Ominous music traducir turco
62 traducción paralela
Whoever used to live here ruled. Heh, yeah. [Ominous music ] [ vehicle approaching]
80 yaşına geldiğim zaman çocuklarıma nasıl pizza yapılacağını öğreteceğim ve onlar soracak, "oh, pizza'yı nerede yaptın?"
( OMINOUS MUSIC ) ( APPLAUSE ) Thank you.
Bayım, Milyonlarca doğmamış bebeği ölümden kurtarmak için buradayız.
and now, what you've all been waiting for ( OMINOUS MUSIC PLAYING )
İşte beklediğiniz an.
Cue ominous music.
Uğursuz müzik.
"Hey, you're new, right?" Ominous music plays and odds are that the new girl is about the steal the princess's boyfriend or homecoming title.
"Hey, sen yenisin değil mi?" gibi bir şey söyler, sonrasında yavaş bir müzik girer ve muhtemelen yeni kız prensesin ya erkek arkadaşını ya da mezuniyet kraliçe ünvanını çalar.
( Ominous music )
( Uğursuz müzik )
Louie, how about some ominous music?
Louie, biraz iç karartıcı müzik açsana.
I don't like that he hired a band to play ominous music.
Meşum müzik çalan bir grup kiralaması hiç hoşuma gitmedi.
( ominous music )
( Uğursuz müzik )
( ominous music )
( uğursuz müzik )
ONE... both : TWO, THREE, FOUR, FIVE, SIX, SEVEN, EIGHT, NINE, TEN, 11, 12, 13, 14... [ominous music]
One... 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 11, 12, 13, 14 35, 36, 37.
[Ominous music] But after my third time in rehab, I finally traded drugs for Jesus.
Ama üçüncü kez rehabilitasyona gittikten sonra, nihayet uyuşturucuyu İsa ile değiştirdim.
[Ominous music] I remember the voice drawing me and calling me to the water.
Beni suya çağıran sesi hatırlıyorum.
There is ominous music playing, and there is an afghan over my head.
Uğursuz bir müzik çalıyor ve kafamda da battaniye var.
[Ominous music] - Your paper. - I know it was unsettling, but it wasn't real.
Matty olaylarını kapatmış olabilirdim ama nefret etiketleriyle dolu Pandora'nın kutusunu açmıştım.
( ominous music )
~ GERÇEK OLAYLARDAN ESİNLENİLMİŞTİR ~
[ominous music] ¶ ¶
♪ - ♪
- [exhales ] [ ominous music] ¶ ¶
♪ - ♪
[ominous music] - It's--it's happening again.
- İt's - yine oluyor.
[Ominous music] So? What do you think?
Ne düşünüyorsun?
[ominous music]
[Uğursuz müzik]
[machinery rattling ] [ bell dinging, machinery rattling ] [ ominous music]
[Makine sallıyor ] [ Çan sesi, makine sallıyor ] [ Uğursuz müzik]
( ominous music )
( Meşum bir melodi )
[ominous music]
Mızrak, saf kalpli birine ihtiyaç duyuyor.
At that moment, the music turns ominous once more.
O anda yine gerilim dolu bir müzik.
The music turns ominous.
Müzik gerilimle doluyor.
[hiss of steam ] [ ominous organ music] That yutz sounds just like Stretcho.
Bu sersem Strecho gibi geliyor.
The sound of ominous organ music indicating trouble ahead.
Yakında sorun çıkacağını bildiren uğursuz org müziği.
[Ominous instrumental music]
[Kaygı verici enstrümantal müzik]
[Ominous instrumental music heightens]
[Kaygı verici enstrümantal müzik hızlanır]
Rico, ominous background music.
Kowalski, lütfen dur. Hayır, ben olan beni değil.
[ominous music ] [ joints cracking ] ahh... [ spits]
Iıaahh... Benim!
♪ [bluesy music playing ] ♪ YES, ALL YOU YOUNG MEN [ ominous music ] [ knocks at door]
# Yes, all you young men
[Ominous music]
Ertesi gün ona sordum.
[Ominous music]
Onu temizlikçi kadın bulmuş...
[ominous music] - Uh, I gotta go.
Gitmeliyim.
And then she got attacked. [Ominous ambient music]
Sonra saldırıya uğradı.
[Ominous music]
Çeviri : Cem İltir twitter : @ cemiltir
( OMINOUS ORCHESTRAL MUSIC )
Çeviri :
[Ominous music plays ] [ Croaks] That frog's giving me the runaround.
Bu kurbağa benimle oyun oynuyor.
( Ominous music ) It's a lovely dress.
Çok hoş bir kıyafet.
( Ominous music )
İç.
[ominous music] - What are you doing?
- ne yapıyorsun?
[ominous music]
♪ - ♪
[ominous music] â ™ ª ( Sarah ) everything okay?
- Her şey yolunda mı?
[Ominous music plays] Looks like the girls split up.
Kızlar ayrılmış gibi.
[ominous music] Excuse me.
Affedersiniz.
I just need to motivate my employee a little more. [ominous music]
Ray!
[ominous music]
Legion'ın şekil değiştirmiş hali olduğunuzu mu?
[ominous music ] [ softly] He's a monster!
O bir canavar.
[ominous music ] [ whispering] Heavenly Father!
Göklerdeki babamız.
musical 26
music 1237
music to my ears 26
music stops 177
music playing 317
musician 46
musicians 70
music plays 42
music ends 17
music continues 98
music 1237
music to my ears 26
music stops 177
music playing 317
musician 46
musicians 70
music plays 42
music ends 17
music continues 98