Parkinson traducir turco
396 traducción paralela
STURKA, HYDROGEN ARMAMENT.
Parkinson, Kimyasal Savaş.
And here, we have, to all appearances a classical example of paralysis agitans.
Görünüşe bakılırsa, şimdi de elimizde Parkinson hastalığının klasik bir örneği var.
I'm Hume Parkinson.
Ben Hume Parkinson.
It'll be Parkinson next.
Sıradaki Parkinson.
Parkinson!
- Parkinson.
Bet Parkinson next.
Eminim sırada Parkinson vardır.
Parkinson next.
Sırada Parkinson var.
Number 12, betty parkinson, seven to four on favorite
12 numara, Betty Parkinson, 4'e 7 favori.
Mrs. parkinson, number 12, going well there
Casey içeride. Bn.
Into mr. webster's from the co-op.
Parkinson hızla Bay Webster'a gitti.
From mrs. brown, mrs. atkins, mrs. parkinson
Atkins, Bn. Parkinson Bn.
Mrs. parkinson in third, mrs. rudd, mrs. colyer, mrs. warner
Parkinson üçüncü, Bn.
"P" could be Parkinson. lt could be Porter. lt could be....
"P"... Parkinson olabilir. Porte...
Parkinson, a little effort!
Parkinson, biraz daha çaba!
His name was Parkinson.
Adı Parkinson'dı.
I certainly have heard of old Parkinson,
Parkinson'ın adını geçmişte ben de duydum.
We have M.S., Tourette syndrome, Parkinson's disease some of them we have not got a name for.
M.S, Tourette sendromu, Parkinson hastalığımız var. - bazı hastalıkların adı bile yok.
Yes, for Parkinson's patients...
Evet, Parkinson hastaları için.
100 years would pass before modern neuropathology would allow us to locate the damage in the Parkinsonian brain.
Modern nöropatolojinin Parkinson'lu beyindeki hasarın yerini... - saptamamız için daha 100 yıl geçecekti.
With our development of the drug L-dopa, we can for the first time promise the Parkinsonian patient a more normal life by administering L...
Geliştirdiğimiz L-dopa adlı ilaçla, ilk kez Parkinson hastasına daha normal bir hayat sözü verebiliriz.
Do you think an extreme Parkinsonian tremor would appear as no tremor at all?
Sizce aşırı Parkinson titremesi hiç titreme olmaması şeklinde ortaya çıkabilir mi?
Imagine a patient with all the Parkinson symptoms accelerated.
Tüm Parkinson semptomları hızlanmış olsa.
All 30 cases had mild Parkinson's.
30 vaka da hafif Parkinson'luydu.
Leonard has Parkinson's disease?
Leonard'da Parkinson mu var?
No... His symptoms are like Parkinson's disease but then again, they are not.
Belirtileri Parkinsonunkilere benziyor, ama aynı değil.
I'm on L-dopa.
Parkinson olabilirim.
How about it, Parkinson?
Ne durumda, Parkinson mu?
Only thing deep with Parkinson are the holes in his ears.
Parkinsonun tek derin şeyi gözlerindeki deliklerdir.
We have a high standard of health treatment.
- Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklar konusunda uzmanlaşmaya çalışıyoruz. Yüksek düzeyde bir sağlık politikamız var.
He has Parkinson's disease.
Kendisi parkinson hastası.
Lieutenant, this is Tom Parkinson, our director of security.
Bu, güvenlik şefimiz Tom Parkinson.
Johnson, Parkinson here.
Johnson. Benim, Parkinson.
I just came from the lab, Mr. Parkinson.
Ben oradan geliyorum.
Find Cuthbert, Parkinson, whoever the hell's in charge, and clear out the museum.
Parkinson'ı ya da yetkiliyi bul.
- Wootton, Johnson, it's Parkinson. Where the hell are you?
Hangi cehennemdesiniz?
Wootton, Johnson, it's Parkinson. Where the hell are you?
Hangi cehennemdesiniz?
Is it Parkinson's?
Parkinson mı?
Their suffering is a given, and we all wish we could bring Kevin Parkinson back, but lawsuits unfortunately do not do that.
Bir yargıcın karşısına çıktım itirafın anayasal nedenlerle atılması gerektiğini savundum. Yargıç kitabına göre hareket etti. Suçlu olduğunu bildiği halde.
- Dude, she's got Parkinson's Disease.
Ahbap, bu komik değil. Parkinson hastası o.
- They diagnosed it as Parkinson's.
- Parkinson belirtilerine benzetiyorlar.
Parkinson, and that's the onely name you need to remember.
Ve o da benim. H. McLeen Parkinson.
This same technique also allows us to treat and cure far more distressing conditions, such as congenital blindness, deafness, even severe neurological conditions, such as Alzheimer's, Parkinson's, epilepsy.
Aynı teknik bize tamiri daha zor bozuklukları düzeltme imkanı veriyor, mesela kalıcı körlük, sağırlık, hatta sinirsel bozukluklara bile, mesela Alzheimer, Parkinson, Sara.
If it's Wolff-Parkinson-White, adenosine could put him into V-fib.
Parkinson-White sendromuysa Adenosine, V-fibrilasyona girmesine neden olabilir.
My mother's had Parkinson's for 15 years.
Annemde 15 yıldır Parkinson var.
- Maybe the Parkinson's is worse?
- Belki de, Parkinson ağırlaşıyordur.
It's probably the Parkinson's.
Parkinson'dan olsa gerek.
Exacerbation of Parkinson's.
Parkinson seyrinde artış.
She's out of mr. casey's, into mr. parkinson's.
Colyer zayıf startını toparladı.
- Either that, or I've developed Parkinson's.
- Ya korkmuyorum ya Parkinson oldum.
- Well, it seems that that imbecile Parkinson made good on his promise.
Görünüşe bakılırsa embesil Parkinson yine iş başında.
Control, this is Parkinson.
Kontrol, burası Parkinson.