Praise him traducir turco
248 traducción paralela
Praise him all creatures here below...
Şükürler olsun, bütün yarattıkları burada yeryüzünde...
- Yes, praise him.
- Tanrı'ya şükür.
May He be praised always, but you're always the last to praise Him.
O seni daima kutsar. Sen her zaman en son gelensin.
I come to bury Caesar, not to praise him.
Ben Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil.
I thought you came to bury Caesar, not to praise him.
Sezar'ı övmeye değil gömmeye geldiğini sanmıştım.
CHOIR : Praise him all creatures here below
Bütün canlılar o'nu över
Praise him above ye heavenly host
Tüm canlılar o'na şükreder
I come to bury Caesar, not to praise him
Caesar'ı gömmeye geldim, övmeye değil.
It is easy to speak of the "basic flaw" in the German character that allowed Hitler to rise to power, and at the same time ignore the "basic flaw" of character that made the Russians sign pacts with him, Winston Churchill praise him, American industrialists profit by him!
Hitler'in yönetime gelmesine izin veren Alman karakterinin temel kusurundan bahsetmek..... ama aynı zamanda Ruslar'ın onunla antlaşma imzalamasını....... Winston Chuchill'in onu övmesini ve Amerikan sanayicilerin onu desteklemelerini gözardı etmek son derece kolaydır!
I praise him for it.
Bunun için onu övüyorum.
When he has reached the point of no return, even a man as strong as Motome will go mad trying to protect his family, and I would praise him for it.
Geri dönülmeyecek noktaya ulaştığında Motome gibi güçlü bir adam bile ailesini korumak isterken kafayı yiyebilir ve ben bunun için onu överim.
You praise him as you praise your umbrellas :
Aynı şemsiyelerini övdüğün gibi övüyorsun onu da.
I come to bury Caesar, not to praise him!
Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil!
# Praise Him, all creatures here below
# Praise Him, all creatures here below
# Praise Him above, ye heavenly host
# Praise Him above, ye heavenly host
I came to talk to you about Julius Caesar. Not to praise him.
Sizinle Julius Caesar hakkında konuşmak için geldim Onu övmek için değil.
Praise Him.
Yüce tanrım.
Friends, coworkers, stockholders... we come to bury Wendell Armbruster Sr... not to praise him.
Dostlar, hissedarlar, iş arkadaşları! Buraya Wendell Armbruster Senior'u övmeye değil, gömmeye geldik.
Alleluia! - Let's praise Him!
- Ona şükredelim!
Praise Him on a harp.
Ona şükredin bir arp ile.
Praise Him on a zither.
Ona şükredin bir kanun ile.
Praise Him on drums and in dance.
Ona şükredin davullarla dans ederek.
Praise Him on strings and flute.
Ona şükredin çalgılarla ve flütle.
Praise Him with the sweet tones of cymbals.
Şükredin ona zillerin tatlı sesiyle.
Praise Him resoundingly with cymbals.
Şükredin çınlayan simballarla.
Let every spirit praise Him.
Her bir ruh şükretsin Ona.
I come to bury Caesar, not to praise him.
Sezarı gömmeye geldim, övmeye değil.
If he didn't want me to praise him with music why implant the desire like a lust in my body?
Eğer müzikle onu övmemi istemeseydi neden vücuduma bu arzuyu tensel bir coşku gibi işledi?
Every little minute you have to praise him.
Her zaman onu övmelisin.
The newspapers praise him because he hires Blacks, which shows he has a good heart.
Gazeteler devamlı onu över, çünkü zencileri işe alır ve iyi kalpli biri olduğunu gösterir.
I praise him for it.
Bense ona hayranlık duyuyorum.
Praise Him!
Ona şükürler olsun!
Praise Him.
Şükürler olsun.
Let the rest praise him for what he truly was.
Savaşçı sınıfımız savaştaki cesaretlerini övsün. Geri kalanlarımız da gerçek karakterini övsün.
# O, praise him O, praise him
# Şükürler olsun. Şükürler olsun.
# O, praise Him, alleluia
# Şükürler olsun, alleluia
# O, praise Him O, praise Him
# Şükran doluyuz. Şükran doluyuz.
Like that time you told me to praise him by just leaving the room.
Bir defasında, odadan çıkarak O'na şükretmiş olacağımı söylediğin gibi.
He claims that it's run away and the villagers praise him for his vigilance.
Çoban, kurt kaçıp gitti demiş. Köylüler de onu tebrik etmiş.
You, who are the guts and the organs... and the heart of the Jimmy Current World Ministry, you praise Him!
Sizler Jimmy Current Dünya Hizmeti'nin yürekleri, organları ve kalbisiniz. O'na şükredin!
Praise Him!
O'na şükret!
You praise him, like these infidels?
Bu kâfirler gibi onu yüceltecek misin?
Praise and bless my Lord, and the weak things of the world to confound the things that are mighty... and serve him with great humility.
Zayıfların kuvvetlilere göğüs germesi için onları kutsa tanrım. ... ve onlar da sana büyük bir tevazuyla kulluk etsin.
Thanks and praise be to Him.
Şükranlarım ve dualarım O'na.
You might try giving him a word of praise now and then.
Arada sırada onu övmeyi de deneyebilirsiniz.
I have nothing but praise for him.
Ben ondan ancak övgüyle söz edebilirim.
For all your friend's vices you can only praise him! I must say one thing, son.
Sana bir şey diyeyim, oğlum.
We also praise the Almighty for sending Brother William of Baskerville whose experience in previous duties although onerous to him has been of such service to us here.
Sorulana kadar düşüncelerini söylememeli. Yine hamdolsun ki bize Başkerville'li Rahip William'ı gönderdi. Kendisinin geçmişteki görev tecrübeleri kendisi için külfetli olsa da bize çok büyük hizmet etmiştir.
Now, we all praise this respectable man with flowers and applaud him for his health.
Şimdi hepimiz bu saygıdeğer adamı çiçeklerle methediyor... ve sağlığı için alkışlıyoruz.
Give him lots of praise.
Onu bolca öv.
"Him serve with fear, His praise forthtell".
"Korkuyla ona hizmet edin".
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
praise 29
praised be 25
praise the lord 126
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
praise 29
praised be 25
praise the lord 126