Our money traducir turco
4,115 traducción paralela
It's where I buried our money.
Parayı buraya gömmüştüm.
I woke up having a panic attack that I was just like Frank and Monica taking our money, except I wasn't even getting high with it.
Panik atak geçirerek uyandim. Frank ve Monica'nin yaptigi gibi paramiza çöktüm, tek farkim uyusturucu için almis olmamdi.
Well, if you're gonna gamble our money, you should hold onto it, right?
Paramizla kumar oynayacaksan sende kalmasi lazim degil mi?
- She stole our money.
- Paramızı çaldı.
They only want our money.
Sadece paramızı istiyorlar.
He wanted to steal all our money.
Tüm paramızı çalmak istedi.
You were after our money.
Gözün paramızdaydı.
Put all our money into this trip.
Tüm parayı bu geziye verdik.
- Who's on our money, Joe?
- Paramızın üzerinde kim var, Joe?
I think of others when I use our money.
Paramızı harcarken diğer insanları da düşünüyorum.
Our money?
Paramız mı?
Is this what we've spent our money on?
Paramızı harcadığımız şey bu mudur?
If we knew it was this kind of nonsense our money was being spent on, we had withdrawn our financial support several years ago.
Eğer paramızın böyle safsataya harcandığını bilseydik finansal desteğimizi yıllar önce çekerdik.
Since companies want the best results, meaning our money, they have to offer something in exchange.
Şirketler en iyi neticeyi... i... yani paramızı almak istediklerinden karşılığında bir şey sunmalıdırlar.
Hey, I might have a way to solve our money problems.
Para problemini nasıl çözeceğimizi buldum galiba.
Where's our money?
Paramız nerede?
So far this city is a brilliantly designed machine for extracting all our money.
Şimdiye kadar bu şehir paramızı tüketmek için zeki bir makine gibi dizayn edilmiş.
You don't want our money, we'll spend it elsewhere.
Madem paramızı istemiyorsun biz de gider başka yerde harcarız.
Did you see our money?
Paraları gördün mü?
You lose all of our money.
Bütün paramızı kaybettin.
Like spending all our money down the pub with Dickie.
Dickie ile tüm paramızı barda harcamak gibi değil.
There's our money-makers.
İşte para makinelerimiz.
Nobody takes our money.
Kimse bizim paramızı alamaz.
A thousand dollars to him is like ten thousand of our money.
Onun binlerce doları, bizim on binlerce dolarımız gibi.
Our money.
Bizim paramız.
You don't want our money?
Bizim paramızı istemiyor musun?
He was going to take our money, so, yes, true!
Bizim paramızı alacaktı, yani, evet!
And why doesn't he want our clothes our our money or jewelry?
Peki neden kıyafetlerimizi, paramızı, mücevherlerimizi falan istemiyor?
We got shortchanged, she cursed a blue streak and got our money back.
Paranın üstü az verilmişti. Anneniz de ağzına geleni sayıp paramızı geri almıştı.
- You have all our money!
- Bütün paramızı var!
Dipping into our money again.
Yine paramızı yiyorlar desene.
Then you got our money.
Sonra paramızı vereceksin.
But it's up in the mountains, and it's actually affordable if we get our money out of this place.
Ev, dağda ve burayı satarsak parasını da çıkarabiliriz.
Well, you know, he'll probably just go locally, given our money and all.
Finansal durumumuzdan ötürü yakın bir yerlere falan gider muhtemelen.
Yeah, gotta do what I can with my sister stealing a bunch of our property tax money.
Hazir ablamiz emlak vergimizi asirirken elimden geleni yapmam lazim.
It could be worth some money, old man, we play our cards right.
- Doğru hamle yaparsak, iyi para edebilir.
What if he can get Ninagawa's money by leaking our location?
Sadece nerede olduğumuzu söyleyerek Ninagawa'dan para alabilecekse?
I am nothing if not world-class at showing my gratitude so we have checked you in to one of our company's executive luxury penthouse suites and your account has been credited with the amount of money that you lost.
Ve minnettarlığımı bana yakışır şekilde göstermek isterim... bu yüzden seni şirketimizin lüks çatı katı süitlerinden birinde misafir edeceğiz... ve sitemizde kaybettiğin parayı hesabına geri yatırdık.
We had all of our money in that fund and it's... it's gone, isn't it?
Gitti di mi?
We cannot have employees that are having financial troubles protecting our money. You get what I mean?
Sorun olması kötü anladın dim i?
He's a geriatric toddler throwing the most elaborate tantrums money can buy. And I for one am not gonna stand by and allow some lonely ridiculous person to derail our group's plans.
O yaşlı bir bunak paranın satın alabileceği en süslü tafraları yapıyor ve ben, kendi adıma, yalnızlık çeken saçma sapan bir insanın, planlarımızı bozmasına seyirci kalacak değilim.
The rest of us don't got money coming out our asses.
Geri kalanlarımız para sıçmıyor değil mi.
Our parish... we will collect the money. - I am sorry.
- Kendi aramızda yeterli parayı toplayabiliriz.
Your father has some money he wants to donate to our church.
Baban kilisemize biraz para bağışlamak istiyor.
We can split the money and go our separate ways and never look back, all right?
Parayı bölüşüp yollarımıza gideriz ve bir daha arkaya bakmayabiliriz.
I didn't have any money, and we had already opened our food.
Hiç param yoktu ve bizim yemeği zaten açmıştım.
I mean, that's the kind of money that could really change our whole lives around, and it's just going to sit in some government building.
Bu bütün hayatımızı değiştirebilecek miktarda bir para. Ve öylece gümrükten geçip gidecek.
And you're not having our food money to pour down your fat gullet, and that's that.
Hep aynı şeyi yapmana sinir oluyorum
So we pay these assholes a fuck-ton of our hard-fleeced money so they can sell us the same old antiquated bullshit about team building and leadership skills, repackaged as the future in corporate ingenuity.
Bunun için bu dallamalara ekip kurmak ve liderlik yetenekleri hakkındaki aynı eski demode zırvaları "kurumsal becerilerin geleceği" adı altında yeniden paketlenmiş olarak bize satabilsinler diye zar zor kırktığımız tonla paramızı veriyoruz.
It was part of our spending money for Florida.
Florida'da harcayacağımız paranın bir kısmıydı.
Increasing our military presence in Asia costs money, Governor.
İki yıl önce. Genel seçime 35 gün kala. Asya'daki askeri varlığımızı artırmamızın bir maliyeti var.
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
our marriage 34
our mother 40
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
our marriage 34
our mother 40