English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Perfect

Perfect traducir turco

46,079 traducción paralela
- Perfect.
- Mükemmel.
I wanted to get rid of it, so it's perfect.
Ondan kurtulmayı dört gözle bekliyordum, mükemmel.
It seems perfect.
Bence mükemmel.
Perfect.
Mükemmel.
"At first, everything was perfect until I fell pregnant."
İlk başta her şey güzeldi, hamile kalana dek.
Perfect!
Harika!
- Too perfect.
- Fazlasıyla harka.
Oh, perfect.
Mükemmel.
Perfect place for a little turd.
Küçük bir çoban için mükemmel bir yer.
Perfect timing.
Mükemmel zamanlama.
"Is the perfect example of a local hero."
"Yerel bir kahramanın mükemmel bir örneği."
This is the perfect plan.
- Mükemmel bir plan ama.
You know, Logan... this was, without a doubt... the most perfect night I've had in a very long time.
Biliyor musun Logan? Bu kesinlikle çok uzun zamandır geçirdiğim en harika geceydi.
That we could use those products to perfect ourselves.
Bu ürünleri, kendimizi mükemmelleştirmek için kullanabilirdik.
Fun fact number one, in the 8th century, an arab chemist turned arsenic powder into an odorless and tasteless form, making it the perfect murder weapon for unwanted relatives.
Eğlence gerçeği bir numara, 8. yüzyılda bir Arap kimyageri Arsenik tozu kokusuz ve tatsız bir şekle dönüştürdü, Istenmeyen akrabalar için mükemmel bir cinayet silahı haline getirir.
My perfect creation, you will fix it.
Sen benim en mükemmel eserimdin.
Does it seem too perfect?
İnanılmaz mı geldi Poppy?
Perfect. You have another job.
Getirişin iyi ama alışının üstünde çalışman gerek.
Look, it's perfect for you.
Senin için mükemmel, değil mi?
It's perfect.
- Bu mükemmel.
I feel this is the perfect distance to shoot, Mr. Majmudar
Ateş etmek için en iyi mesafe olduğunu hissediyorum, Bay Majmudar.
Now you're perfect.
Şimdi kusursuz oldun.
It's perfect.
Harika.
- All perfect.
- Harikaydınız.
And Lily was living, breathing, perfect cement.
Lilly de yaşayan, nefes alan, kusursuz bir bağdı.
That's perfect, right?
Mükemmel değil mi?
It's perfect.
Çok uygun.
I mean, obviously because of Lily and everything, but then on top of that, you're perfect.
Yani tabii ki Lilly ve diğer şeyler yüzünden ama bunun üzerine sen mükemmelsin.
All I could find was like, sorority princess, perfect, perfect, perfect...
Bulabildiklerim kaldığı kız yurdunda prensesmiş. - Mükemmel, mükemmel, mükemmel.
- Perfect.
Mükemmeldi.
And if you're here, it's so perfect.
Ve burada olursan harika olur.
It's really perfect, right?
Bu... Bu mükemmel değil mi?
You spend a year searching for the perfect donor, and you find someone that's anonymous and perfect, but when you start looking for a surrogate you ask the runaway in your guest house.
Mükemmel bağışçıyı bulmak için bir yılını harcadın sonunda anonim ve mükemmel birini buldun. Ama taşıyıcı aramaya başlayınca gidip misafir evindeki bir kaçaktan istedin.
- I think it's perfect.
Bence mükemmel.
She wanted it to be perfect.
Mükemmel olmasını istiyordu.
Dads are not always perfect, huh?
Babalar her zaman mükemmel değil, ha?
Perfect opportunity, and look at that one - she's smiling.
Mükemmel bir fırsat ve şuna bak, gülümsüyor.
Well, being... being so perfect.
Böyle mükemmel olarak.
I love it oh it's perfect it's very old-school did someone just say old school!
- Resmen bayıldım aahh Mükemmel tam eski usül Yoksa biri eski usül mü dedi!
So, you just make it up, and it's perfect.
Sorunla yüzleşmiş ve kafanda çözmüşsün, harika.
It's perfect!
Bu harika!
Beautiful, perfect.
- Çok güzel, mükemmel.
Your mind has created the perfect metaphor.
Zihnin mükemmel bir metafor yarattı.
And three is the perfect number.
Üç, mükemmelliğin sayısıdır.
Life was perfect.
Hatta mükemmeldi.
- Perfect!
- Harika!
I'm going to write the perfect memo.
Mükemmel bir bildiri yazacağım.
Now it's perfect.
Şimdi tam oldu.
Eugenia is practically perfect in every way.
Eugenia her açıdan mükemmel bir bakıcıdır.
Perfect quiet.
Tam sessizlik.
This is perfect listen, thanks everyone for...
Hayır Major. Böyle harika

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]