Roof traducir turco
10,876 traducción paralela
An affair under your husband's roof and nothing more?
Kocanıın çatısı altında gizli bir ilişki daha fazlası değil mi?
The roof's too low.
Tavan çok alçak.
Zoe stationed me outside on a roof.
Zoe beni çatıda görevlendirmişti.
And thank You for bringing Christy under our roof so that I can usher her into the warm embrace of Your everlasting love.
Ayrıca Christy'i buraya getirdiğin için teşekkürler. Bu sayede onun senin sonsuz sevginle kucaklaşmasını sağlayabilirim.
And I finally found her, on our roof.
Sonunda da çatıya çıkmış buldum.
What-what was she doing on the roof?
Ne yapıyordu çatıda?
We may have a visual of the suspect on the roof.
Çatıdaki şüpheliye görüşümüz var.
Ali could be on the roof.
Ali çatıda olabilir.
Did anybody check the roof?
Çatıyı kontrol ettiniz mi?
She's headed to the roof!
Çatıya çıktı!
Mommy's got to go convince a bad developer man to put roof gardens on his hideous condos.
Şimdi annenin gidip kötü bir planlamacıyı, rezil dairelerine çatı bahçesi yapmaya ikna etmesi gerek.
I mean, sometimes the Idyllwild hangover can take a few days, and sometimes it can take a few weeks, and then my Red Bull budget, man, just goes right... right through the roof.
Idlewild'deki içki sersemliği bazen birkaç gün sürer ve bazen de birkaç hafta sürer ve sonra Red Bull içerim, tepemin tası atmaya başlar.
I used to go up to Zayde's roof on Sackett Street and watch the sun go down.
Sackett Sokağındaki Zayde'nin çatısına gidip güneşin batışını izlerdim.
I'd go up to the roof and jump.
Çatıya çıkıp atlayabilirim.
Well, while you're under my roof, I don't want any big surprises.
Benim evimin çatısı altında sürpriz yaşamak istemem.
Grey, we're ready to cut the roof.
Tavanı çıkarmaya hazırız Grey.
Roof coming off!
Tavan çıkıyor!
We're on the roof.
Çatıdayız.
I'm on the roof!
Ben çatıdayım!
I will now run across the roof, jump from one tier to the next tier, and then double backflip on to the ground!
Şimdi çatı üzerinde koşup diğer çatıya atlayacağım. Ve sonra da çift ters takla atıp yere ineceğim!
The roof is going.
Çatı yıkılıyor.
And then at the fire, when the roof went and you were inside... All that matters is that you came out alive.
Ve yangında sen içerideyken çatı yıkıldı zaman önemli olan senin canlı olarak dışarı çıkmandı.
"would come crashing through our roof " and reduce us all to dust, " then maybe, just maybe,
"Sadece bir meteor gelip evin çatısına düşseydi hepimizi toz duman etseydi belki o zaman, bir ihtimal biraz huzur bulabilirdim."
This building is to be searched from roof to floor.
Ev, çatı katından alt kata kadar aranacak.
You store anything in your roof?
- Çatıda sakladığın bir şey var mı?
It is too much to have you under my roof.
Çatımın altında olman benim için zaten çok fazla.
Race is gonna go through the roof.
Race fena sinirlenecek.
Looks like Zin's plan is gonna bring the roof down on us.
- Zin çatıyı üzerimize çökertecek gibi.
Had the roof done in August.
Agustosta çatıyı yaptırdık.
We'll check the roof and dining hall before we report.
Rapor etmeden önce çatıya ve yemekhaneye de bakacağız.
- The roof!
- Çatıda!
Keep your weapons trained on the roof!
Çatıda silahlı nöbetçiler yollayın.
Didn't you say your roof was leaking?
Çatında sızıntı olduğunu söylemedin mi?
You made a choice to kill for someone else, to have them own you for a roof over your head and three squares, so maybe I'm not considering all aspects here.
Başkası adına insan öldürmeyi tercih etmişsin. Sırf başını sokacak bir yer ve günde üç öğün yemek için. Belki de her açıdan düşünemiyorumdur yani.
But if you have a roof over your head, you have food, you have walls... you have choices.
Başını sokacak bir çatın varsa yiyeceğin ve duvarların varsa seçim şansın da vardır.
Miranda, this is Sally from next door. I think I just saw somebody on your roof.
Miranda, ben yan komşun Sally, sanırım az önce çatında birisini gördüm.
I'm gonna take the service elevator to the roof.
Çatıya çıkmak için servis asansörünü kullanacağım.
Then the roof.
Çatı olsun.
Meet me tonight, on the roof.
Bu gece benimle buluş, çatıda.
- They found a body on the roof.
- Çatıda bir ceset buldular.
He showed up when the storm was raging and I was cowering in my kitchen like a kicked dog, roof clean gone.
Fırtınanın en sert anında geldi... ve ben mutfakta tekmelenmiş köpek gibi sinmiş korkuyordum. Çatı tamamen uçmuştu.
They never would have let us live under the same roof if they'd thought anything was going on between us.
Aramızda birşey olduğunu farketselerdi eğer, ikimizin aynı çatı altında yaşamasına izin vermezlerdi.
Officer : Hands on the roof.
Eller yukarı.
It's one roof, but it's big.
Tek çatı altındayız ama büyük bir yer.
Ant-thony, get me to the roof!
Ant-thony beni çatıya bırak.
All right, I'm on the roof of the target building.
- Hedeflenen binanın çatısındayım.
Get me to the roof.
Beni çatıya götürün.
You know, there's a big hole in the roof.
Tavanda koca bir delik açılmış.
His body was on the roof of that elevator for hours before the panel gave way and Sid popped out.
Cesedi saatlerdir asansörün üzerindeymiş ta ki üst bölme kırılıp Sid düşene kadar.
I thought she'd go back to Seoul after the roof of her house flew away but she's hanging in there.
Peşinden gelmem.
I come home... my roof is on.
Çatı yerine gelmişti.