Person job traducir turco
413 traducción paralela
I was putting away my ironing board, which is normally a two-person job...
Yaralanma var mı? Ütü masasını kaldırıyordum, ki bu iki kişilik bir iş..
That sounds like a two-person job.
İki kişinin yapabileceği bir iş bu zaten.
Person or persons unknown did the job, and it's my job to see that they don't stay unknown.
Bilmediğimiz kişi veya kişiler ve benim görevim onları açığa çıkarmak.
I don't think that person can do a good job.
Onun iyi çalışacağını sanmıyorum.
Gee, makes a person afraid to go out on a job.
Tanrım! insanları işe gitmeye korkutur
- Every person is already doing a job.
- Her insan zaten bir iş yapıyor.
I have the results here... of all the interviews and the aptitude tests that you took last week... and from them we've built up clear impression of the person you are... and I think I can say without fear of contradiction... that the ideal job for you is accountancy.
Sonuçlar burada. Tüm mülakatlarınız, geçen hafta girdiğiniz yetenek testlerine bakarak sizin kişiliğiniz hakkında oldukça kesin bir izlenim edindik ve kesin olarak söyleyebilirim ki sizin için en ideal iş muhasebecilik.
Moreover, you're the only person I can think of, who is capable of doing this job.
Dahası bu işi yapabilecek kapasitede olduğunu düşündüğüm tek sen varsın.
When Job had lost everything, everything a person can lose, neither more nor less, he lay in a cabbage patch.
Job her şeyi kaybedince bir insanın kaybedebileceği her şeyi ne eksiği ne de fazlası lahana yetişen bir toprakta uzandı.
I don't even know how a person would get a job-
Nasıl olacak anlamıyorum.
This job requires a person with the male persuasion.
Bu iş için ikna yeteneği olan bir erkek gerekiyor.
Are you sure I'm the right person for this job?
Bu iş için doğru insan olduğuma emin misiniz?
You look like a person with a job that starts with "p".
Sende yaptığı iş'F'harfiyle başlayan bir insan havası var.
Even if there was someone here who was here just one day longer than you, I wouldn't ask that person to partake in such a miserable job as long as you were around.
Senden sadece bir gün fazlası olan... biri olsaydı bile... bu korkunç işin içinde yeralmasını isteyemezdim... sen burada olduğun sürece.
You see my life is really... You know how a normal person gets up and goes downstairs and eats breakfast and kisses somebody good-bye, and goes to a job, and, you know... All right, listen.
Gördüğün gibi hayatım gerçekten karmaşık.
The only person who would take this job is someone with nothing to lose then the question becomes what would we want with him?
İşi üstlenecek tek insan, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insandır. Ondan sonra ortaya çıkacak soru şu :
I took this job because I only had to cook and clean... For one person and one dog!
Bu işi aldım çünkü sadece tek bir kişiye ve bir köpeğe hizmet edeceğimi sandım.
Look, Counsellor... I just feel that I am not the right person for this job.
Bakın Danışman... ben bu iş için doğru kişi olmadığımı hissediyorum.
I-I thought you wanted to get a job before you settled down... so you could earn money and be your own person.
Evlenmeden önce iş bulup, kendi ayaklarının üzerinde durmak için para kazanmak istemiyor muydun?
He was a very creative person and could make another film and could do another job and earn his living and provide for us.
Çok yaratıcı bir kişi olduğu için başka bir film çekebilirdi. Başka bir iş yapabilirdi. Hayatını kazanıp bize bakabilirdi.
Charlie, I can tell you're the right person for the job.
Charlie, görünüşünden bu iş için uygun kişi olduğun anlaşılıyor.
I know I'm in the minority, being the only living person here, but I do have a life and I have a job that I occasionally go to.
Biliyorum azınlık benim, yaşayan tek insan benim, Ama benim de bir hayatım var ve düzenli olarak gitmem gereken bir işim.
I'm the best person for the job.
Bu iş için en mükemmel kişi benim.
I assume Riker chose me because I'm the best person for the job.
Binbaşı Riker'ın beni bu iş için en iyisi olmam nedeniyle seçtiğini düşünüyorum.
With your current situation, you have a job, take care of a child take care of an elder person, and deal with your divorce?
Senin şu anki haline bakınca, işe girdin, bir çocuğa bakıyorsun bir yaşlıya bakıyorsun, üstüne bir de boşanma işlerin. Hangi biriyle uğraşacaksın?
It takes a special kind of person to do this job.
- Bu şekilde yapabilmek için özel bir insan olmalı.
They'll just do the job, and then they will drop at a predetermined time... to a predetermined person at a predetermined place.
Sadece işlerini yaparlar. Önceden belirlenmiş bir zamanda, önceden belirlenmiş bir kişiye önceden belirlenmiş bir yerde teslim ederler.
I could be married to a totally different person with a different job.
Tamamen başka birisiyle evlenebilirdim ve başka bi işim olabilirdi.
But you're the only person who knows Bacchus well enough to do the job.
Ama sen işi yapmak için Baküs'ü yeterince iyi tanıyan tek kişisin.
You can give up on yourself and take the Barney-guarding job - like so many of us have contemplated in our darkest moments - or you can admit to yourself there's only one person that can make you happy... and do whatever it takes to get them back!
Kendinden vazgeçip Barney'e göz kulak olmak hepimizin kötü zamanlarında yapmayı düşündüğü gibi ya da burada seni mutlu edebilecek tek kişinin kendin olduğunu farkedip ne gerekiyorsa onu yapmalısın.
We were really looking for a more sincere person... for the job, as it demands a lot of responsibility.
Gerçekten çok fazla sorumluluk gerektiren bu iş için daha samimi birini arıyoruz.
And I understand you're a somewhat abnormal person with a somewhat abnormal job.
Ve senin anormal bir işi olan anormal bir karakter olduğunu kabul ediyorum.
I'm lucky that those hands belong to a true believer With the patience, endurance and perseverance that you learn you're the best person to carry out this job
Şanslıyım ki şu eller sabırla, tahammülle ve azimle öğrendiğiniz gibi gerçek bir mümine ait.
The captain once told me, "The person is expendable, the job is not."
Bir seferinde kaptan bana "insanlar geçici, görev kalıcıdır" demişti.
"Why would such a person stay in such a demeaning job just because it's remotely related to the field they're interested in?"
"Niye biri kendisini küçük düşüren bir işte devam eder?" "İstedikleri alanla biraz olsun yakın olduğundan mı?" diye düşünüyorum.
You are the perfect person for the job.
Sen bu iş için biçilmiş kaftansın.
I'm a fully-employed person Who just happens not to have a job right now,
Sadece şu an için işi olmayan bir kişiyim.
He'd watched me argue a case in court said I was the only person for the job.
Mahkemede beni savunma yaparken seyretmiş. İşe uygun tek kişinin ben olduğumu söyledi.
When it appeared that she had received enough electricity to kill an ordinary person and had received the exact amount that had killed her husband, the doctors went over and pulled down the cheap prison dress, a little dark green printed job, and placed the
Görünüşe göre sıradan bir insanı öldürmeye yetecek miktarda elektrik verildiğinde, eşini öldürenle aynı miktarda elektriğe maruz kaldığında, doktorlar yanına giderek hafif koyu yeşil renkteki üzeri yazılı, ucuz hapishane kıyafetini sıyırarak...
I just wanted to do my job, and live my life like any normal person, but instead you've made everybody focus on my handycap all week long.
Sadece mesleğimi yapmak, normal bir insan gibi hayatımı sürdürmek istiyordum, ama bütün hafta herkesi hastalığıma odakladınız.
Because I know you'd never take that tone with a person who just granted you a $ 90 million job I'll pretend you didn't say that.
Sana 90 milyon dolarlık iş veren biriyle bu ses tonunda konuşmayacağını bildiğim için bunu söylemediğini varsayacağım.
Think you're the only person up here out of a job?
Buradaki tek işsiz sen misin?
You're the best person for the job, but I'll assign it to Chakotay if...
Sen işinde en iyisin ama eğer İstemezsen Chakotay'a vereceğim...
Colonel Kira is the best person for the job.
Albay Kira bu iş için en uygun kişi.
Old Uncle, it's too big a job for one person
Koca Dayı, bu tek kişinin yapabileceği bir iş değil.
I need the best person for the job.
Bu iş için en iyisine ihtiyacım var.
The last person I know that believed that is in a coma right now because she had so much fun on the job.
Buna inanan son kişi, işini yaparken çok eğleniyordu. Şu anda da hâlâ komada.
And, what was the person's name that got that job?
İşe alınan kişinin adı neydi?
Before you told me that if I decided to write the recommendation that I was the right person for the job.
Daha önce, eğer tavsiye mektubunu yazmaya karar verirsem bu iş için doğru kişi olduğumu söylemiştin.
I'm the right person for the job, Vote for me,
Bu iş için doğru kişi benim, bana oy verin.
Not because you're a big guy or you--you have a job, but because of the person you are.
Nedeni de iri bir adam olman ya da işin olması değil. Sen bu insan olduğun için. ben bir erkeksin.
jobs 131
jobe 86
job well done 45
job done 60
person 199
personal 201
personnel 34
personality 39
persons 27
personally 1142
jobe 86
job well done 45
job done 60
person 199
personal 201
personnel 34
personality 39
persons 27
personally 1142