Prosper traducir turco
469 traducción paralela
They must have a reason... such as too poor to buy milk... so you find yourself a rich family and live well and prosper
Sanırım süt bile alamayacak kadar fakirmişler. O yüzden bizi daha iyi bir hayat buluruz diye terk etmişler.
I told Prosper.
Prosper'e söyledim.
Prosper?
Prosper mi?
Mr. Prosper Benevant?
Bay Prosper Benevant?
Prosper, quick!
Prosper, acele et!
Prosper, what have you done?
Prosper, sen ne yaptın?
Prosper, how can you dare?
Prosper, buna nasıl cesaret edersin?
Working for Prosper now?
Şimdi de Prosper için mi çalışıyorsun?
May you all continue to prosper through hard work and self-reliance.
Hayatta şanslı ve galip gelen biri olduğun için mutluyum.
Your business doesn't seem to prosper today.
Bugün işlerin kesat gibi görünüyor.
Let me read a deposition by Mr. Prosper Michaux,
Durun da size Bay Prosper Michaux'nun ifadesini okuyayım.
To prosper, not to starve.
Refah sürmeye, açlık çekmeye değil.
Building his ranch, raising cattle, helping this town to prosper hasn't left him very much time for the ladies.
Çiftlikti, sığırlardı, kasabanın refahıydı derken hanımlara ayıracak vakti pek kalmıyor.
So prosper I, as I swear perfect love.
Yemin ederim, benim sevgim sınırsız.
Business won't prosper without one!
Onsuz işler gelişmez!
Sure, everybody would prosper.
Tabii, herkes refaha kavusur.
Prosper thou for me.
Benim icin refaha er.
"I am the Lord thy God, who placed thee upon the throne." "And this I declare unto you : Only in peace can Israel prosper and be made great, not in strife."
"ben seni tahta çıkaran tanrıyım,... ve sana şunu bildiriyorum İsrail ancak barışla başarılı olabilir, kavgayla değil."
Liars don't prosper.
Yalancılar başarılı olamaz.
Let the House of Iyi continue to embrace this principle, and your fortunes are sure to prosper for ages to come. "
Umarım Iyi Hanesi bu prensibi ilke edinir ve zenginliğiniz de zaman geçtikçe katlanarak artar.
" Cheaters never prosper.
" Üçkağıtçılar asla muvaffak olamaz.
Let us hope the Italy born today even here in Donnafugata may live and prosper.
Bugün doğan İtalya'nın, Donnafugata'da dahi çok yaşayıp başarılı olmasını umalım.
Tonight not only are we celebrating the culmination of 20 years of effort and real dedication which has allowed the Favraux Bank to prosper and extend its activities to most branches of industry
Bu gece, sadece Favraux Bankası'nın 20 yıllık çabalarının doruk noktasına çıkmasını büyümesini ve faaliyetlerini sektörün en çok şubesi olan kurumuna dönüştüren o gerçek adanmışlığı kutlamıyoruz.
This way, he will understand what none of us can ever forget... that ill-gotten gains never prosper.
Tanrı onu da affedecektir. Bunu hiç unutmak gerekir Her şey tanrının mülküdür ama asla çalmamalıydı..
I'm glad you prosper.
Başardığınızı gördüğüme çok sevindim.
The deity of the great shrine at Ise tells us if you dance, you'll prosper, and if you don't, famine will come.
Ise'deki büyük tapınağın ilahı, dans edersek refaha ereceğimizi, etmezsek kıtlığın geleceğini söylüyor.
Feasting on their flesh and blood to grow and prosper.
Onların eti üzerinde şölen ve kan büyümek ve gelişmek için.
Only in the promise of what shall come... can we prosper.
Ancak olacakların umuduyla gelişebiliriz.
But... the good earth you refer to can't prosper without you, Sensei, or can it?
Yeryüzünü güzelleştirmekten bahsedeceksek sensiz bunu başaramazdık, Sensei, değil mi?
Live long, T'Pau, and prosper.
Uzun ve refah içinde yaşa T'Pau.
Live long and prosper, Spock.
Uzun ve refah içinde yaşa Spock.
"... and whatever he doeth shall prosper. "
"... ve her zaman ( büyüyecek, ) refaha erecektir... "
- Live long and prosper, Mr. Seven.
- Uzun ve iyi yaşayın, Bay Seven.
Live long and prosper, Miranda.
- Miranda, uzun ve iyi yaşa.
And since no one in the world wants to drink their tea without sugar... business continued to prosper for the world's leading sugar companies.
Ve dünyada hiç kimse çayını şekersiz içmek istemediği için dünyanın ileri gelen şeker şirketlerinin işleri artmaya devam etti.
Now your shop will prosper, won't it?
Şimdi dükkanın büyüyecek, değil mi?
Live long and prosper, Spock.
Uzun ve refah içinde yaşa, Spock.
Live long and prosper, image of Surak, father of all we now hold true.
Uzun ve refah yaşa, Surak'ın sureti, tüm değerlerimizin babası.
May you live long and prosper.
Uzun ve refah içinde yaşa.
This nation will prosper because it is a godly nation and because we walk hand in hand with the Lord.
Bu millet zenginleşecek, çünkü kutsal bir millet ve çünkü Tanrı ile el ele yürüyoruz.
"hardworking farmers have good opportunities to prosper" - "in the United States of America."
"Amerika Birleşik Devletleri'nde." "Çalışkan çiftçiler için birçok fırsat var."
But at least we can prosper at it, that's something we can't do over here.
Ama en azından belimizi doğrultabiliriz. Bunu burada yapmamıza imkan yok.
and for a new land which has opened its gates to us, and we have come here to live and prosper in peace.
Ve bize kapılarını açan yeni vatanımız için, buraya gelmemizi sağladığın için.
He that covereth his sins shall not prosper... but whoso confesseth and forsaketh them... shall have mercy.
Günahlarını saklamakta başarılı olamaz... ama itirafa eder ve vazgeçer... merhamet bekler.
I bought and bought and bought, and now we prosper.
Satın aldım, aldım, aldım ve, şimdi zengin olduk.
the ancestors will be our witnesses, that our clan will prosper again.
Atalarımız şahitimizdir ki, klanımız tekrar yükselecek.
We must protect these investments so the area can continue to prosper and grow.
Bu yatırımları korumalıyız ki bölge büyümeye ve gelişmeye devam etsin.
A better breed could prosper here, given time.
Burada daha iyi bir ırk çoğalabilir, zamanla.
A wise man takes care of his horses and slaves if he wants to prosper.
Zeki biri, eğer gelişmek istiyorsa, atlarına ve kölelerine iyi bakar.
Here, the old devil, he followed the eclipse for richess and fame and if he would prosper, do ye the same.
İşte, yaşlı şeytan, zenginlikler ve ün için tutulmayı izledi ve başarılı olursa, sen de öyle yap.
We prosper.
Başardık.