Pay close attention traducir turco
170 traducción paralela
Pay close attention.
Dikkat edin.
You pay close attention.
Kulağını iyice aç.
Now, pay close attention.
Şimdi, dikkatinizi verin.
And, now, pay close attention.
O andan itibaren çok dikkatli izle.
Pay close attention to my sword stroke.
Kılıç hareketlerime çok dikkat et.
Now... pay close attention.
Şimdi, dikkatle izle.
And now you pay close attention.
Şimdi dikkatle dinle.
Even those who pay close attention to politics... probably saw Hal Phillip Walker and his Replacement Party... as a bit of frost on the hillside... summer, if not late spring, would surely do away with all that.
Politikayı yakında takip edenler bile herhalde Hal Philip Walker ve Değişim Partisini biraz zayıf buldu. Yaz dönemi, hatta ilkbaharın sonu bu durumu halledecek.
The rest of you pay close attention.
Geri kalanınız dikkatlice dinleyin.
And in particular, pay close attention to the physical world.
Özellikle de dikkatinizi fiziksel dünyaya verin.
Pay close attention.
Dikkatini ver..
Now pay close attention.
O zaman şimdi iyice bakın.
There's another rule around here, and I want you to pay close attention.
Bu evde bir kural daha var, buna çok dikkat etmelisiniz.
# # So I suggest you pay close attention to the words to this song # #
# Bu şarkının sözlerini dikkatle dinle #
Watson, pay close attention.
Watson, pür dikkat.
As we prepare for departure, we ask that you pay close attention...
Kalkıştan önce birkaç şeye dikkatinizi çekmek...
All right, Dad, pay close attention.
Pekala baba, çok dikkatli izle.
- Pay close attention to this.
Sizi sıkan başka bir şey mi var Bay Başkan?
Now, pay close attention, Mr. Penn.
Şimdi çok dikkatli izleyin Bay Penn.
Pay close attention.
Dikkatle dinle.
# Cause it's way too serious so you gotta pay close attention #
* Çok ciddi bir iş olduğundan * * pürdikkat olmalısın *
Pay close attention to the character of Inspector Javert... the French policeman who spends 20 years chasing a man for stealing a loaf of bread.
Müfettiş Javert karakterine dikkat edin. Bir somun ekmek çalan bir adamı takip etmek için 20 yılını harcıyor.
You're not gonna want to miss it, so pay close attention.
Dikkatini bana ver. Çünkü bunu kaçırmak istemeyeceksin.
Pay close attention. The perfect Windsor is an art.
Kusursuz bir Windsor bağı bir sanattır.
'Pay close attention.
Dikkatli dinle.
The California Curse strikes you like a disease the minute you set foot in Hollywood, so pay close attention.
Kaliforniya Laneti, Hollywood'a ayağını bastığın anda başına bir felaket gelmesine sebep olur. O yüzden çok dikkat et.
Pay close attention to the bride and Rev. Compton.
Gelinle, rahip Compton'a iyice dikkat etmenizi istiyorum.
While I can't disclose his name to the public if he's listening to this right now it's my wish for him to pay close attention as I impart this thought : 'Petty self-interest...''... can hurt the feelings of others.'
Bu kişinin ismini veremem ama eğer dinliyorsa, bu bencilliğinin, birisini çok sıkıntıya soktuğunu bilmesini isterim.
Now pay close attention...'cause I'm only gonna say this once.
Dikkatli dinleyin. Çünkü bir daha tekrarlamayacağım.
WARNER : Pay close attention to the fracture pattern of the ribs.
Kaburgaların kırılma şekline bak.
One must pay close attention to poultry.
tabi şiirle yakından ilgilenmiyorsan.
And interns do a lot of fact checking, so pay close attention.
Ve stajyerlerin en çok yaptığı şey bilgi onaylama kısmıdır, buna önem gösterin.
Now, you'll all want to pay close attention to this next batch of slides.
Şimdiki slaytlara olanca dikkatinizi vermenizi istiyorum.
And please pay close attention to the more sensitive students
Ve lütfen hassas öğrencilere karşı daha dikkatli olun.
They pay close attention to the situation... and in the end they'll decide what happened... in order to fit their agenda.
Vaziyete çok dikkat ederler ve sonunda gündemleriyle uyuşacak şekilde karar verirler.
Don't worry about them. Pay close attention to what I tell you to do.
Onlarla ilgilenmeyin, benim ne dediğime çok dikkat edin.
Pay close attention to what'you say.
Söylediklerine dikkat et.
Now pay close attention.
Şimdi çok dikkatli dinleyin!
I mean, you have to pay close attention and really listen to what she says with an open mind,... some guys that actually keep a small notebook handy, and whenever they notice something important to the girl...
Yani, çok dikkatli dinlemelisin ve tarafsız bir şekilde onun söylediklerini dinlemelisin elinde küçük bir not defteri tutan bazı adamlar ve kızlar için önemli bir şeyin farkına vardığı zaman...
If you're not as close to him as you'd like to be... maybe this is one way of making him pay attention.
Seni istediğin kadar çok sevmiyorsa... onun dikkatini çekmenin yolunun bu olduğunu düşündün belki de.
Please pay close attention.
Lütfen özel dikkat gösterin.
I want you to pay real close attention'cause I'm only gonna say this once.
Çok dikkatli dinlemenizi istiyorum çünkü sadece bir kez söyleyeceğim.
Dodge : pay attention, stay close.
Dodge, dikkatli ol ve uzaklaşma.
I want you to pay very close attention to what I say.
Söyleyeceğim şeyi çok dikkatli dinle.
Pay attention to every detail, big or small. We're close.
Her ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum, büyük veya küçük.
Scuttle, I need you to pay very close attention.
Scuttle, çok dikkat etmene ihtiyacım var.
They pay very close attention.
Gerçekten çok ilgililer.
I want you to pay very close attention.
Çok dikkatli dinlemeni istiyorum. - Neyi?
Well, I don't pay that close attention to your body, Tony.
Senin vücuduna fazla bakmadığım için Tony.
Listen up, people! Pay close attention.
Dinle.
I would like all of you to pay very close attention to this... demonstration.
Hepinizin bu gösteriyi tüm dikkatini toplayarak izlemesini istiyorum.