağlanmış bir makine gibi çalışıyordu.
We are a well-oiled machine.
Biz, iyi yağlanmış makine gibiyiz.
Kidsmas is a well-oiled machine with years of tradition.
Çocukoel'in yılların geleneğiyle tıkır tıkır işleyen bir düzeneği var.
You've come back to a well-oiled machine and you're welcome, by the way.
Güzelce yağlanmış bir makineye geri döndün... -... bir şey değil bu arada.
We're like a well-oiled machine, and we just get things done, and that's a great feeling when you're, you know, doing something that's important.
Biz tıkır tıkır çalışan bir makine gibiyiz, ve sadece işimizi yapıyoruz. Önemli bir şeyler yaptığında harika hissettiriyor.
A WELL-OILED MACHINE.
Bir makine iyi yağlanmış.
Let's use this night to send a message to the town that "The Spectator" is back to being a well-oiled machine.
Bu geceyi şehre bir mesaj göndermek için kullanalım ve onlara "Spectator" ın iyi yağlanmış bir makina olarak geri döndüğünü gösterelim.
But in that fight, we weren't exactly a well-oiled machine.
Ama o kavgada tam olarak birbiriyle uyumlu makine sayılmazdık.
I mean, this place is usually such a well-oiled machine.
Yani burası tıkır, tıkır işleyen bir makine gibidir genelde.
So this is what it's like being part of a well-oiled machine.
Şu anda eski bir makinenin tamamen yağlanmış hali gibi hissediyorum.
So, why, all of a sudden, are they a well-oiled machine?
Peki neden aniden, sarhoşlar mıydı?
A well-oiled, soulless machine.
Saat gibi çalışan ama ruhunu yitirmiş.
It's just keeping the machine oiled.
Devamlı makinenin yağlanması.
I kiss wot bots need kissing so your machine stays oiled.
Senin makinenin yakıtı bitmesin diye ne hengameler atlattım.