Put out the fire traducir turco
398 traducción paralela
Put out the fire!
Ateşi söndürün!
- Put out the fire!
Ateşi söndürün!
We must be smart enough and tough enough in the beginning... to put out the fire before it starts spreading.
Alevler her yanı sarmadan önce ateşi söndürmek için... en başından yeterince zeki ve güçlü olmalıyız.
If I start burning up again, who'll put out the fire?
Eğer tekrar yakmaya başlarsam söndürme işini kim yapacak?
- I used the bucket to put out the fire.
- Ateşi söndürmek için döktüğüm sudaydı.
Put out the fire.
Ateşi söndürün.
The firemen put out the fire, you gave them tea and you paid them
İtfaiyeci yangını söndürdü, sen de ona çay ve para verdin.
Put out the fire!
Yangını söndürün!
Please put out the fire!
İpeklerim yanacak!
I just wanted to put out the fire.
Sadece ateşi söndürmek istemiştim.
French firefighters, put out the fire!
Fransız itfaiyeciler, ateşi söndürün!
- Put out the fire!
- Ateşi söndürün!
We have to put out the fire.
Ateşi söndürmemiz lazım.
Don't panic, help put out the fire
Sakin olun, yangını söndürmek için yardım edin!
They still have not been able to put out the fire.
Yangını hala söndürememişler.
Put out the fire
Söndürün hemen!
Put out the fire
Söndürün!
Put out the fire on "Man"!
Hemen koşun oraya!
Hurry up. Put out the fire!
Kalkın... ateşi söndürün...!
You " "closer" " the door'" "putter" "in firewood and" "putter" " out the fire when it really is to close the door put more firewood in and put out the fire.
Kapıyı "kapatmak", "ocağı" odun atmak, ateşi "kapatmak" diyorsun. Halbuki kapıyı kapat, ateşe odun at ve ateşi söndür diyeceksin.
Remember to put out the fire.
Ateşi söndürmeyi unutma.
Hey, hold still, I'll put out the fire.
Kımıldama, ateşi söndüreceğim.
How we gonna to put out the fire?
Ateşi nasıl söndüreceğiz?
Put out the fire!
Bernard, ateşi söndür.
Nothing can help you put out the fire, the devil has started in you ;
Hiçbir şey senin ateşini söndüremeyecek, şeytan senin için işe kayuldu :
They wanna try to put out the fire by blowing up the water tanks above us.
Üstümüzdeki su tanklarını patlatmak istiyorlar.
Please, put out the fire.
Lütfen, ateşi söndürün.
Put out the fire, will ya?
Ateşi söndür, olur mu?
- Let's put out the fire.
- Söndürelim ateşi.
Put out the fire
Söndür şunu.
Children, put out the fire and leave.
Tayfa, ışıkları söndürün ve çıkın.
If it were not for the seven of us how could we put out the fire and save you out from all these people simultaneously?
Bizler olmasaydık... tüm kalabalık arasından... nasıl kaçıp kurtulabilirdin ki?
Well, there ain't no use starting a fire if a rain's gonna come up and put the fire out, is there?
Ateş yakmak yararsız yağmur gelip de ateşi söndürecekse, değil mi?
- Put the fire out!
- Ateşle! - Ateşliyorum!
Look, when a house is on fire, everybody has to help put it out. Because the next time it might be your house.
Bak, bir evde yangın çıktığında, herkesin evi söndürmek için yardım etmesi gerekir, çünkü bir dahaki sefere, senin evin yanıyor olabilir.
Put out the fire!
- Ateşi söndürün!
- Unless you put the fire out under it.
- Altındaki ateşi söndürmezsen tabii.
Put out that fire before the Apache see it.
Apaçiler görmeden söndür şu ateşi.
- What? The fire that burns inside you, put that out, too.
İçinde yanan ateşi, onu da söndür.
And the man who fell 12 stories... and the fire in the warehouse... because somebody forgot to put out a cigarette.
Ve o 12 kat düşen adamın hikâyesi ve sigarasını söndürmeyi unutan bir adam yüzünden depoda çıkan yangın.
Joan of Arc put out the fire.
Bu bir mucize.
The fire extinguisher stuff got on the fuse and put it out.
Patlayıcılar ıslandığından bütün çabalar boşa gitti.
Dare you not to put the fire out!
Söndürmeye kalkmayın! Sizi uyutmayacağım!
He went to put out the fire.
Yangını söndürmeye çalşıyordu.
The major feels the fire should be put out at once.
Binbaşı, ateşin derhal söndürülmesi gerektiğini düşünüyor.
My God, if I went up in flames, there's not a living soul... who'd pee on me to put the fire out.
Tanrım, bir alev topu gibi yukarı çıkarken ben içimdeki ateşi söndürecek bir Allah'ın kulu yok mu?
Put the fire out!
Söndürün şu ateşi!
Get some water, for God's sake, put the fire out!
Biraz su getirin, Tanrı aşkına, yangını söndürün.
They put the fire out.
Yangını söndürmüşler.
- We've got to put the fire out.
- Yangını söndürmeliyiz.
There's a fire in my belly, and she's the woman to put it out.
Kasıklarımda bir yangın var, işte bu onu söndürecek kadın.