Same as us traducir turco
419 traducción paralela
She's from Gloucester, same as us.
O da bizim gibi Gloucester'dan.
He'll just have to take his chances, same as us :
O da aynı bizim gibi şansını deneyecek.
They have to come on foot same as us.
Bizim gibi yürüyorlar.
He'll drink and eat the same as us.
Bizimle geliyor ve aynı miktarda iaşe alacak.
- Same as us, south.
- Bizimle aynı, güney.
He's the same as us, except for that color.
O da bizim gibi, tabii rengi hariç.
Great! Same as us.
Bizdeki gibi.
Same as us.
Bizim gibi.
Rako-san asks if your women are the same as us in body.
Rako-san, kadınlarınızın vücut olarak bizim gibi olup olmadığını soruyor.
They're the same as us or Hurons.
Onlar bizler ya da Huronlar gibi.
He told us that his mother has the same exact looking necklace as yours.
Çocuk seni televizyonda gördükten sonra programı aramış. Annesinin de aynı kolyeye sahip olduğunu söylüyor.
If you're in this, you're in for the coins, same as the rest of us.
Bu işe giriyorsanız, para için giriyorsunuz, tıpkı diğer herkes gibi.
Things are the same with us as they always were.
Aramızdaki her şey eskisi gibi.
He has the same attitude toward us as we have toward a field of cabbages.
Bizim için tarladaki lahanalar neyse biz de onun için oyuz.
Some of us will fight, some fall in love... but all of us will work and adore it... because all of us are inspired by the same thing.
Kimimiz kavga edeceğiz, kimimiz aşık olacağız ama hepimiz çalışacağız ve çok seveceğiz çünkü hepimiz aynı şeyden esinleniyoruz.
- Waiting for the same boat as us.
- Bizimle aynı tekneyi bekliyor.
The situation isn't quite the same for you as it is for us.
Sizin durumunuz bizimkinden farklı.
You'll see those of us who work for Don Ramiro, eat the same food as him.
Bay Ramiro'nun yanında çalışanlar, o ne yiyorsa aynısından yerler.
It is the unique power of cinema to allow a great many people to dream the same dream together and to present illusion to us as if it were strict reality.
Çok büyük sayıda insanın birlikte aynı hayali kurmasına olanak sağlamak ve illüzyonları bize sanki katı gerçeklermiş gibi sunmak sinemanın eşsiz gücüdür.
Listen, you're in the rackets, brother, same as the rest of us.
Dinle kardeşim, sen de bizim gibi bu işin içindesin.
He's in the same business as us.
Bizle aynı işi yapar.
Please forgive us for saying this, but... please change into the same outfit as them
Lütfen üstünüzü bizim ki gibi değiştirin
He's in the same business as us. He's a Yakuza.
- Onunla aynı meslekteniz, o da bir Yakuza.
But you're the same as the rest of us
Kendini farklı mı sanıyorsun?
I said, "instead of us dropping bloody paper, we ought to be hitting them the same as they're hitting us."
Dedim ki ; "Artık saçma kağıt işleriyle uğraşmayı bırakıp, Onlara saldırmaya başlamalıyız, tıpkı onların bize saldırdığı gibi!"
I tried to get us tickets to the Paul Robeson concert, you know but it happened to be on the same night as the basketball game, so...
İkimiz için Paul Robeson konserine bilet ayarlamaya çalıştım ama konserle basketbol müsabakası aynı geceye gelince...
- Yes, someone's said the same place as the meeting point to all of us.
Yani... Paşa Mahmut.
- Yes, great I say, le s give them a wedding the same day as us
Bence, onlar da bizimle aynı gün evlenmeliler.
The same as the rest of us.
Bizim yaptığımız işin hemen hemen aynısını.
They're on the same route as us!
Bizimle aynı rotadalar!
For us, Austria is the same as Germany.
Biz Fransızlar için, Avusturya, Almanya hiç fark etmiyor inanın.
Overlord has leding us as longer to the same path.
Derebeyi bize daha uzun bir yol açtı.
Any letter on my person for the express purpose of delivery receives the same sanctity as in any US Mail receptacle.
Geri veremem. "Teslimat amacıyla çantamda yer alan her mektup herhangi bir Amerikan posta kutusunda göreceği kutsallığın aynısını görür."
I don't feel the same way about us as you do.
Bizimle ilgili olarak seninle aynı duyguları paylaşmıyorum.
Hurry up, Jack, or else it end up the same way as the monitors and us- - disappearing off into the Noogasphere.
Acele et Jack, yoksa o da monitörler gibi, bizimle birlikte... Noogosfer'de yok olup gidecek.
That news doesn't pack the same wallop for him as it does for us.
Bu haber bize yarattığı aynı etkiyi onda yaratmadı.
If I hate him because he's got money, that's the same thing as them hating us because we don't.
Hoşlanmasaydım... Paralı olduğu için hoşlanmasaydım, bu onların bize yaptığıyla aynı şey olacaktı. Anladın mı?
The same as to us.
Bizi kilitledikleri gibi.
But what I gotta know is did Washburn get here the same day as us?
Kırmızıyı alabilirsin.
As we can see, if we increase the non-reflexive integers in the equation by a quantity denoted by D5, the parallel quantities D3 and D7 are inverted in the same direction, giving us a resultant modular quantity of 0.567359.
Gördüğünüz gibi denklemdeki sabit değerleri D5 değerinde arttırsak, D3 ve D7 paralel değerleri aynı yöne dönerek bize 0.567359 değerini veriyor.
If we get caught, they'll probably put us in the same cell as nick.
yakalanırsan muhtemelen nick ile aynı hücrede olacagız.
He wants to fight same as the rest of us more even.
Hepimiz kadar, savaşmak istiyor, hatta daha fazla.
Same as when you left us 10 seconds ago.
10 saniye önce olduğun yerdesin.
For some it is performance, for others patronage, they are two sides of the same coin... or being as there are so many of us the same side of two coins.
Bazılarına göre bu bir gösteri, diğerlerine göre himaye. Onlar aynı madalyonun iki yüzü ya da bizim gibilerin çok fazla olması nedeniyle iki madalyonun aynı yüzü.
In some ways, I think of us as kindred spirits. I hope you feel the same.
Bazı açılardan kafa dengi olduğumuzu düşünüyorum, umarım bana katılıyorsundur.
No, June, you have to turn the same way as us.
Hayır, June. Bizimle aynı yöne dönmelisin.
- They have the same worries as us directors.
Onların endişeleri, biz yöneticilerinkiyle aynı.
And these very same liars want to teach us a lesson in morals, while acting as if they were upholding virtue and religion?
Ve bu yalancının ta kendileri din ve erdemi... sanki desteklermiş gibi davranırken bizlere ahlak dersi vermek istiyor.
By the United States, in the US'case. The question is whether the media accept the government framework, or whether they use the same agenda, same set of questions, the same criteria for dealing with the two cases as any honest outside observer would do.
Altmışlı yılların hareketlerinin 70lere sonra da 80'li yıllara, toplumun farklı kesimlerine yayıldığını hatırlıyorum.
It's not the same for us as it is for you.
Bizim için durum, seninki gibi değil.
It was as if we were playing the same game, but with different rules for each of us,
Sanki hepimiz aynı oyunu oynuyorduk ama herkes için farklı kurallarla.
same as usual 40
same as me 59
same as yesterday 19
same as you 248
same as before 48
same as last time 25
same as yours 16
same as always 89
same as it ever was 19
same as the others 21
same as me 59
same as yesterday 19
same as you 248
same as before 48
same as last time 25
same as yours 16
same as always 89
same as it ever was 19
same as the others 21
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
usopp 23
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67