Py traducir turco
40 traducción paralela
at least one of us is hap py.
En azından ikimizden biri mutlu.
I'd be hap Py just togeta wife.
Ben sadece bir karım olsa bile mutlu olurum.
- You're not hap py, are you, Jack?
- Sevinmedin değil mi Jack?
Must've put'em in cos we put in a big order down at the chip py.
Kıyak, değil mi? Büyük sipariş verdik diye koymuştur.
He's a great lad, i'n't he, down at that chip py?
Oradan çalışan eleman harika biri, değil mi?
Momentum and mass energy within the conservation of PX PY and PZ.
Moment ve kütle enerjisi PX, PY ve PZ'nin korunmasına göre.
I don't need my py jamas. I'll get some of Chantelle's, all right?
Pijamalarıma ihtiyacım yok.
The one true voice of the Flame of Py'Tar.
Pytar ateşinin tek, gerçek sesi.
Py'Tar charged me with the honor of leading my world to greatness... and spreading its light across the galaxy.
Pytar bana dünyamı yüce bir yere dönüştürmede öncülük etme görevini verdi. Ve ışığını galaksiye yayma görevini.
Behold, the Flame of Py'Tar.
Pytar Alevi'ne selam durun.
DESPERO : Oh, Flame of Py'Tar, the time is at hand.
Pytar Alevi, vakit geldi.
DESPERO : Prepare now to receive the gift of Py'Tar.
Pytar'ın hediyesini almaya hazırlanın.
Oh, Flame of Py'Tar... infuse me with your power so that I may carry out your will.
Beni gücünle doldur ki arzunu yerine getirebileyim.
The only image I recognize is the Flame of Py'Tar.
Tanıyabildiğim tek simge Pytar Alevi.
The Py'Tar is comprised of pure nuclear plasma.
- Pytar saf bir nükleer plazmadan oluşuyor.
DESPERO : Soon, great Py'Tar... we will receive word from our forces on our latest conquest.
Yüce Pytar, yakında son fatihimize giden kuvvetlerimizden haber alacağız.
They will accept the light of Py'Tar... or they will die.
Pytar'ın ışığını kabul edecekler, yoksa ölecekler.
DESPERO : I admit I'm puzzled as to how you survived the Py'Tar... but it's just as well.
Pytar'dan nasıl kurtulduğun konusunda kafamın karıştığını kabul ediyorum.
Prepare to embrace the power of the Py'Tar.
Pytar'ın gücünü kabullenmeye hazırlanın.
- The Py'Tar, it's a sentient being.
Pytar... o bilinci olan bir varlık.
Behold, I am the Py'Tar, the living soul of this planet.
Selam durun. Ben Pytar'ım. Bu gezegenin yaşayan ruhu.
I say unto thee... the Py'Tar is not a source of hatred... but a beacon of hope.
Size söylüyorum, Pytar bir nefret kaynağı değildir, bir umut ışığıdır.
Py'Tar, do not forsake me.
Pytar! Beni bırakma!
Oh, Py'Tar, now I see.
Oh Pytar... Şimdi anlıyorum.
Cris-py.
İsa aşkına.
Like buying a new car as long as it's got four wheels and air conditioning, I'm hap py.
Yeni bir araba almak gibi ne kadar kötü olabilir ki, dört tekerleği ve kliması var, ben mutl uyum.
- You talk to the PD?
- PY ile görüştün mü? - Polisle mi?
I don't want you anywhere near my feet. : You py.
Ayaklarıma yaklaşmanı istemiyorum.
Cause then they show up and they act all cop-py.
Çünkü buraya geldiklerinde, herşeyin kopyasını alacaklar.
P. I. Promicin Inhibitor.
- PY... Promicin yavaşlatıcı.
I'm at the chicken soup place near Pyochoong Temple.
Pyıchoong Tapınağı yanındaki tavuk çorbacısındayım.
Remember that chicken soup place near Pyochoong Temple?
Pyıchoong Tapınağı yanındaki tavuk çorbacısını hatırlıyor musunuz?
- Hi. Oh, we can't. We're here with Py and Shea.
Py ve Shea ile birlikteyiz.
- Py is a total foodie and Shea, well...
Shea de...
When I py, I play for keeps.
Oynadığım zaman, temelli oynarım.
- Hap... py!
- Mut... lu!
- That's why I am the PM.
- Ben bu yüzden PY'yim.
- PM?
- PY?
Occu py Wall Street!
- Wall Street'i işgal et!
They just moved here from Hawaii.
Hawaii'den yeni taşınmışlar. Py tam bir gurme.