Olympus traducir turco
394 traducción paralela
I don't suppose it's important to you what I wear to the Olympus ball.
Olimpus Balosunda ne giyeceğim senin için önemli değil sanıyorum.
If it fits me, I'm gonna wear it to the Olympus ball.
Eğer bana uyarsa, Olimpus Balosunda giyeceğim.
A red dress to the Olympus ball?
Olympus Balosunda kırmızı elbise mi?
You know you can't wear red to the Olympus ball.
Olympus Balosunda kırmızı giyemezsin, bunu biliyorsun.
- For the Olympus ball?
- Olympus balosu için mi?
- You can't wear red to the Olympus ball.
- Olympus Balosun'da kırmızı giyemezsin.
Buck, you're taking me to the Olympus ball.
Buck, beni Olympus Balo'suna götürüyorsun.
You'll be back in time for the Mardi Gras and Olympus ball.
Mardi Gras ve Olympus Balosu'na kadar dönmüş olursunuz.
And that setting is of Mt. Olympus, the abode of the gods.
Sahne, tanrıların mekanı Olimpos dağıdır,.
Come with me to Mount Olympus.
Benimle Olimpos dağına gel.
I can see Olympus, and a breeze blows on me from beyond the earth.
Yepyeni hazlarla gözümün önündeki perdeyi kaldırıyor. Olympus'u görebiliyor dünyanın ötesinden esen rüzgârı hissedebiliyorum.
Now at last, I, I see Olympus and a light from its summit dote illumine me
# Olympus'u görüyorum nihayet # # Zirvesindeki nur aydınlatsın beni #
- Wilt thou lift up Olympus?
- Dağları yerinden oynatabilir misin?
A flatterer's would not, though they do appear as huge as high Olympus.
Bir dalkavuğun gözüdür o görmeyen kötülük dağlar kadar büyüse bile karşında.
You'll find thy place in Olympus next to the Gods of good.
İyiliği Olimpos'ta.. Tanrıların yanında bulacaksın.
Oh, an instant of time here on Mount Olympus but a long 20 years for King Pelias.
Olimpos'ta çok kısa bir süre bu. Ama Kral Pelias'a çok uzun gelecek.
Welcome to Olympus, Jason.
Olimpos'a hoşgeldin Jason.
Jason come to Mount Olympus at last.
Demek Jason nihayet Olimpos Dağı'na geldi.
Here we are at the top of Mount Olympus, and all you want to do is jump off.
Biz burada, Olimpos Dağı'nın zirvesine çıkmışken senin tek derdin atlamak.
Having dallied with the mortals, they return to Olympus.
- Tanrıların arabası - Ölümlülerle işleri bitti, Olimpus'a dönüyorlar
- So, this is Mount Olympus.
- Olimpus dağına el konuyor
Welcome to Olympus, Captain Kirk.
Kaptan Kirk Olympus'a hoş geldin.
We could have struck out from Olympus and destroyed.
Olympus'tan hamle yapabilir ve mahvedebilirdik.
All right, you can come down from Mount Olympus now.
Tamam artık Olympus Dağından in aşağı.
You think you're nothing and you walk around looking out over the world like Jupiter on Mount Olympus.
Kendini bir hiç sanıyorsun, ama dünyaya Olimpos dağındaki Jüpiter edasıyla bakarak yürüyorsun.
He is like a young god descended from Olympus, but he is surrounded by stupid, suspicious boars - a pack of them.
Eğer geri gelirse. Birkaç günlüğüne uzakta olacağını söyledi. En az 20 gün oldu.
One day, I'm sure, you'll be an Olympian god when I am only a dead king.
Bir gün ben, yalnızca ölü bir kralken eminim sen, Olympus tanrılarından biri olacaksın.
Olympus.
Olympus.
Let me show you how you'll be drawn up into Olympus.
Olympus'a nasıl çıkacağını sana göstereyim.
Never mind him, we'll give you pleasure such as the Gods enjoy... on Olympus oh warrior.
Ona aldırma, sana Olimpos Tanrılarının hoşlandığı gibi zevkler... vereceğiz ey savaşçı.
One of you will have to tell me which of these two piles of laundry... has been washed with Olympus, the Gods detergent.
İkinizden biri bana, bu çamaşırlardan hangisinin... Tanrıların deterjanı, Olympus ile yıkandığını söylemeli.
Much whiter, the gods do their washing with Olympus which washes whiter... and leaves your hands much softer.
Çok daha beyaz, Tanrılar en beyaz yapan ve ellerinizi yumuşacık bırakan... Olympus ile çamaşırlarını yıkarlar.
You must admit Olympus really does wash whiter and leaves your hands soft.
Olympus'un gerçekten daha beyaz yıkadığını ve elinizi yumuşacık bıraktığını kabul etmelisiniz.
In the morning, I put away my books on the cultural shelf... close up my Kodachrome snaps of Mount Olympus... touch my reproduction statue of Dionysus for luck... and go off to the hospital to treat him for insanity.
Sabah olunca, ben kitaplarımı rafa diziyorum... Olimpos Dağı'nın fotoğrafına bakıyorum... şans getiren şarap Tanrısı heykelinin basit bir taklidine dokunuyorum... ve ardından hastaneye gidip o çocuğun deliliğini tedavi ediyorum.
They believed in the gods of Olympus.
Olympus tanrılarına inanırlardı.
We've named it Mount Olympus.
Ona "Olimpos Dagi" adini verdik.
Bear witness, Zeus and all you gods of high Olympus!
Tanığım ol Zeus ve siz yüce Olimpos'un bütün tanrıları!
Acrisius has always shown devotion to the gods of Olympus!
Acrisius her zaman Olimpos tanrılarına bağlılık göstermiştir!
The gods of Olympus are mysterious, and their motives are erratic.
Olimpos'un tanrılarının neyi niye yaptıkları bilinmez.
Let great Zeus rage till even Olympus shakes.
İsterse yüce Zeus Olimpos'u bile titretecek kadar öfkelensin.
It's so lonely at the top of Olympus!
Olimposun tepesinde çok yalnız!
What do you use? A Canon E-X, and I just bought a little Olympus.
Cano EX, daha yeni bir tane Olympus aldım.
And what mortal could reach the summit of Mount Olympus and survive?
Hangi ölümlü Olimpos Dağı'nın zirvesine ulaşıp, hayatta kalabilir?
Do not come again to Olympus until bidden.
Davet edilmeden bir daha Olimpos'a gelme.
Like Bellerophon astride winged Pegasus yon foolish mortals dare encroach on sacred Olympus.
Bellerophon'un Pegasus'un üzerine bindiği gibi siz aptal ölümlüler kutsal Olimpos'a izinsiz girmeye çalıştınız.
So no longer like an eagle against the sky but as a worm crawling though the dirt does Lord Hades try to regain Olympus.
Demek gökyüzündeki bir kartala karşı sürünen zavallı bir solucan gibi Lord Hades Olimpos'u geri kazanmaya çalışıyor.
For once thou hast been cleansed by the fire from Olympus thou shalt be as a goddess at my side throughout eternity.
Bir defa Olimpos ateşinde yıkandığında sonsuzluk boyunca yanımdaki tanrıça olacaksın.
Now, this is truly Olympus.
Bu gerçekten Olimpos.
On Mount Olympus ran a race with Hercules
Olimpos dağında Herkülle yarıştım.
There'll always be a place at the table for you up on Mount Olympus.
Her zaman Olympos dağında senin bir masan olacak.
As in father of Apollo?
Olympus Dağı'ndaki Apollo'nun babası...