Shaken traducir turco
1,127 traducción paralela
When he gets back and has shaken the sand out of his shoes... perhaps you could get him to call me.
Geri gelip ayakkabılarındaki kumu atınca belki beni aramasını sağlayabilirsin.
She cracked a spar when the Enterprise was shaken.
Atılgan sarsıldığında bir direği kırılmış.
Just a little shaken.
Sadece biraz sarsıldı.
I was too shaken up to go to bed.
Ben uyuyamayacak kadar gergindim.
Just a little shaken up.
Biraz sarsılmış.
- A bit shaken, but...
- Biraz sarsıldım, ama- -
The attempt on Nordberg's life left me shaken and disturbed.
Nordberg'i öldürme girişimi beni sarstı.
Sheriff Brady. Mr. Murphy will continue claiming I've taken his property until I'm pronounced a thief and shaken out of Lincoln.
Şerif Brady, Bay Murphy ben Lincoln'ü terketmediğim sürece benim mallarını çalan hırsız olduğumu iddaa edecek.
The powers of the heavens shall be shaken.
Göklerin gücü sarsılacak...
- Shaken, not stirred.
- Çalkalansın, karıştırılmasın.
- Shaken, not stirred.
- Çalkalanacak, karıştırılmayacak.
I'm shaken to the depths. I'm afraid.
Derinlerde sarsılıyorum.
We create children for death, but death cannot devour a man who has shaken off his dust.
Ölümden çocuklar doğururuz, fakat ölüm, toprağını üzerinden atmış olan kimseyi yok edemez.
The Freedom Adventurer has been shaken by great winds...
dev rüzgarlara maruz kalıyor...
In doing so Mr. Patchett has... Not only broken a sacred trust... He has shaken the public's faith...
Böyle yaparak Bay Patchett sadece kutsal bir güveni istismar etmedi halkın muhasebecilere olan güvenini genel olarak sarstı.
- Whole town's badly shaken up.
- Tüm kasaba çok etkilendi.
Shaken, not stirred.
Çalkalayın, karıştırmayın.
Well, Mr. MacAdam had managed to get some sleep on the crossing, but he was still shaken, I could tell.
Yolculuk sırasında Bay McAdams uyuyabilmişti ama gördüğüm kadarıyla hala şoktaydı.
- I'm a little shaken up.
Pek kendimde değilim.
You've really shaken me up.
Beni gerçekten sarstın.
That's true, but I like being shaken up.
Kesinlikle. Ama sarsılmak beni eğlendirir.
I'm a bit shaken up.
Çok sarsıldım.
They've never quite shaken off their ancestral influence.
Atasal baskıdan hiç bir zaman kurtulamadılar.
In a couple of weeks I shall have shaken off his cursed slavery.
Birkaç haftaya, Onun lanet köleliğinden kurtulacağım.
I've never seen Morley so shaken.
Morley'yi hiç bu kadar sarsılmış görmemiştim.
" that looks on tempests and is never shaken.
Sarsılmazda meydan okur boralara.
I'm shaken up.
Biraz sarsıldım.
- Shaken up, sir.
- Sarsıldım, efendim.
You've probably never shaken hands with a ghost before.
İlk defa bir hayalet ile karşılaşıyorsun, değil mi?
No, he's just a bit shaken.
- Yok sadece biraz sarsıldı..
Pepperoni pizza, please, shaken, not stirred.
Az pişmiş, kızarmamış.
Please do not misunderstand me - but experience has shaken my faith in tenants.
Lütfen beni yanlış anlamayın ama deneyimlerim yüzünden kiracılara olan inancımı yitirdim.
The colony was shaken but fortunately there were no injuries.
Koloni biraz sarsıldı ama kimse yaralanmadı.
She's a little shaken up, but she's gonna be fine.
Biraz sarsılmış ama iyi olacak.
He hath also taken me by my neck and shaken me to pieces and set me up for his mark.
Canavarları boynundan yakala ve salla... Beni kurtar...
You look shaken. - It's nothing.
Sarsılmış gibisin.
we're all a little shaken up. in the meantime, the business at hand, huh?
Olaylar hepimizi üzdü ama hayat devam ediyor.
She's pretty shaken up, sir, but she's planning to hold classes tomorrow in a cargo bay, if that's OK.
Bir hayli sarsılmış, efendim,... fakat eğer sorun olmazsa kargo ambarında yarın ders vermeyi planlıyor.
He's shaken up, nothing more.
Titriyor, başka bir şeyi yok.
- Shaken, but alright.
- Biraz sarsıldı ; fakat iyi.
The crew's pretty shaken up. I'm arranging a memorial.
Mürettabat oldukça sarsıldı.Ben bir tören tertipliyorum.
It's a good thing that beer wasn't shaken up any more... or I'd have looked quite the fool, an April fool, as it were.
Daha fazla çalkalanmaması iyi oldu yoksa aptalın teki gibi gözükecektim, 1 Nisan aptalı, aynı şuradaki gibi.
Or I'll have you'shaken'forever!
Kıpırdamayın! Yoksa hepinizi silkelerim!
However, Hayashi-san was unskilled in transformation, and grew fatigued as he was shaken in the truck, and he reverted to his tanuki form when he lost consciousness.
Nevar ki, Hayashi dönüşüm konusunda yeteneksizdi. Kamyonun sarsıntılarıyla yorgunluğu artmış ve bilincini kaybedince tekrar rakun şekline dönmüş.
You don't know how happy I am to have met you, to have shaken the hand that creates the world where I so enjoyed living.
İnanın bilmiyorsunuz sizin gibi insanlara yeni dünyalar açan biriyle tanışmak ve el sıkışmak beni ne kadar mutlu etti. Hem de yaşadığım bu yerde.
Not too hot, extra chocolate, shaken, not stirred.
Çok sıcak değil, fazladan çikolatalı. Sallanmış, karıştırılmamış.
Though most Were too faint for us to feel... seven have shaken our community in the last few Weeks... and now scientists are speculating... there might be an unknown fault running beneath Los Angeles... a fault that could...
Pek çoğu hissedemeyeceğimiz kadar düşükse de son haftalarda yedi tanesi toplumumuzu sarstı... Şimdi bilim adamları Los Angeles altında bilinmeyen bir fay hattının varlığını tartışıyorlar. Bu hattın...
He`s shaken me up for a moment.
Bir an beni sarstı.
She was really shaken up.
O gerçekten kendine geldi.
I shouldn't have shaken hands with those old people.
O yaşlı insanlarla el sıkışmamalıydım.
All that traveling has left me... shaken.
Yolculuk beni bir hayli... sarstı.
shakespeare 192
shake 151
shake it 153
shake it up 26
shake it out 92
shake my hand 24
shake it off 106
shake on it 29
shake a leg 65
shake hands 70
shake 151
shake it 153
shake it up 26
shake it out 92
shake my hand 24
shake it off 106
shake on it 29
shake a leg 65
shake hands 70