People talk traducir turco
3,819 traducción paralela
I've heard many people talk about him.
Birçok kişinin onun hakkında konuştuğunu duydum.
Blessing, those words on you, they sound like things that people talk about at church.
Blessing, üzerinde yazan kelimeler kiliseye giden insanların üzerinde durduğu kelimelere benziyor.
But, uh, people talk, you know.
Fakat, insanlar konuşur, biliyorsun.
People talk about lack of empathy, but we all have limits to our empathy.
İnsanlar empati eksiliğinden bahseder ama empatimizi sonuna kadar kullanırız.
Look, people talk.
Bak, insanlar konuşur.
People talk to pass the time.
İnsanlar zaman geçirmek için konuşur.
I hear people talk about regret', but I haven't got any.
İnsanların pişmanlıklarını duyuyorum. Ama ben hiç pişman değilim.
People talk.
İnsanlar konuşur.
I thought my prayers were answered when I saw a bright, white light. Just like old people talk about.
Tıpkı ihtiyarların bahsettiği gibi parlak, beyaz bir ışık görünce dualarım kabul oldu dedim.
Why do people talk on the phone like that?
İnsan neden telefonda öyle konuşur yahu?
But people talk, and especially in a small town.
Ama ağzı olan konuşuyor, hele ki böyle ufak bir kasabada.
You know, people talk about a lack of patriotism in our country.
Ülkemizde vatanseverliğin öldüğünü düşünen insanlar yanılıyorlar.
- Oh, God. - People eat a lot of feta and olive oil... And they act all happy, but they actually talk about how angry they are...
Herkes bol bol beyaz peynir ve zeytinyağı yiyor, mutluymuş gibiler ama esasen kızgın olduklarından söz ediyorlar, bu kafamı karıştırıyor.
The kind of concert that people will talk about years from now, kick themselves for missing.
Milletin yıllarca hakkında konuşacağı, kaçıranların dövüneceği bir konser.
People will talk.
İnsanlar başlar konuşmaya.
So I just want to prove to him that people like us can still do all the normal stuff we used to - you know, like, go for dinner, talk about nothing...
Bizim gibi insanların eskiden yaptığımız normal şeyleri yapabileceğini ona kanıtlamak istiyorum. Yemeğe çıkmak olsun, havadan sudan konuşmak olsun...
People want to talk, and they don't want to listen.
İnsanlar konuşmak istiyor, onlar da dinlemek istemiyor.
Which means she's still alive because dead people only talk on the phone in movies.
Bu da demek ki, o hala hayatta, çünkü ölü insanlar sadece filmlerde telefonda konuşurlar.
People will talk about us in the same way after a 100 years.
Bunu başardığımız zaman, aradan yüzyıl geçsede insanlar bizden bahsedecek.
Yeah, you see, you talk to people about freedom and justice, they don't listen, but put their bus fare up by a penny, that they care about.
Evet, biliyorsun, insanlara özgürlük ve adaletten bahsettiğinde dinlemiyorlar ama otobüs ücretine bir kuruş zam yapılmasını umursuyorlar.
For the first time since apartheid began, the government here is beginning to talk about the need for reform, and among ordinary white people, feelings now range from bewilderment to anger to fear.
Irkçı politika başladığından beri ilk kez hükümet reform ihtiyacını konuşmaya başlıyor ve sıradan beyazların duyguları şaşkınlık ile öfke ve korku arasında değişiyor.
My mother told me not to talk with people we do not know
Annem yabancılarla konuşmamamı söyledi.
Me and my team talk people into thinking they really need us... Just enough to sell them some more.
Ben ve takımım insanlarla onların kendisini daha fazla satabilmeleri için bize muhtaç olduklarını düşünmelerini sağlayacak kadar konuşuruz.
- People that talk about them, They don't understand a lot of it.
Onların hakkında konuşan insanlar aslında olayı pek fazla anlamıyorlar.
I mean we always talk about the orange people because they're tanned.
Yani her zaman bu turuncu insanlar hakkında konuşuruz çünkü hepsi esmerdir.
Why do I get the feeling that half the reason you talk to me is the way people look at you when you're talking to me?
Neden içimde benimle konuşmanın yarı nedeninin insanların benimle konuşurken sana bakma şekli olduğuna dair bir his var?
Well you're gonna have to talk to a lot of people about it.
Bunu birçok insanla konuşman gerekecek.
Or, uh, are you supposed to diagnose other people in front of me? Do you... would you rather just talk about me?
Ya da, farklı insanlara benim önümde teşhis koyman gerekir mi?
People will talk about me in local trains.
İnsanlar benim hakkımda ve yerel trenler ile ilgili konuşacak.
I've got to go talk to some normal people.
Normal insanlarla biraz konuşmalıyım.
Even though you cannot sit, at least you can talk with people and everything.
Oturamıyorsun belki ama en azından insanlarla sohbet edebiliyorsun.
Hey, I got some people I want to talk to - - might have some information about the NBKs.
Konuşmak istediğim bazı insanlar var. NBK ile ilgili bilgileri olabilir.
I've got loads of people I can talk to.
Konuşabileceğim bir çok kişi var.
Well, maybe I got a death wish, but I'd like to talk to your people.
Ölmeyi arzuluyor olabilirim ama seninkilerle konuşmak istiyorum.
We don't need to go and publicise the fact, but once we start digging, people will start to talk.
Bulguları kamuya açıklamayız... -... ama araştırdıkça... - İnsanlar konuşmaya başlayacak.
Don't talk to weird looking people.
garip insanlarla konuşma.
People will start to talk.
İnsanlar konuşmaya başlayacak.
Do people still talk about such things this idiotic century?
Bu malca yüzyılda insanlar hala bundan bahsediyor mu?
People round here talk.
Buradaki insanlar konuşur.
People love it when I talk about my body.
İnsanlar vücudumla ilgili konuşmamı sever.
People do not wanna hear you talk about your body.
İnsanlar vücudunla ilgili konuşmanı izlemez.
The same Military that killed its own people? Talk some sense into your Brotherhood friend.
Bu devrimi Kardeşlik yaptı.
They're really good people, and I think you should talk to them about what you're going through with Marcus.
Gerçekten iyi insanlar, bence onlara Marcus'tan bahsetmelisin.
You gonna have your mom go around... and yell at all these people and burn a bunch of bridges, or are you gonna talk to your Reubens, your Karens, your lemon lady? What are you guys gonna do?
Ne yapacaksınız peki?
Be out there and talk like normal people?
Niye diğerleri gibi konuşamıyoruz?
Every time I talk, I open my mouth, people laugh.
Ne zaman ağzımı açsam insanlar gülmeye başlar.
Can we not talk about those people?
O insanlar hakkında konuşmasak olur mu?
Did you talk to the people who found the body?
Cesedi bulanlarla konuştun mu?
People say I should talk about it, but not with you.
Çevremdekiler bunun hakkında konuşmam gerektiğini söylüyor, ama seninle değil.
They're the last people I'd talk to!
Onlar çalacağım son kapı olur.
But... people need to be able to talk about the stuff they've been through.
Ama... insanlar yaşadıkları şeyler hakkında konuşabilmeli.
talkies 34
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to me 2348
talk to you tomorrow 30
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to me 2348
talk to you tomorrow 30
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk me 19
talk to my lawyer 20
talking about me 21
talk to your father 18
talk me through it 21
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk me 19
talk to my lawyer 20
talking about me 21
talk to your father 18
talk me through it 21