Personality traducir turco
3,914 traducción paralela
Recently Leslie pointed out that sometimes when I date someone, I kind of adopt that person's personality.
Geçenlerde Leslie'nin de dikkat çektiği üzere birileriyle çıktığım zamanlarda bazen o kişinin karakterine bürünüyorum.
The heart was considered to be the center of the soul and the personality.
Kalp, ruh ve kişiliğin merkezi olarak kabul edilirdi.
'Saz has got an interesting personality.'
'Saz'in ilginç bir kişiliği var.'
Maybe the UnSubs picked them based on their personality type.
Belki de zanlılar onları kişilik özelliklerine göre seçtiler.
For your girlfriend... Not really about personality...
Sevgilin için kişisel değil gerçekten...
And because of his personality, you're not the only one who yells at the door.
Ve bu kişiliği yüzünden kapıda bağıran tek kişi sen değilsin.
She just has a lively personality...
Onun çok canlı bir kişiliği var...
Eun Gyeol and I are different, so his personality is very good.
Eun Kyul ve ben farklıyız, bu yüzden onun kişiliği çok iyi.
And to help me, I'm pleased to introduce Internet personality, former star of Star Trek :
Bana yardımcı olması için de, karşınızda İnternet şahsiyeti Star Trek :
The women with 2nd name "Thief", talented at unrequited love, and bold personality.
Göbek adı "hırsız" olan, karşılıksız aşık olmada yetenekli ve de pervasız kişilik.
His personality is getting worse and worse.
Kişiliği giderek daha da beter oluyor.
With her personality and Rok's luck with women, that couple should've broken up 100 times already if they were really going to break up.
Yengenin kişiliği ve Rok'un kadınlardan yana şansıyla gerçekten ayrılacak olsalardı, o çiftin şimdiye 100 kere ayrılması gerekirdi zaten..
Is your personality becoming like Do Jin because you're living together?
Beraber yaşadığınız için mi kişiliğin de tıpkı Kim Do Jin'e benzedi?
My personality is like my mom's.
Benim kişiliğim anneme benzer.
Out of all the woman I've met, you're the shortest, have the worst personality, the oldest, and the most uncute woman.
Tanıdığım tüm kadınlar içinde en kısası ve huyu en çirkin olanı sensin en yaşlısı ve en sevimsizi de sensin.
I expected him to with Kim Do Jin's personality.
Kim Do Jin'in kişiliğine bakarsak, beklerim bunu ondan.
Even though you have a bad personality and are old, despite all of your flaws, you're really addictive.
Kötü bir kişiliğe sahip ve yaşlı biri olsan da,... bütün kusurlarına rağmen bağımlılık yapıyorsun valla.
Do you think that I liked you just because of your inner soul, outer apperance, and personality?
Senden sadece iç güzelliğin, dış görünüşün ve kişiliğin için mi mi hoşlandım sence?
No. Repurposing is cruel, leaves little of the personality intact.
Hayır, kişiliğin bozulmadan değişiklik olmaz.
I'm really working on that side of my personality.
Kişiliğimin o yönü üzerinde gerçekten çalışıyorum.
Do you know he has rage issues and borderline narcissistic personality traits?
Öfke sorunları ve sınırda narsistik kişilik huyları olduğunu biliyor musun?
Think you can pull that trigger'fore I blow your personality out the back of yo'head?
Kişiliğini ortaya dökmeden önce tetiği çekebileceğini düşünüyor musun?
Yo, and when you said you was gonna blow my personality out the back of my head,
Kişiliğimi ortaya dökeceğini söylediğinde.
God, his e-mails are even more boring than his personality.
Tanrım, e-postaları kendinden daha sıkıcı.
Erm, big application pack, plus the downfall of many a promising geological career - personality test.
Ee, büyük uygulama paketi artı, çok ümit verici bi jeoloji kariyeri, kişilik testi.
Aurangzeb would rule for 50 years, a half-century when he imprinted his harsh and fanatical personality on the country.
Alemgir Şah, sertliği ve fanatik kişiliğinin damgasını bastığında 50 yıl yani yarım asır boyunca ülkeyi yönetecekti.
I'm making lists... of Fitz's favorite songs, bands he loves, poems he's quoted, Bible verses that seem to fit his personality, hymns he likes.
Fitz'in en sevdiği şarkıları, ilahileri ve grupları alıntıladığı şiirleri kişiliğine uyan İncil ayetlerini listeliyorum.
It's because of my personality.
Şahsiyetim yüzünden oluyor.
And online mirrors a physical personality, but the mirror's foggy and cracked.
Çevirimiçi aynalar fiziksel kişilerdir fakat aynalar sisli ve kırıktır.
.. one that reveals different types of star, each with its own personality and contribution to the universe.
Farklı türlerdeki yıldızları meydana çıkardı. Her birinin kendine has bir kişiliği ve evrene bir katkısı var.
" Each star has its own distinct personality
Her yıldızın kendine has bir kişiliği vardır.
Hitler now had the party he wanted, one built around his strange personality.
Hitler artık çok istediği partiyi ele geçirmişti ve garip kişiliği etrafında şekillendirecekti.
'For me, the Fuehrer was an inviolable personality -'the Fuehrer of the German Reich.
Bana göre Führer'in dokunulmazlığı vardı Nazi Almanyası'nın Führer'i.
It totally changed my personality.
Karakterimi tamamen değişiyor.
Is this that other personality you were telling me about?
Bu bana bahsettiğin diğer kişiliğin mi?
That's how I can style him based on his personality and style.
Bunları bilmeliyim ki kişiliğine, görüştüğü kişilere, mekanlara uygun tarzı olsun.
He is indeed very capable, if only his personality was a bit better.
Yaptığı işte çok iyi. Biraz daha profesyonel olabilse daha iyi olurdu.
Your personality is just like mine so you might have stayed on that island forever.
Benimle aynı kişiliğe sahip olduğundan, o dağlardan büyük ihtimalle asla gelemezdin.
Her personality has completely changed.
Kişiliği de çok değişti.
Dipper, Stan's personality is one of life's great mysteries.
Dipper, Stan'in kişiliği hayatın en büyük gizemlerindendir.
However, let's wait and see a little more what kind of personality he has.
Yine de ne tarz biri olduğunu biraz bekleyip görelim.
What kind of person, because of a twenty years old promise, would've been able to be next to a guy with your personality.
Sırf verdiği bir söz yüzünden yirmi yıl kim sizin gibi kibirli, kaba birine dayanabilir?
Even if Chief Dol's class is a bit low, looking at himself only, he is good-looking and his personality is also good.
- Şef Dol biraz alt sınıf olsa da yalnızca bakınca bile yakışıklı ve iyi karakterli olduğunu anlarsın.
What an original way to showcase your personality.
Kişiliğinizi göstermek için ne güzel bir yol.
Momma always called money and manners the pork and beans of personality.
Annem bana her zaman paralı domuzların terbiyesi, fasulye kadar olur derdi.
Obviously hasn't affected your personality.
Kişiliğini etkilemediği belli.
" Your book is a virtuoso display of personality.
" Kitabınız kişiliğinizin ustalığını gösteriyor.
This isn't about personality profiles any more.
- Kişilik profilleriyle ilgili değil.
Your looks, personality.
Mükemmel görünüyor, kişiliğin.
Hitler now had the party he wanted, one built around his strange personality.
En büyük kararlarını verdiğinde Avusturya sınırındaki güney Bavyera dağlarına gelmekten hoşlanırdı.
'For me, the Fuehrer was an inviolable personality -'the Fuehrer of the German Reich.
Eğer orman içindeyken yerleri saptanıp saldırıya uğrarlarsa kesin olan bir şey vardı ki, Almanya bütün savaşı kaybederdi. Askeri tarihin en büyük kumarlarından biriydi.
person 199
personal 201
personnel 34
persons 27
personally 1142
person of interest 21
personal space 21
personal reasons 34
personal stuff 24
personal business 22
personal 201
personnel 34
persons 27
personally 1142
person of interest 21
personal space 21
personal reasons 34
personal stuff 24
personal business 22