Room apartment traducir turco
190 traducción paralela
Well, me and my family, we live in a three-room apartment and all I can see is beds, beds, beds.
Ailemle ben üç odalı bir dairede oturuyoruz ve tek gördüğüm yatak, yatak, yatak.
I wouldn't raise a child in a two-room apartment.
İki odalı bir apartman dairesinde çocuk yetiştirmem.
Back to a one-room apartment I can't pay for?
Parasını bile ödeyemediğim tek odalı daireye mi?
I grew up in a two-room apartment over a barbershop and I spent my teenage years taking care of my grandmother after her legs were amputated.
GençIik yıIIarımı, iki ayağı da kesiImiş nineme bakmakIa geçirdim.
Six weeks sitting in a two-room apartment with nothing to do but look out the window at the neighbors.
Altı haftadır iki göz dairede işsiz güçsüz oturup pencereden komşularımı gözetliyorum.
A tiny one-room apartment.
Tek odalı ufak bir daire..
Bet you've got a four-room apartment.
Eminim dört odalı bir eviniz vardır.
I don't think that two single men living alone in a big eight-room apartment should have a cleaner house than my mother.
Sekiz odalı büyük bir dairede yalnız yaşayan iki bekar erkeğin anneminkinden daha temiz bir evi olması gerekmiyor.
As the widow of the race's first score. You have won a high-style two-room apartment in Acapulco!
Yarışın ilk skorun eşi olduğun için bizden Acapulco'da birinci sınıf, iki odalı bir daire kazandın!
I gather it's a small two-room apartment?
Anladığım kadarıyla küçük iki odalı bir daire.
I'm calling about the ad for the four-room apartment.
Dört odalı daire ilanı için arıyorum.
- The four-room apartment.
- Görüşmen bitmedi mi daha? - Daireyle ilgili...
Do you know what it's like trying to sleep in a one-room apartment when a couple's making love five feet from you?
Bir çift ile tek bir oda içinde uyumanın ne kadar zor olduğunu bilir misiniz?
He figures that his chair and his desk are 1 / 4 of his six-room apartment.
Koltuğu ve masasının altı odalı dairesinin 1 l4'ü kadar olduğunu söylüyor.
So we moved into a one-room apartment.
Sonra tek odalı bir daireye taşındık.
I'll find a 2-room apartment for Elise and me. A job's no problem :
Elise ile kalabileceğimiz iki odalı bir daire bulacağım.
It's a one-room apartment.
Odaları bile yoktu.
A two-room apartment goes for 3000 minimum.
İki odalı daireler en az 3000'e gidiyor.
I can already get you a two-room apartment.
Sana, iki odalı bir daire ayarlayabilirim.
Hofy lives alone in a three-room apartment and dreams of filling up the other two.
Hofy yalnız yaşıyor 3 odalı bir dairesi var... Diğer 2 odayı da doldurma hayaliyle yanıp tutuşuyor.
The professor designed them all, Working out of his one-room apartment.
Profesör hepsini tek göz odalı, apartman dairesinde tasarladı.
We'd get a four-room apartment in a new housing development.
4 odalı ev verecekler.
A five-room apartment, a big screen TV, a brand new refrigerator,
Beş odalı bir apartman, Büyük ekran bir televizyon, Yepyeni bir buzdolabı,
A two-room apartment and a role in some moronic period play.
Ben bunu yapıyorum... lki odalı bir daire vekomik bir dönem oyununda bir rol.
DAVID GROSS : It's as if we've stumbled in the dark into a house, which we thought was a two bedroom apartment and now we're discovering is a nineteen-room mansion- - at least.
Durumumuz, sanki zifiri karanlıkta bir binaya tesadüfen girip de, iki odalı bir daire sandığımız yerin, sonradan en az ondokuz odalı büyük bir konak olduğunu keşfetmemiz gibi düşünülebilir.
There was only one other in existence... and that was in Laura's apartment... in the very room where she was murdered.
O saatin benzerinden sadece bir tane daha vardı ve o da Laura'nın dairesinde, öldürülmüş olduğu odanın ta kendisindeydi.
Make Chrystal take me to wherever it is she's hiding out... hotel room, apartment, wherever it is.
Crystal'ın beni saklandığı yere götürmesini sağlamak otel odası, apartman dairesi, her neresiyse.
Just walked right into the apartment, right into your room and took them.
Eve girip onları odandan aldım.
Well I... think that Mrs. Grubach would like to know that there are... strange people wandering around her apartment in the middle of the night. You were starting in that direction that's Mrs. Burstner's room.
Grubach'a soracağım, gece yarısı evinde yabancıların..... dolaştığını biliyor mu?
Τhis apartment is an auction room.
Bu daire bir açık arttırma odası.
Yes, you could fit my old apartment in this one room
Evet, bu oda benim eski daireden sana uygun olabilir.
I grabbed him by his poncho... and I dragged him the length... of our seven-room, despicably affluent... middle-class apartment, and I flung him... out.
Sonra paltosunu alıp orta sınıfa özgü evimizin koridorunda sürükledim ve kapıdan dışarı attım. Attım.
This other girl has a very big apartment, lots of room.
Diğer kızın çok büyük bir dairesi var, bir sürü oda.
He hanged himself in the room behind the pastor's apartment.
Pastor'un apartmanının arkasındaki odada kendini asmış.
When it returned for the apartment of the Mrs. Grant, this night, did it enter in the living room?
Bu gece Bayan Grant'in dairesine geri döndüğünüzde, oturma odasına da girdiniz mi?
- A room to let... in your apartment.
- Kiralık bir oda.
I had the best corner of the room in an apartment on Slaughterhouse St.
Mazbaha Caddesinde bir apartman dairesinde.. .. bir odam ve iyi bir köşem var.
We'll live in a house instead of an apartment, and I'll have my own room, and Wacker won't be able to play with my toys unless I say so.
Kendi odam olacak. Ve ben izin vermedikçe, Çatlak benim oyuncaklarımla oynayamayacak.
I took Will over to the new apartment, so he could see his room.
Will'i yeni evine götürdüm odasını gördü.
You think of it as your apartment and I just rent a room.
Kendi dairen olduğunu ve benim sadece kiracı olduğumu düşünüyorsun.
We walked through the city... looking for a room or a small apartment to rent.
Şehrin içinden yürüyerek geçtik ve kalacağımız küçük bir yer aramaya başladık.
- -if not in your apartment, then in the laundry room or the ATM in the building across the street or the watch shop!
... dairende olmasa bile, kuru temizlemecide ya da bir bankanın ATM'sinde ya da karşıdan karşıya geçerken yada saatçide!
Edith, it might be better for you in the long run... to get a nice apartment or a room somewhere... where you don't have to worry about cleaning the house... or taking care of the yard.
Edith, uzun vadede bu senin için daha iyi olabilir. Bir yerlerde güzel bir daireye veya bir odaya yerleşirsin. Böylece evi temizlemek, avluyla ilgilenmek gibi şeylerle meşgul olmazsın.
I MEAN, THIS GUY WAS USING A WHOLE STUDIO APARTMENT AS A STORAGE ROOM.
Çocuk, koca bir daireyi depo gibi kullanıyormuş.
Trina, I need you to get me something out of the apartment, from the girls'room.
Trina, bana evimden bir şey getirmeni istiyorum. Kızların odasındaki bir şeyi.
You have to keep earning more money... so that you can get a new apartment... and Lucy can have her own room... for when you get her back.
Devamlı para kazanmalısın böylece yeni bir daireye taşınabilirisin ve Lucy'i geri aldığında kendi odası olur.
I got some stuff from that motel room and some stuff you left in my apartment.
Motel odandaki eşyalar. Ve evimde bıraktığın eşyaların.
So did Charlotte. Especially since Bunny moved out of the guest room... and back into her own apartment.
Tabii Charlotte da, Özellikle de Bunny konuk odasından çıkıp..... kendi evine gittiği için.
I went to miss kerr's apartment at 4 : 30, as agreed. No one was in the living room, as expected.
Beklediğim gibi salonda kimse yoktu.
You open the door, and she sees your teeny, tiny apartment... one room and no closet space, and Jess'feet sticking up in the air...
Kapıyı açacaksın. Kızcağız senin minik daireni, bir göz odanı, ve Jess'in havadaki ayaklarını görecek.
"Jews start all wars." A gun in every room of his apartment!
Tüm savaşları Yahudiler başlatırmış. Dairesinde her odada bir silahı var!